Dün gece rüyamda bir okul bahçesindeydim. Beyaz, iri, tüylü bir köpek bana doğru bakıyordu. Onu nasılsa hemen tanıdım. Beni tehdit olarak algılasın diye biraz eğilip, takınabildiğim en sevimli yüzümü takındım. Bu tipimle ne kadar sevimli olabilirsem o kadar sevimli olmaya çalışıyordum. Anlayacağınız işim bayağı zordu. Ona bakıp gülümseyerek "Merhaba Boncuk. Benim adım Viltis. Merak etme sana zarar vermem. Ben iyi biriyim. Gerçekten. Sana asla zarar vermeyeceğim. Hadi boncuk. Gel oğlum. Bana doğru gel. yemin ederim sana zarar vermeyeceğim..." dedim. O an neredeyse ağlayacaktım. Benden korkmaması için elimden geleni yapıyordum. Benden korkmasın istiyordum. Benim iyi biri olduğuma inansın istiyordum. Ona asla zarar vermezdim. Onu asla üzmezdim. Asla onu incitecek bir şey yapmazdım. Ben kötü biri değildim. Boncuk yavaş yavaş bana doğru tedirgin adımlar atarak geliyordu. Benden korkmaması için neredeyse köpeğe yalvarıyordum. Sonra bir anda uyandım...
Gerçekten ilginç bir rüyaydı. Biraz kendime gelip rüyayı zihnimde tekrarladım. Ve ne olduğunu buldum. Rüyamdaki köpek (Yani Boncuk) Yazmak Bey'in bana verdiği Almanya Öyküsü kitabında bulunan bir köpekti. Dün gece yatmadan önce okuduğum için, rüyamda da kitabın içine girmiştim. Detaycı bir zihnin güzel nimetlerinden birisi işte... Kitapta Boncuk'un resmi yoktu tabi ki. Zihnimde okuduklarımdan bir Boncuk yaratmıştım. Gayet de güzel bir köpekti. Ama çözemediğim, neden bir köpeğe kendimi ispatlamaya çalışıyordum? Neden benden korkmasından bu kadar korkuyordum? Neden iyi olduğuma inansın diye neredeyse ağlıyordum? Boncuk'un beni bir canavar olarak görmesinden mi korkuyordum? Yoksa kendimi öyle görmekten vazgeçemeyeceğimden mi..?
Kalkmak istediğimde ayaklarımda derin bir acı hissettim ve geri yattım. Ayaklarım (Doğal olarak) hala iyileşmemişti. Ayak baş parmaklarım morarmıştı. Altları yara olmuştu. Bu şekilde yürümem ya da üstlerine basmam neredeyse imkansızdı. "Harika iş Viltis. Demek ki bugün tüm gün evdesin. Hiçbir yere gidemezsin." Lavaboya kalkmak için ayaklandığımda ise felaket bir ağrı hissettim. Uzun zamandır bu kadar fazla yürümediğim için ayak kaslarım hamlamıştı. Her bastığımda derin bir acı karşılıyordu beni. "Sorun yok." dedim kendi kendime. Buna değmişti. Gerçekten ihtiyacım vardı. Yatağıma tekrardan uzanıp, ayaklarımı daha fazla sinirlendirmemeye karar verdim. Dün benim dediğim olmuştu. Bugün de onların dediğini yapmalıydım. Ve onlar kesinlikle dinlenmem gerektiğini söylüyorlardı...
Tüm gün neredeyse hiçbir şey yapmadım. Sadece dizi izleyip, kitap okuyup, geleceğim için kaygılandım. Çok fazla düşünmeye başlamıştım ve bu iyi değildi. Dışarı çıkıp hava da alamıyordum, çünkü her zamanki gibi durmam gereken yerde durmamıştım. Kendime olan nefretim ve hırsım yine kendime zarar vermişti. Sakin kalmaya çalışıyordum. Tek isteğim bu durumumdan bir an önce kurtulmaktı. Artık gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı çünkü. Arkadaşlarım neredeyse her gün beni kontrol etmek için mesaj atıyorlardı. Beni asla tek başıma bırakmıyorlardı. Ben de onlarla konuştukça geçmişi hatırlıyordum. Bu nedenle telefonumla gün içinde çok ilgilenmiyordum. Hatta mesajların çoğuna geri dönmüyordum. Bunu bilenlerden bazıları beni direk aramak gibi bir çözüm bulmuşlardı. Çünkü aradıklarında kesinlikle açacağıma dair onlara, gitmeden önce söz vermiştim...
Genelde konuşmak istemediğim arkadaşlarımla bugün nedense çok fazla bir şekilde konuşmak istiyordum. Sebepsizce bugün yalnız kalmak istemiyordum. Ben de arkadaşlarımı sırayla görüntülü aramaya başladım. Biri kapattığında diğerini arıyordum. Bazılarıyla 10 gündür hiç görüşmemiştim. Yalnız kalmak istediğimi biliyorlar, bu nedenle beni rahatsız etmek istemiyorlardı. Konuştuğum arkadaşlarımın hepsine durumumun biraz daha iyi olduğunu söyledim. Fakat gerçekte öyle miydi? Gerçekten düzeliyor muydum? Hiç sanmıyorum... Sadece yeteri kadar ilgilendiler benimle ve bunca zaman sonra bile hala aynı yerde saydığımı söylesem... Ne bileyim? Yeteri kadar üzdüm onları. Daha fazla üzülüp "Başlarım senin depresyonuna..." demelerini istemedim sanırım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimle Baş Başayken - Nevşehir
RandomHer şeyini geride bırakıp kendini bir bilinmezliğe doğru sürükleyen Viltis, yıllardır sahip olamadığı huzuru ve mutluluğu bulmak için bir yolculuğa çıkar. Geçmişi ile ilgili her şeyi geride bırakan Viltis, duygusuz ve saf mantık dolu bir hayat yaşam...