2. GÜN - KEŞİF GEZİSİ

28 0 0
                                    

       Dün akşam mükemmel bir hadise daha yaşandı. Hemen merakınızı gideriyorum; Kaldığım evin balkonunda iki turşu bidonu bulmuştum. Birinin üzeri küf tutmuş, diğerinin durumu iyiydi. Küf tutmuş bidonun üzerindeki küfü temizleyip ağzı açık bir şekilde balkonda havalandırmaya koydum. Oruç olduğum için içindekilerin hepsi bozulmuş mu anlayamıyordum. Dün akşam yatmadan önce kontrol etmeye karar verdim. Eğer kalanı yenilebilir durumdaysa artık yaklaşık bir buçuk bidon turşum olacaktı. Beni yargılamayın lütfen. Şuan para harcamadığım her besine ihtiyacım var. İki bidonu da mutfağa getirip kontrol ettim. Kokusu o kadar ağırdı ki tadına bakmaya cesaret edemedim. "Bence turşusuz da hayatta kalırsın Viltis" dedim kendi kendime. Kapaklarını tekrardan kapatıp, yavaşça kulplarından tutup kaldırdım. Yavaşça kaldırıyordum çünkü küflenmiş turşu bidonunun, gecenin bir vakti mutfağa dökülmesi, yaşamak isteyeceğim son şeydi. Özellikle tüm gün küfle uğraşmışken... Derken bir mucize... Özellikle sabah küfünü temizlediğim turşu bidonu kapağını bana bırakıp beni aniden terk etmeye karar verdi. Bu ayrılığa dayanamamış olacak ki kendini mutfağın soğuk zeminine atıp intihar etti... Betimleme fazla gelenler için özetleyeyim; Döküldü... Mutfak zemini, duvar ve üzerim gecenin bir vakti aniden turşu suyuna bulandı. "Aferin sana Viltis... Gerçekten aferin..." Şimdi gecenin bir vakti, tam bir saat, yarı çıplak bir şekilde mutfak zemininden küflenmiş turşu temizlediğinizi hayal edin. Hem de tüm gün temizlik yapmışken...  Bunu bana yapmayacaktın turşu bidonu. O iki turşu bidonu ile artık bir samimiyetim kalmadı...

       Gece uyumakta biraz zorlandım. Eskiye dönmeye başladığımı hissedip biraz telaş etsem de, sakinliğimi koruyarak uyumak için elimden geleni yaptım. Dünden daha rahat uyuduğumu söyleyemem açıkçası. Ama uyudum sonuçta. Ve yine sabah 5'te uyandım. Ne kadar kendimi zorlasam da bir daha uyuyamadım. Umarım bu erken kalkışlar iyiye işarettir. 6 gibi kalktım, güzel bir sabah sporu, ardından temizlik. Aaa evet. Ben her sabah bir yeri temizlemeden güne rahat başlayamam. Bu sefer baharatlığı temizleyip düzenledim. Köri paketlerini birbirine boşaltırkenki mücadelemi görmeliydiniz. Kesinlikle takdire şayandı. Düzenlerken dolapta bir paket puding buldum. Eee kısa günün karı işte...

       Buzdolabını açtığımda küf kokusunun hala gitmediğini fark ettim. Sanki Küf İmparatorluğu "Seninle bitmemiş bir hesabımız var Viltis..." diye kulağıma fısıldıyordu. Geçen gece annemden aldığım süt ve karbonat tarifini hatırladım. "Sanırım artık geciktirmeden onu yapsam iyi olacak." diye düşündüm. Dolapları düzenlerken bir takım bakliyatlar buldum. Bunlarla nasıl yemek yapıldığını öğrenirsem birkaç gün beni idare edebilir sanırım. Ama yaptığım yemekleri dolaba koyabilmek için önce şu küf kokusundan kurtulmam gerekiyor. Bunlara bir müddet ara verdim çünkü saat hala çok erkendi ve ben iki gündür kendime doğru dürüst vakit ayıramamıştım. İlk önce Almanca çalıştım. Bugünkü öğrendiğim kelime "Kleidung" yani "Kıyafet" demek... Daha sonra şiirlerimin olduğu defteri alıp daha küçük bir deftere geçirmeye başladım. Evet kendi yazdığım şiirlerim var... Benim hakkımda bilmediğiniz çok fazla şey var dostlarım. Asla normal biri olduğumu iddia etmedim. Belki bir gün sizinle birkaç tanesini paylaşırım. Belki bir gün...

       Yazmaktan sıkılmaya başladığımı fark ettiğimde Sait Faik'e sarıldım ve biraz kitap okudum. Kısa sürede onu da bıraktım ve akşamdan kalan bulaşıkları yıkamaya kalktım. Bulaşık yıkarken müzik dinlemek gibisi yok. Eskiden müzik dinlemeyi çok severdim. Artık kafamın içinde o kadar fazla ses var ki müziğe odaklanamıyorum. Sanatçıyı hiç dinlemiyormuş gibi oluyor. Sanatçıya ne büyük saygısızlık değil mi? Nadir zamanlarda da olsa (Mesela bulaşıkları yıkarken) müzik dinleyebiliyorum. Seçtiğim müzikler pek iç açıcı olmasa da... Size kendim hakkında bir sır vereyim dostlarım; Ben bazen susarım ve kendim hakkında hiç konuşmam. Nasıl olduğumu ya da ne hissettiğimi söylemem. O zamanlara denk gelirseniz benim hangi müziği dinlediğime ya da hangi müziği mırıldandığıma bakın. Çünkü o an ne söylemek istiyorsam o sözlerin geçtiği şarkıları dinlerim ya da mırıldanırım. Gerçi insanlara bunu bizzat söylesem de yine de dinlediğim ya da mırıldandığım şarkılara odaklanmazlar... Neyse... Bugünkü şanslı parçamız Emircan İğrek - Zemin... "Bundan kötüsü gelemez başımıza. Bundan kötüsü gelemez. Ondan rahatım, sen de rahat ol. Zemine uzananlar düşemez..."

Kendimle Baş Başayken - NevşehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin