-1-

678 29 7
                                    


Yeterli olacağını düşündüm

Sanırım ben sadece insanım

- LİFE GOES ON-

***

Herkesin girmek istediği, hayallerinde olan lise Seoul Lisesi, züppelerin toplandığı aptal liselerden sadece biri, onların bakışları bile midemi bulandırıyordu. Ne kadar 1 haftadır bu lisede olsam da daha okula bile gitmemiştim. Herkes aynı idi benim gözümde, ilk dış görünüşünüz için gelirler sonrasında paranız için yanınızda kalırlardı. bazıları ise sadece sizi yatağa atmak peşindeydi. Burada ailelerin liderlik konumu çok önemli. Aileniz ne kadar varlıklı ve göz önündeyse hocalarınız bile size kul, köle olur.

İnsanlar ilk temelde ne kadar saygı gösterse de eğer istenmiyorsanız ezdiği kişi olursunuz . Bu yüzden 3 Lise değiştirmeme neden oldular . Ne kadar beni ezmelerine izin versem de benimde bir çizgim var ve bu çizgiyi aştıklarında karşıların da hiç de masum olmayan bir Park Jimin ortaya çıkıyor. İnsanlara karşı tatlılığını, saygısını kenarı bırakan bir Jimin

Babamın ailesinden kalma şirketinde, annem ve babam seul un saygın avukatlardan birileridir. asla kafalarını o kağıtlardan çıkarmaz, çocuklarını bir dadıya emanet eden , çocukları hastalığından ölse bile parmaklarını dahi sürmeyen bir aileden bahsediyorum size . Bugün okulun 2. haftasıydı, pazartesi günlerinden nefret ediyorum ayak seslerinin gelmeye başlamasıyla, anne yarım olan Hana nunanın sesini duydum " jimin-ah haydi kalk ailen kahvaltıya seni bekliyor, çabuk ol geç kaldığında neler olacağını biliyorsun"

İçimden hiç bilmez miyim diye söylenmeye başladım, bizim aileye göre evin bazı kuralları vardı bunlardan biri sofrada her aile bireylerinin tam saatinde masa da olması gerekir geç kalırsanız o öğünü atlardınız. öğle yemeklerini asla yememe izin verilmezdi. Kilo aldığımı düşünürlerdi, bunun dışında sıkı bir diyete tabi tutarlardı. Dış görünüşe önem veren bir ailem vardı.

Aşağı indim her zaman ki gibi ellerinde tabletler önlerinde kağıtlar vardı. Kahvaltı yaparken dahi çalışırlardı. Babamın seslenmesiyle bakışlarım ona döndü. "kahvaltıların saati belli bir daha geç kalırsan hiç acımam ."

Ne kadar göz devirmek istesem de bunu yapmadım yoksa işler daha zorlaşırdı bunu istemezdim . Kahvaltıya başlamam ile bu sefer annem konuşmaya başladı.

"jimin bu 3 oldu, bir sefer daha eğitimle ilgili sıkıntı çıkarsa şirkete gelmek zorundasın bu böyle gitmez, okulunun ikinci hafta olmasına rağmen okula gitmemek de ne bari liseyi bitir ve bize yardım gel."

Yardım , yardım ,yardım tabi ya başınızı hiç kaldırmadığınız bu iş, böyle bir şey asla olmayacak, lise sona kadar onları oyalayabilirim ama sonra ne olacağı hakkında hiç düşünmedim.

Kahvaltımın bitmesiyle artık arabaya binip şoförün arabayı kullanmasıyla okula geldim. Malum okul başlasa da gelmediğim için ilk müdürünün yanına gittim. Sınıfımı öğrenmem ile 12/b ye doğru yürüdüm hocanın yönlendirmesiyle sınıfa girdik . insanların doğrudan bakışları beni buldu ve fısıldamaya başladılar. Bu kötü bakışlar midemi bulandırıyordu, gözlerinin boş boş bakması , kızların üzerime atlayacak gibi olması, erkeklerin çoğunlukla hayranlıkla bakması ve tabi ki tiksinti gözleri de geçmemek lazım. Yanlarının boş olduğu belli etme çabaları tanrım ben nasıl bir sınıfa düşmüştüm. Hocanın yönlendirmesiyle en arka sıradaki siyah kapşonlu , beyaz tenli olan oğlanın yanına doğru gittim oturmamla beni sıradan itmesi bir olmuştu.

Kendimi yerde bulmamla ne olduğunu anlayamadım kafamı kaldırdım ve karşılaştığım siyah soğuk bakışlarla ne uğradığımı şaşırdım. O biraz önce beni sıradan mı itmişti , başlamıştık tekrardan kendini üsten gören çocukların gururunu okşayan hareketler görmeye .

My Flower- YOONMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin