Senin yüzünden mahvoluyorum
Durmak istiyorum, artık seni istemiyorum
Yapamıyorum, sinirleniyorum
Lütfen daha fazla mazeret üretme
*******
Gözlerimi açmamla başıma ağrı saplanmış, saate bakmamla sabaha karşı olduğunu anlamıştım. Baş ağrım beni bitiriyordu ayağa kalkıp banyoya gittim sıcak bir duş alıp kendime gelmem gerekiyordu aynadan kendime baktım ölü gibiydim göz altı torbalarım, göz kızarıklarım, solgun yüzüm çok belliydi kendime daha fazla bakamıyordum. Üzerimi soyunup duşa girdim artık burada giyinip soyunacaktım pis sapık belki beni gözetlemeye devam bile ediyordu.
Banyoda işlerimi hallettik den sonra odamda yatağımın üzerine oturup cam mekana bakıyordum ayağa kalkıp pencereyi açtım karşıya bakıyordum demek beni oradan gözetliyordu ne kadardır baktığımı bilmiyordum kapının çalmasıyla kokup oraya bakmıştım "efendim kahvaltı hazır sizi bekliyorlar" kafamı sallayıp peşinden aşağı indim masaya oturup onlara baktım sonra kahvaltıya başladım ne kadar midem bulansa da yemeye çalıştım
"jimin yanında korumalar olacak merak etme bir sorun olduğunda müdahale edecekler"
"tamam baba" sesim fısıltıyla çıkmıştı oldukça bitiktim. Ne kadar bir şey olmayacak desem de rahat edemiyordum. Tabiri caizse umutsuzdum artık. Ne olacaksa hemen olsun konumundaydım.
"ne kadar bunun için olumlu bakmasam da bugün chang-wokk ile görüşeceğim çıkışta seni alacak ne yapmamız gerektiğine bakacağız"
Babam artık düşmanıyla konuşma raddesine geldiyse sorun tahmin ettiğimden daha da büyüktü kahvaltımı edip yukarı çıktım.
Okulumu için forma ne kadar önemli olsa da giyilmemesi durumda bir şey de diyemiyorlardı. Üzerime beyaz tişört, şapka ve maske aldım. Bitkin halimle insanların içine çıkmazdım.
Hazırlanıp aşağı indim karşımda duran dört tane koruma bana bakıyordu, arabaya binip onları bekledim arabanın önünde oturan koruma "efendim arkamızdaki araçta da korumalar var ikisi sizinle okul içinde kalacak diğerleri okulun dışında bekleyecek" onaylayıp önüme döndüm
Okula geldiğimizde yanımda iki koruma ile sınıfa doğru ilerliyor aynı zamanda onları inceliyordum "efendim sizi sınıfınıza bırakacağız sonrasında kapının önünde dururuz" bu kadarı da fazlaydı "gerek yok siz kantine gidin zil çalınca gelip kontrol edersiniz" itiraz etseler de kesin bir dille kararımı belirtmem ile sonunda kabullenmişlerdi. Onları geride bırakıp sınıfa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Flower- YOONMİN
Fanfiction"Lütfen yoongi, öldür beni sana yalvarıyorum. dayanamıyorum...." "seni sevmemem öldüreceğim anlamına gelmez" "o zaman babamdan kurtar" fısıltım ona ulaşmış mıydı bilmiyorum ama sessiz kalışı... istemiyordu beni. "seni belki de öldürmekten beter etme...