Sen tatlısın ve ben sadece acınacak haldeyim
Umarım bir mucize gerçekleşir ve sen beni,
benim seni sevdiğimden daha çok seversin
Dün yoongi nin gitmesiyle yaralarıma krem sürüp uyumaya çalıştım ama bir türlü uyuyamadım. aklımda sürekli dolanan düşünceler beni bırakmıyordu neden bana yatak arkadaşlığı teklif etmişti, ben onun için vücudunda pis yaralarıyla var olan kişiydim.
Arkadaşlarıyla buraya gelmesi de kuşkulandırıyordu beni, neden gelmişti bir şeyler den rahatsız olduğu belliydi kahvaltıya indiğimde tekrardan babamı görmemek garibime gitmişti hiç böyle olmamıştı onda da bir iş vardı ama neyse şimdi onu düşünemezdim.
Annemin karşısına oturup kahvaltıma başladım hızlı bir şekilde yiyip vakit kaybetmeden okula gelmiştim sınıfa doğru yürürken karşımdan hoseok ve jungkook geliyordu umarım benle konuşmazlardı, kafamı indirip yeri izleyerek giderken hoseok seslendi
"bizde tam sınıfa gidiyorduk sende bizimle gelmeye ne dersin değil mi jungkook" ona bakıp kaş göz hareketi yapıyordu görmeyeceğimi zannediyordu galiba onu gördüğümü artık anlayıp bana gülümsemeye başladı onları hiç takmayarak yürüyordum. Mecburum buna hoseok umarım üzülmezdi ama sorun şuydu ki karşıdan geliyorlardı bu da sınıftan zaten çıkıp başka yere gideceğini gösteriyordu neden tekrar yönlerini değiştirip sınıfa gitmek istesinler ki.
Arkamdan gelirken aralarında konuşuyorlardı " jungkook-ah ben ne yaptım ki, acaba konuşma tarzımı mı beğenmedi ki" hoseok un böyle demesi beni çok üzmüştü bende isterdim onunla arkadaş olmak ama bunu yapamazdım. Bilerek konuşmalarına cevap vermiyordum daha kaba olurum belki ama bu onu daha da üzüyor gibiydi
" hayır, bunu kafanda kurma lütfen istemeye bilir onu zorlayamayız değil mi istemediğin şeyleri biri sana yaptırsa sen de böyle yapmaz mısın"
"doğru söylüyorsun jungkook-ah" diyip kahkahası duyuluyordu.
Onun gülümsemesini duymak beni de güldürmüştü bu konuda takılıp kalmamıştı jungkook u tanımlaya bildiğim kadarıyla ne kadar aralarında küçük gibi dursa da kocaman bir yüreği vardı olaylara tek taraftan bakmıyordu aklına ne geliyorsa masum bir şekilde dudaklarını bükerek soruyordu küçük bir bebek gibi .
Ben bunları düşünürken sınıfa girdim erken gelmiş gibiyim sınıfta fazla kimse yoktu yoongi ve arkadaşları, yeonjun, birkaç kişi daha vardı çantamı sıraya bırakıp tam oturacaktım ki Yeonjun sıraya doğru gelip "biraz konuşalım mı " diyerek bana baktı tahmin ediyordum ne konuşacağını ne kadar sakin olsa da gözleri ateş saçıyordu.
"ne konuşacağız. Konuşacak bir şeylerimiz olduğunu zannetmiyorum "
"sadece konuşmamız gereken birkaç konu var "
"tahminim doğruysa eğer onun için asla gelmem" sakin bir şekilde kitaplarımı çıkarıp sıraya koydum yoonginin bizi izlediğinin farkındaydım.
"jimin bak ned-"
"sana gelmeyeceğimi söyledim bana dil dökeceğine birkaç soru çözmeye ne dersin"
Bunu demem onu daha da kızdırmıştı ama sakinmiş gibi davranıp gülmeye devam ediyordu işte bunu biliyordum kendini sınıfın masumu ve yakışıklı biri olarak gösteriyordu. Gözlerinde sanki biraz da kırgınlık görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Flower- YOONMİN
Fanfiction"Lütfen yoongi, öldür beni sana yalvarıyorum. dayanamıyorum...." "seni sevmemem öldüreceğim anlamına gelmez" "o zaman babamdan kurtar" fısıltım ona ulaşmış mıydı bilmiyorum ama sessiz kalışı... istemiyordu beni. "seni belki de öldürmekten beter etme...