Bana seslendiğinde,
Çiçeğin oluveriyorum.
Sanki bunu bekliyormuşum gibi,
Hava soğuyana kadar çiçek açıyoruz.
Belki de bu evrenin takdiriydi,
Böyle olması gerekiyordu.
Biliyorsun, biliyorum,
Sen ve ben, ben ve sen.
***
Nefesimin artık tükendiğini hissediyordum, kapının dışından gelen ses ile kendime gelmiş, kafamı sudan çıkardım. Nefes ciğerime nüfus ettikçe yanıyordu.
"jimin iyi misin uzun süredir oradasın" Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ellerim artık buruşmuştu sıcak su kemiklerime iyi gelmişti biraz da olsa gevşemiştim kapının tekrar çalmasıyla korkularak irkildim
"evet çıkıyorum" kısa bir duş alıp banyodan çıktım üzerimi giyinip aşağı inmiştim çocuklar koltukta oturmuş kendi aralarında muhabbet ediyorlardı chang-wook ve ji-hyun noona yemek yapıyorlardı muhtemelen, mutfaktan yemek kokuları geliyordu.
"iyi misin jimin" seokjinin yanına oturdum "iyiyim"
jungkook diğer tarafıma oturup konuşmaya başladı "senin hep yanındayım tamam mı artık iyisin" ona bakıp gülümsedim gülümsememle dudağım acısa da gülmeye devam ettim chang-wook içeri girip bize bakıyordu
"pansumanını yaptın mı"
"sevgilin sağ olsun yaptı, sonunda kedi olalı fare tuttun" dalgaya almaya çalışıyordum.
"ciddi olur musun artık" gülümsememi sonlandırıp ona baktım ayağa kalkıp etrafa baktım yoongi karşımda oturup bana bakıyordu.
"gitmem gerekiyor, teşekkürler her şey için" gerçeklerdi bunlar yapacağım hiçbir şey yok, o adam asla pes etmezdi benim buraya gelmem bile onu fazlasıyla çileden çıkartmıştı pansumanımı yapıp kendime gelmiştim bu bana yeterdi ne kadar annemi sevmesem de o adamla yalnız kalmak nasıl bir şey ben çok iyi biliyordum, düşmanım dahi olsa buna göz yumamazdım ki bende böyle bir insandım.
"saçmalama ve yerine otur" sinirle gülmeye başladım
"ben mi saçmalıyorum"
"yardım ediyoruz ve sende yapman gerekenleri yapmıyorsun"
"yardımlarını istemiyorum yeterli bir cevap bence" ceketimi arıyordum ama göremiyordum
"çocuk gibi davranmayı kes ve sana denileni yap" ben mi çocuk gibi davranıyordum, o yağmurdan üşüyüp çenem artık titreyesiye kadar soğuk olan havada beni saatlerce kapıda bırakmış yetmeyip babamı arayıp kışkırtmıştı ama o bana şimdi çocuklaştığımı söylüyordu.
Ben çocukluk ne demekti bilmiyordum ki insanlar çocuklara nasıl davranır ve karşılığı olarak çocuklar ne yapar bunları bilmiyordum anneler çocukları canları bir şey çektiğinde istediğini yaptıklarında o mutluluğu bilmiyordum. Babalar çocuklarının istediği oyuncakları aldığında o çocukların gözlerindeki mutluluğu bilmiyordum. Ben aslında küçücük yetişkin bir insandım. Ben çocuksu hareketlerimi babam karşımda bağırdığında, annem beni aşağıladığında bırakmıştım. Şimdi karşıma çıkmış bana çocuklaşma diyor önceden yardıma tenezzül etmeyen biri diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Flower- YOONMİN
Fanfiction"Lütfen yoongi, öldür beni sana yalvarıyorum. dayanamıyorum...." "seni sevmemem öldüreceğim anlamına gelmez" "o zaman babamdan kurtar" fısıltım ona ulaşmış mıydı bilmiyorum ama sessiz kalışı... istemiyordu beni. "seni belki de öldürmekten beter etme...