-22-

153 14 0
                                    


Acıyı bilen melekler,


Geceleyin, kırık kanatlarla uçuyorlar



***

Her şey bitmişti artık benim için yapacağı hamleyi bekliyordum, tanrı ilk defa sesimi duymuştu chang-wook hyungun ve yoonginin gelişi şok etmişti. Tanrı onları bana kurtarıcı olarak yollamıştı. geldiklerine sevinsem de babamın yapacaklarından korkuyordum.

 Beni bu halde görmelerini istemiyordum, bana acıdıklarının farkındaydım. Ne kadar bana şefkatli gözlerle baksalar da gözlerinden acıma duygusu geçiyordu bu ellerinde değildi.

yoongiye hala bakmamakta kararlıydım, onu gördükçe gerçekler yüzüme vuruluyormuş gibi hissediyordum. Arkadaşlarının önünde babamın vurması zaten yeterince kalbimi kırmışken asıl beni üzen olay  gerçeklerin yüzüme vurulmasıydı.  Benim için gerçekleri göz ardı etmek yaşamayı daha da kolaylaştırıyordu.

Bana doğru yakınlaşmaya başladığında yardım etmek istediğini biliyordum ama acıyarak bakamazdı bana sulu hissederdim. sesim ne kadar çıkmasa da " dokunma bana" bunu diyebilmiştim sadece, gözlerime kırgın ve şefkatle bakıyordu. Sözlerimle uzattığı eli geri inmiş kendini benden uzaklaştırmıştı.

chang-wook hyungun sesini duydum "ya jimin ile çıkmama izin verirsin ya da buraya polis ve muhabirleri yağdırırım karar senin" sinirli bir şekilde sözlerini söyledi. Babam bu sözleri hazmedemeyip elindeki sopayı yere fırlatarak odadan çıktı. chang-wook hyung yanıma çöktü

"iyi misin" korkuyla bana bakıyordu, neden öyle bakıyordu ki, daha önce onun kapısına giderken bana yardımı dokunmayan biri şimdi beni merak ediyormuş gibi davranmazdı, umursamaz tavırla konuşmaya başladım

"kalkmama yardım et" göz temasına girmiyor, hamlesini bekliyordum. Yanıma gelip zorda olsa kalkmama yardım etti. Her hareketimde canım acısa da ayağa kalkıp etrafa bakıyordum.

chang-wook hynug hala elinde silahını indirmeden yürümeye devam ediyor babama güvenmediğini belli ediyordu. "odana git bir kaç kıyafeti al bana gideceğiz oraya doktor çağırırız" kimi çağıracağını çok iyi biliyor ne kadar gitmek istemesem de yaralarıma pansuman gerekiyordu. Pansumandan sonra eve gelirdim

kafamı sallayıp odama gitmek için çıktım, arkamdan yoonginin geldiğini çok iyi biliyordum. Dolabıma ilerleyip üstüme giyilecekleri ve pansumandan sonra giyilecekleri çıkarıp yatağın üstüne koydum. Üzerimi soyunmamla yoongi kapıya ilerlemiş kilitlemişti, yaptıklarını göz ucu  baksam da umursamadım. Sonuçta beni çıplak görmüştü değil mi? Önünde soyunmam da sakınca yoktur. Yaralarımı incelediğinin farkında olduğum için hızla giyinip, kirlileri atmak için banyoya ilerledim. Odaya geri döndüğümde yoongi kıyafetleri bulduğu bir çantanın içine sıkıştırıyordu.

Aşağı indiğimde yemek masasına gözüm çarpmıştı durup oraya baktım. Annem hala masada oturmaya devam ediyor rahatını hiç de bozmayışı benim sinirlerimi bozmuştu

"tüh! eğlencende yarıda kesilmiş oldu, bu sefer ne yapsak" cevap vermiyordu "kocanla iyi eğlenceler umarım seni iyi eğlendirir" gözleri korkuyla bana bakmaya başladı, benim yanıma gelmek için ayağa kalkmıştı, kocası onun üstüne kaldığı için korkuyordu. Kalkmasına izin vermeden dış kapıya ilerledim. Ben o adama nasıl katlandıysam o da katlanmalıydı, bir gece sorun olmazdı.

Önden yürüyordum çıktığımda iki araba gördüm chang-wook hyung beni öndeki arabaya götürüyordu diğer arabada çocuklar olmalıydı yoongi ile aynı ortamda olmak istemediğim için öbür arabaya ilerledim. "arkadaki arabaya biniyorum" beklemeden arabaya ilerledim. Arabanın kapısını açmamla çocuklar bana bakmıştı, tahmin ettiğim gibi buradalardı. kapşonumdan dolayı beni göremiyorlardı saçım başım dağınıktı

My Flower- YOONMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin