bir zamanlar seni sevdiğime inanamıyorum
beni bir kez kandır, sonra iki kez kandır
sana yazıklar olsun, evet, bana yazıklar olsun
akıl sağlığımı kaybettiğimi düşünüyorum
-change pt.2-
"Bak ben çok sakinim gördüğün gibi..." bende salaktım inandım, tabi canım bıraksalar üstüme atlayacaksın, birinin bir an önce gelip beni kurtarması gerekiyordu.
"... hoseok ve taehyung senin yanına geldiler ve sonra hoseokun suratı asık, üzgün bir şekilde geri yanımıza geldi dokunsan ağlayacak gibiydi ona ne yaptın söyle daha fazla sinirlenmeyeyim." Bir şey söyleyemedim, sakince onu dinliyordum ne diye bilirdim ki bende nedenini bilmediğim bir şeyi nasıl açıklayabilirdim. arkadaşına asla üzülecek kelime söylememiştim.
"Arkadaşlarım senin yanına geliyorlar, benim istemememe rağmen ama sen onlara ne yapıyorsun ah doğru ya senin hiç arkadaşın olmadığı için böyle şeyleri bilmezsin ne de olsa sen bir ucubesin" ne o, ucube lafını nerden biliyordu bir anda gözlerim büyüdü ve telaş yapmaya başladım o benimle ilgili şeyi nerden biliyordu. Gözlerimin önüne fazla değil sadece bir sende önceki olaylar gelmişti.
Onlardan kaçıyordum yoksa beni tekrardan döveceklerdi tek çarem buydu ara sokağa girmem ile nefes nefese duvara yaslanmıştım onlardan kurtulduğumu zannetmiştim dedim ya size ben öyle düşünmüştüm. Dinlendikten sonra ayağa kalktığımda onlar zaten karşı duvara yaslanmış çaresizliğime gülüyorlardı
"ne o kaçamadın mı, oysa hızlı koşuyordun" arkadaşları gelip kollarımdan tutuğunda artık her şeyin son bulduğunu kabullendim, onlara teslim oldum. Ama o tahmin ettiğim şeyi yapmayarak beni şaşırtmıştı. Elleri yüzümde dolanıyor "buna zaman sana nasıl kıymışım ucube oysa ki altımda inleyecek kadar çok güzelsin"
"bırak beni oruspu çocuğu" tükürerek konuşuyordum neyse ki oradan polisin geçmesiyle onlardan kurtulmuştum.
Adım sesleriyle kafamı sallayıp kendime gelmiştim. Bana doğru yaklaşıp boğazımdan tutup duvara yasladığında belim serçe vurulmuştu. Hem boğazımı tutup hem gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerinde babamı görmüştüm, yaptıkları, vücudumun ağrıları tekrar gün yüzüne çıkmıştı. "Ne oldu gerçekleri duymak yoksa seni üzdü mü ucube oysa ki sana daha hiçbir şey söylemedim"
Gözlerim dolmaya başladı her şey tekrar olacaktı insanlar tekrar bana ucube diyerekten ezmeye başlayacaklardı. Sınıfa hoseok girdi ilk gözleri yoonginin önünde dursa da sonra bana baktı hızlıca yanıma doğru geldi kapının açık kalmasıyla öbür arkadaşları da içeriye girmişti. "yoongi ne yapıyorsun onun bir suçu yok ki" yoongiyi üzerimden çekip bağırıyordu. Ben ise sadece nefes almaya çalışıyordum
" Ciddi misin sen hosoek onun bu okula gelmesi hata, hayatıma girmesi hata, benimle evlenmek istemesi hata, hatta ne biliyor musun onun bu hayata gelmesi hata" hayır bunu dememeliydi bende biliyordum ne kadar istemesem de bu hayattaydım sonuçta daha gençliğimdeydim hayatın ne getireceğini bilemezdim, belki... belki güzel şeyler olacaktı bende bilmiyor muydum intihar etmeyi ama olmaz yapamam ölmeyi dahi beceremeyen biriydim ben .
Boş gözlerle yere bakmaya devam ettim arkadaşları da bana acımaya başlayacaklardı onlarda benim sefil biri olduğumu düşüneceklerdi "hoseok kenarı çekilir misin lütfen" çekilmemek için gözlerime bakmaya çalıştı ama ona sert bir şekilde baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Flower- YOONMİN
Fanfiction"Lütfen yoongi, öldür beni sana yalvarıyorum. dayanamıyorum...." "seni sevmemem öldüreceğim anlamına gelmez" "o zaman babamdan kurtar" fısıltım ona ulaşmış mıydı bilmiyorum ama sessiz kalışı... istemiyordu beni. "seni belki de öldürmekten beter etme...