3

1.6K 148 100
                                    

"sayın Lee Minho, Hwang Hyunjin'i özgür iradenizle, hiçbir baskı olmadan eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet" dedim adını yeni öğrendiğim hyunjine bakarak. Nikah memuru bu sefer sorusunu hyunjine yöneltti.

"Sayın Hwang Hyunjin Lee Minho'yu hiçbir baskı altında olmadan özgür iradenizle eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet" dedi hyunjin.

İmzaları attık ve nikah memuru tekrar konuştu.

"Bende bana verilen yetkiye dayanarak sizleri evli kabul ediyorum" dedikten sonra evlilik cüzdanını verip evden ayrıldı. O sırada hyunjin'in babası da gidiyordu.

Hyunjin

Babam evden gitmişti. Minho ben ve minho'nun babası kalmıştık. Koltukta çekingen bir şekilde otururken minho'nun babası konuştu.

"Hyunjin odanız yukarıda soldan ikinci oda istersen eşyalarını yerleştir sen."

"Tamam" diyerek merdivenlerden çıktım ve soldan ikinci odaya girdim. Oda fazlasıyla büyük ve ferahtı. Ağırlıklı olarak gri tonları tercih edilmişti ayrıca babam Minho'dan sinir hastası olarak bahsetse de hiç öyle gözükmüyordu.

Odanın kapısı sert bir şekilde açılırken kafamdaki düşünceler dağıldı. Minho içeri hızla girdi. Sanırım aşağıda bir şeyler olmuştu çünkü gerçekten sinirli olduğu belliydi. Hızla bana döndü ve

"Ben uyuyorum ses çıkarma "dedi.

"Tamam ama ben kıyafetlerimi nereye yerleştireceğim" diye sordum.

"Zaten bir dolap var benim kıyafetlerimin yanına yerleştir"dedi.

"Peki" diyerek valizimdeki kıyafetlerimi dolaba yerleştirmeye başladım. Yerleştirme işim bittikten sonra arkama döndüğümde minho'nun uyuyakaldığını gördüm. Ben de koltuğa oturup kitabımı okumaya başladım.
.
.
.
Minho

Uyandığım gibi yastığımın altındaki telefonumdan saate baktım. Saatin akşam 6 olduğunu gördüm. Karnımın acıktığını hissedip mutfağa gidecekken koltukta uyuyakalan hyunjin'i gördüm. Boş verip mutfağa doğru gittim ve tek yapabildiğim yemek olan hazır rameni yapmaya başladım. Suyu ısıttım ve sebzeleri doğradım malzemeleri karıştırmak için bir tabak almaya arkamdaki dolaplara ilerlerken hyunjin ile göz göze geldik. Benimde ona baktığımı fark edince panikle gözlerini kaçırdı. Aklıma üzerimde tişört olmadığı gelince sırıttım. Sonra hyunjin'i görmezden gelip yemeğimi tabağa koyup masaya oturdum o sırada hyunjin konuşmaya başladı;

"Şey ben şu içmek için gelmiştim de"

"İç o zaman" dedim ifadesiz bir sesle.

"Evet içeyim "dedi ve etrafa bakındı.

"Bardaklar nerede?"

Elimle dolapları gösterip "şurada" dedim.

" Teşekkür ederim" diyerek suyunu içti tam çıkacakken;

"Bekle sana birşey soracağım" dedim.

"Tabi sor " diyip konuşmamı bekledi. Derin bir nefes alıp sorumu sordum.

3. Bölüm sonu

Neurotic   HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin