15

1.1K 96 70
                                    

Minho

Aşağıdan gelen kapı sesiyle salona indim. Hyunjin gitmişti. Kendi kafasına göre gidebilme iznini kimden almıştı? Ne hali varsa görsün diyerek su içmeye mutfağa gittim. Suyumu içtikten sonra odama çıkarken binanın içinden sesler geldiğini duydum. Komşulardır diyerek tam yukarı çıkacakken kapı çaldı. Hyunjin gelmişti bu kadar hızlı geleceğini tahmin etmemiştim. Çıktığım merdivenleri inerek kapıyı açtım. Karşımda hiç tanımadığım biri vardı. Hyunjin'in yaşlarında (18) sarı saçlı çilli bir çocuktu.
Çekingen bir şekilde konuşmaya başladı.

"Ş-şey ben hyunjine bakmıştım da" derken bir yandan da beni inceliyordu

"Sen kimsin?" Diye sordum.

Neden hyunjin için geldiğini merak etmiştim.

"Felix ben."

Bira duraksadı. Yüzünde anlayamadığım değişik bir ifade vardı.

"Hyunjin'i nereden tanıyorsun?"

Kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Ona nasıl bakıyordum bilmiyorum ama yüzüme mal gibi bakıyordu.

"Çocukluk arkadaşıyım."

"Bu saatte hyunjin'i sorma sebebin ne peki?"

Diye sordum. Sorumla çakışan bir ses daha vardı hyunjin hızla felix'e sarıldı. Felix'te hızla kollarım hyunjin'nin beline sardı. Niye sarılıyorlardı ki? Hyunjin niye ve nereye gitmişti? Hyunjin burada olduğumu yeni farkediyormuş gibi bana bakınca yüzündeki gülümseme silindi. Hyunjin felix'e dönüp

"Gel içeriye girelim."

"Çok fazla fazla vaktim yok içeriye girmeyeyim. Başka bir zaman konuşuruz. bizim evi taşırken telefonun kaybolmuştu ya eşyaların arasından çıktı baban da burda olduğunu söyleyince buraya getirdim ama şarjı yok."

Diyerek elindeki telefonu hyunjin'e uzattı. Hyunjin telefonu alıp tekrar felix'e sarıldı. Kulağına fısıldadığını duydum

"Seni çok özledim."

"Bende seni, olanları sonra konuşalım."

Hyunjin'e göz kırptı ve bana dönüp

"İyi akşamlar"

Dedi. Yüzümdeki en sahte gülümsemeyi kullanarak ona baktım. Hyunjin'i belinden tutup kendime çekerek

"gel içeri geçelim sevgilim" dedim.

Hyunjin afallamış gibi bana bakıyordu. İçmiş miydi? Ağır bir alkol kokusu geliyordu. Kapıyı kapatıp hyunjin'e dönerek

"Bira mı içtin?" Diye sordum.

"Sen ne yaptın az önce?"

Hyunjin

Minho neden  bir anda belimi tutup öyle demişti ki? Asıl soru neden kalbim deli gibi atıyordu? Kalbimin atma hızını felix'i görmeye bağlıyorum. En azından öyle olmasını istiyordum.

"Soruma soruyla cevap vermemen gerektiğini tahminen ne zaman anlarsın?"

"Evet içtim. Şimdi sen cevap ver."

"Bir şey yapmadım." Dedi umursamazca

"Minho niye belimden tutup öyle söyledin?"

"Evli gibi görünmek için hyunjin oldu mu aldın mı cevabını?"

Göz devirip içeri geçecekken

"Sen neredeydin kimden izin aldın dışarı çıkarken?"

"İzin mi almam lazım minho dışarıda takıldım biraz rahat bırak beni"

"Neden içtin hyunjin başına bir şey gelse benim nereden haberim olacak?"

"Minho neden gerçekten evliymişiz gibi soruyorsun ne güzel işte istemiyordun beni ortadan yok olmuş olurum işine gelir."

"Off seni merak edende kabahat zaten."

"Aynen. Ben uyuyorum başım ağrıyor."

"Felix'le yakın mısınız?"

"Evet o benim en iyi arkadaşım çocukluktan beri arkadaşız."

"Peki iyi geceler "

Başımı sallayıp salona gittim ve koltuğa uzandım. Bugün felix'i az da olsa görmek beni iyi hissettirmişti. Felix benim çocukluk arkadaşımdı günümün çoğu onunla geçerdi yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. onu çok severdim. Olanları ona daha anlatmamıştım. Babam felix'e olanları anlatmamamı özellikle tembih etmişti. Yani kendi isteğimle evlendim demek zorundaydım. Böyle bir şeyi ona söylemediğim için kızacaktı, haklıydı. Telefonumu getirmesi çok iyi olmuştu. Evde sıkılınca kullanabilirdim. Aklıma bir anda minho'nun bugün Felix'in yanında yaptıkları geldi. Kıskanmış mıydı? Saçmalama hyunjin neden kıskansın? Ama niye öyle davrandı o zaman ayrıca bana felix'le yakın mısınız diye de sormuştu. Minho çok dengesiz davranıyordu bir ilgili bir umursamaz. O yaptıklarını umursamasa da benim kafamı karıştırıyordu. Kabul etmek istemesemde minho'nun belimden tutması beni heyecanlandırmıştı. Ahh minho çok farklıydı. Daha bugün kavga ederken şimdi beni merak etmiş gibi sorular soruyordu bu sadece aklımı karıştırıyordu. Ben bir üzgün bir mutlu oluyordum onda ise hiçbir duygu değişimin yoktu. Sanırım sorun bendeydi onun bana karşı en ufak güzel hareketini saatlerce düşünüyordum. Yapmamalıydım, bu yanlıştı hemde çok yanlış.
.
.
.

15. Bölüm sonu

Biraz geç geldi hem hastaydım hem sınav haftamdayım kusura bakmayın.
Bu bölüm olaysız olsun dedim.

Ya sizce birbirlerine aşık olmaya başlasınlar mi yoksa kavgalarla devam mı hangisini isterseniz ona göre devam edicem.

Neurotic   HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin