Hyunjin
"Sor tabii." dedim tedirginlikle. Umarım bileklerimi ya da boynumu falan görmemiştir.
"Neden benimle evlendin? Benim bu evliliği kabul etme sebeplerim var, zorundaydım. Peki sen niye kabul ettin? diye sordu
"Bunu sana söyleyemem." dedim korksam da belli etmeyerek
"Ne yani isteyerek mi evlendin?"
"Senin gibi bir deliyle kim isteyerek evlenir ki?!" bağırdım. Evet bağırmıştım acaba yürek mi yemiştim? Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyor gibiydi. Ne dediğimi sonradan fark etmiştim. Korkudan titremeye başladım.
"Bana bağırma sen benim sinirli halimi görmedin. Benimle düzgün konuşmayı öğreneceksin yoksa ben öğretmesini bilirim hyunjin. Laflarına dikkat et!"
"Yaşadıklarımdan daha kötü napabilirsin ki bana " dedim.
"Ne yaşamış olabilirsin ki en fazla bana acıtasyon yapmayı kes"
"Acıtasyon öyle mi?"dedim ve hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp evdeki odalardan birine girdim. Burası banyoydu hemen kapıyı kilitledim ve daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım anılarım canlanmıştı
.
.
.Minho
Sinirlenip ilk günden zarar vermek istemiyordum ancak kendime hakim olamıyordum. Ağlama sesleri geliyordu belki yaşadıklarını bilmeden böyle konuşmam yanlıştı ama damarıma basıyordu. Ben deli değildim kimse bana deli diyemezdi. Umursamayıp yatağıma gittim zaten 3 saat sonra sabah olacaktı uyumaya karar verdim.
5 saat sonra
Sabah olmuştu. Saat 9'u 12 geçiyordu yatağımdan kalktım. Hyunjin koltukta yoktu banyoya gitmek için aşağı indim
Ancak kapıyı açamadım Hyunjin'in orada olduğunu belkide akşam orada uyuduğunu düşündüm. Umursamadım sonuçta kimse onu zorla oraya kilitlememişti kendi isteğiydi. Tek endişem hasta olup başıma kalmasıydı. Kapıyı tıkladım ses gelmiyordu uyuya kalmış olabilirdi tam gidecekken kapının altından gelen kan damlasını gördüm. Daha sonra aklıma hyunjin su içerken bileklerinde gördüğüm çizikler geldi
Hemen beni duymasını umarak bağırmaya başladım."Hyunjin!! Hyunjin iyi misin bir ses ver "
Cevap vermemesi beni daha çok endişelendiriyordu. Hızlıca yedek bir anahtar aradım. Anahtarı bulunca vakit kaybetmeden deliğe sokmaya başladım ama arkasında anahtar olduğu için açılmıyordu arkadaki anahtarı düşürmem uzun sürmüştü. Bir yandan kapıyı açmaya çalışırken bir yandan da hyunjin'e bir şey olmaması için dua ediyordum. Kapıyı hızla açtığımda yerde bilekleri kesiklerle dolu her tarafı kan içinde olan hyunjin'i görünce yere eğilip seslenmeye başladım ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
"Hyunjin uyan, hyunjin"
Uyanmıyordu. Sosyofobimden dolayı dışarı çıkamıyordum koşarak odama çıktım ve ambulansı aradım daha sonra telefonumu alarak tekrar banyoya indim hyunjin'in başını dizime koydum ve ambulansı beklemeye başladım.
.
.
.
Ambulans gelmişti hyunjin'i sedyeye yatırıp evden çıkardılar. Bende o sırada telefonumu almaya gittim birkaç çekmeceye bakarak hyunjin'in kimliğini aramaya başladım. Bulunca telefonum ve hyunjin'in kimliğiyle aşağıya indim. Hyunjin'i yalnız bırakamazdım. Dışarıya çıktım en son yıllar önce çıkmıştım her yer çok değişmişti daha fazla etrafı inceleyemeden ambulansa bindim. Kimseye bakamıyordum. Başım yere eğikti. Yanımdaki bir hemşire beni dürtüp"Beyefendi iyi misiniz?" Dedi.
Kulaklarım o kadar çınlıyordu ki kadını çok zor duymuştum. Cevap vermeyince beni dürtmeye devam etti ancak herhangi bir tepki veremiyordum. Yol bir türlü bitmek bilmiyordu yaklaşık yarım saat sonra ambulans durdu ve hyunjin'i götürmeye başladılar hyunjin'in ardından bende indim hyunjin'i yoğun bakıma aldılar bende oradaki oturaklardan birine oturup beklemeye başladım.
1-2 saat sonra doktor çıktı bende ayağa kalkıp doktora hyunjin'in durumunu sordum. Doktor konuşmaya başladı dikkatle onu dinliyordum
.
.
.4. Bölüm sonu
