8

1.3K 113 55
                                    

Minho

Gözlerimi yavaşça araladım. Başım çok ağrıyordu ağrı kesici almak için aşağı indim. Merdivenlerde yerden kalkmaya çalışan hyunjin'i gördüm. Dudağındaki ve burnundaki kan kurumuş açılan tişörtünden bembeyaz teninin üzerindeki morluklar gözüküyordu. Umursamazca yanından geçip mutfağa ilerlerim. Dolabı açıp içerisinde ağrı kesici aradım ancak yoktu. Diğer dolaplara da baktım ancak sonuç değişmemişti, bulamamıştım. Başımın ağrısı gittikçe artıyor ve dayanılmaz bir hal alıyordu. İlaç içmezsem geçmeyeceğini biliyordum. Dışarı çıkamıyor olmama bir kez daha küfür ettim. Sanırım babam olucak o adam haklıydı ben dışarı bile çıkamayan, yemek yapmayı bilmeyen, tek başına asla yaşayamayan biriydim işe yaramazın tekiydim. Şuana kadar yaşamış olmam bile bir mucizeydi nerdeyese. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hyunjin'den gidip almasını istemeyi düşündüm ama daha dün öldüresiye dövdüğüm çocuktan nasıl benim için ilaç almasını isteyebilirimki? Ayrıca ayağa bile kalkamıyordu nasıl dışarı çıkacaktı.

Hyunjin'i dövdüğüm için içimde hiç pişmanlık yoktu. Nede olsa onu defalarca kez uyarmıştım, ayrıca sinir hastası olduğumu da biliyordu ama hala benimle düzgün konuşmayıp ters cevaplar veriyordu
Bence zaten ona bu günlerde olabildiğince iyi davranmıştım uslu durup beni dinleseydi böyle birşey yaşanmazdı. Bundan sonra ne olacaktı bilmiyorum belkide o adamın dediği gibi beni bırakıp gidecekti hatta kesin öyle yapacaktı sonuçta hangi aptal kendisini döven bir sinir hastasıyla aynı evde kalmaya devam eder ki. Düşüncelerimi bölen baş ağrımla hemen bir sandalye çekip oturdum ve başımı tuttum. Aklıma ilaç için banyo dolaplarına bakmadığım geldi biraz daha oturduktan sonra banyoya ilerledim.

Hyunjin

Gözlerimi acıyla açtım. Hem yediğim dayağın acısı hemde merdivenlerde uyumuş olmanın verdiği etkiyle yerimden bile kıpırdayamıyordum. Ben ayağa kalkmaya çalışırken bir anda minho yanımda belirdi bana bakıp umursamadan mutfağa gitti  onun bu umursamaz tavrına bir anlam veremedim sanki dün beni döven kendi değilmiş gibi davranıyordu. Vücudumun neredeyse çoğu yerinde morluklara dönüşen yara izleri vardı. Onunla gerçekten hala aynı evde kalmaya devam mı edecektim üstelik böyle bir olaydan sonra birde onun yüzüne mi bakacaktım. Minho tanıdığım en dengesiz insandı gerçekten geçen günlerde böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Peki şimdi ne olacaktı tekrar yaşanacak mıydı böyle bir olay? Kafamda bir sürü soru vardı ancak bunları düşünemeyecek kadar acı çekiyordum. Zor da olsa kalkıp banyoya ilerledim ben banyoda yaralarıma sürmek için krem ararken içeri bir anda Minho girdi . Refleks olarak kendimi geriye çektim bunu neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Minho beni görmezden gelip dolaplara baktı. Sanırım birşey arıyordu bende ona daha fazla bakmayıp başımı eğerek çıkmasını bekledim. Heralde aradığı şeyi bulamadığı için çıkmıştı. O çıkınca bende banyo dolaplarında krem aramaya başladım ama yoktu. Yaralar gerçekten sızladığı için krem sürmeliydim ama bu evde neyin nerede olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden son çare Minho'ya sormaya karar verdim. Odasında olduğunu düşünüp oraya çıktım. Kapının önünde tam kararımı değiştirip sormaktan vazgeçecekken bir anda odanın kapısı açıldı. Minho bana ifadesiz bir şekilde bakıp konuşmamı bekledi.

"Krem var mı?" dedim sesimin ifadesiz bir şekilde çıkmasına dikkat ederek.

"Ne yapacaksın?" Diye sordu. Bu benimle dalga mı geçiyordu

"Sen ciddi misin ya! dün bana vurdun ya heryerim yara olmuş o yüzden istiyorum" dedim imalı bir ses ile

"Hyunjin bak benimle böyle konuşmaman için seni ilk normal bir şekilde uyardım dinlemedin şiddet yoluyla uyardım ama hala dinlememekte ısrarcısın yeter senin gibi çocuklarla uğraşacak vaktim yok başım çatlıyor zaten."

"Minho hala haklıymış gibi konuşuyorsun inanamıyorum sana" hala üste çıkmaya çalışıyordu.

"Hyunjin kapı orada git hadi ,hala neden burdasın topla eşyalarını git. Git de bende artık seninle uğraşmak zorunda kalmayayım."

"Gidemem minho anlamıyorsun"

"Neden hyunjin neden gidemiyorsun kafana silah dayayan yok burada kal diye hatta gitmeni bile istiyorum neden gitmiyorsun."

"Emin ol gidebilsem şuana kadar gitmiştim zaten Minho hiçbir şey bilmeden konuşuyorsun."

"Anlat da bileyim hyunjin hadi bekliyorum anlat!"

"Minho anlatsam ne değişecek sadece gidemeyeceğimi bilmen yeterli aşağı iniyorum ben istemiyorum krem falan"

Tam merdivenlerden inerken minho'nun sözleri ile durdum.

"Madem gidemiyorsun o zaman yaşayacağın şeylere hazırlansan iyi edersin çünkü burada kalmaya devam ettiğin her gün cehennemin olabilir hyunjin"

deyip sırıtmıştı. Bu dedikleriyle içimi anlamsız bir ürperti sardı gerçekten minho'nun daha neler yapabileceğini bilmiyordum ve aklıma gelen ihtimallerin olmaması için dua etmekten başka yapabileceğim bir şey de yoktu bu günden sonrası beni geçmişte yaşadığım şeylere götürecekti ve yıllardır kaçıp durduğum gerçekleri yüzüme vuracaktı sanırım, işte korktuğum şeyde buydu ya.
.
.
.

8. bölüm sonu

Hyunjin'in Minho'dan ayrılamamasinin bir sebebi var bunu minho ilerde öğrenecek ve minho'nun sonda söylediği şeyde sinir hastası olduğu için her an herşeyi yapabilir mesajı veriyo

Öyle işte nasil olmuş bu bölüm

Neurotic   HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin