18

1K 100 67
                                    

Minho

Sabah başımdaki ağrı ile uyandım. Salondaki koltukta uyanmıştım. İlk 5 dakika resmen kendimde değildim. Başımın ağrısından hiçbir şeyin farkına varamadım. Koltukta oturur pozisyona geldim ve biraz bekledim. Dün içtiğim için şimdi başım çatlıyordu. Keşke o kadar içmeseydim diye düşünürken salonun kapısı açıldı. İçeriye bir bardakla beraber hyunjin girdi.

"Al bu kahveyi içtikten sonra şu ilacı iç ve biraz dinlen yoksa başının ağrısı geçmez."

Bunları yüzüme bile bakmadan söylemişti. Umursamaz davranıyordu. Neden böyle yaptığını bilmiyordum ama şuan başımın ağrısının geçmesi için verdiği şeyleri içmeliydim. O yüzden tamam diyip elindeki kahve ve ilacı alıp içtim. Yaklaşık 1 saat kadar geçmişti şimdi kendimi çok daha iyi hissediyordum. Mutfağa gidip bardağı bırakırken hyunjini gördüm. Hyunjini ayık kafa ile görünce aklıma dün yaşananlar geldi. Ben hyunjin'i jisung sanarak öpmüştüm. Aklıma gelen olaylarla ne yapmam gerektiğini şaşırmıştım. Hemen hyunjinin yanına gidip

"Dün ben içtikten sonra bir şey oldu mu?"

Diye sordum. Asıl amacım onu denemekti. Hyunjin hemen şaşırdığı için açılan gözleriyle bana baktı ve

"H-hayır ne olabilirki zaten" dedi.

Yalan söylüyordu. Yalan söylemesi benim sinirlenmemi sağlıyordu. Önce derin bir nefes alıp ona döndüm ve

"Hyunjin bana yalan söyleme her şeyi hatırlıyorum. Ya sen neden ben öptüğümde geri çekilmiyorsun ha? Üstelik seni isteyerek bile öpmüyorken, seni jisung sanarak öpmüşken neden bir şey yapmadın beni itebilirdin geri çekilebilirdin neden yapmadın bir de üstüne bana sarıldın hyunjin farkında mısın bu yaptıkların hiç normal şeyler değil eğer seni jisung sanmasaydım öpüp sarılmazdım neden bana engel olmadın açıklamanı istiyorum"

"B-ben bilmiyorum minho"

Hyunjin

Gözlerimin yavaş yavaş dolduğunu hissediyordum. Minho her şeyi hatırlamıştı ve her zamanki gibi bana hesap soruyordu. Ona nasıl cevap verecektim? Cevabını ben bile kendime veremezken ona ne söyleyecektim ki gözlerimin dolduğunu görmemesi için başımı öne eğip dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Hyunjin İlk olarak benimle konuşurken yüzüme bak ikinci olarakta şu sorulara daha fazla sinirlenmeden cevap ver anlıyor musun beni?"

Kafamı yavaşça kaldırdım. Daha fazla sinirlensin istemiyordum yoksa her şey olabilirdi.

"Ben gerçekten bilmiyorum minho. Sadece seni itmek, sadece seni itmek istemedim."

O an doğruyu söylemem gerektiğini düşünmüştüm. Minho alayla bir kahkaha attı.

"Beni itmek istemedin öyle mi? Peki neden hyunjin beni neden itmek istemedin? Amcan seni zorla öperken onu itiyorsun ama bana gelince itmek istemiyorsun yanlış mı anlıyorum? Amcanla benim aramdaki fark ne peki hyunjin benim yaptığım şeyde tacize girmez mi istemeyerek de olsa seni öptüm. Neden geri çekilmedin peki, taciz edilmeye alışık olduğun için mi yoksa benden etkilendin de o yüzden mi itmedin?"

"Minho ne saçmalıyorsun sen her konuya şu lanet adamı çekmek zorunda mısın ha? Neden benim unutmaya çalıştığım şeyi tekrar tekrar hatırlatıyorsun. Onun bana yaşattığı şeyleri beynimden silmeye çalıştıkça sen tekrardan konusunu açıyorsun. Dün bana sarıldığında kendimi o kadar huzurlu ve güvende hissettim ki minho. İlk defa biri bana bu anlamda sarılmıştı. O kadar garip ve güzel bir duyguymuş ki saatlerce bana sarılmanı istedim. Karşılık verdiğim için hiç pişman değilim minho hatta bana ilk defa bu duyguyu yaşattığın için teşekkür ederim. Belki dedim belki değişirsin ve bende o duyguyu tekrar tekrar yaşarım, o karnımdaki kelebekleri tekrar tekrar hissederim ama sen hiçbir zaman değişmeyeceksin minho sen hep aşağılık, insanları zayıf noktalarından vuran, kendi yanlışını görmeyip insanları sorgulayan biri olacaksın. Ve sen böyle biri olduğun sürece kimse seni sevmeyecek ve herkes senden nefret edecek."

Sonunda içimdeki her şeyi söylemiştim. Pişman değildim söylediğim şeyler için bu saatten sonra ne olacaksa olsun. Rahatlamış hissediyordum artık.

"Ama sen edemeyeceksin değil mi? Söylesene hyunjin madem ben bu kadar kötü aşağılık ve insanları zayıf noktalarından vuran bir pisliğim neden bana karşı bir şeyler hissediyorsun? Neden sana sarıldığımda güvende ve huzurlu hissediyorsun neden seni öperken karnında o kelebekleri hissediyorsun ve tekrar hissetmek istiyorsun?"

"Peki jisung seni bırakıp hiç bir açıklama yapmadan gitmesine rağmen sen neden hala jisung'u seviyorsun minho?"

Minho sustu. Başını yere eğip beklemeye başladı.

"Bende öyle düşünmüştüm minho."

Deyip yukarı kata çıktım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kendime gelmeye çalışıyordum. Anlık bir duygu boşalmasıyla ağlamaya başladım. Kendimi çok güçsüz hissediyordum. Bundan sonra ne olacağınıda bilmiyordum.

Minho

Hyunjin yukarı çıktıktan sonra düşünmeye başladım. Hyunjinin benden hoşlanıyor olabilme ihtimalini hiç düşünmemiştim. Benden hep nefret ettiğini sanıyordum. Son söylediği sözler beynimin içinde yankılanıyordu. Sahi ben neden hala jisungu seviyordum ki bana onca kötü günler yaşatmıştı onun yüzünden her günümü berbat geçirir olmuştum. Peki bunlara rağmen neden hala onu seviyordum. Aynı şekilde hyunjini dövmüştüm ona hep hakaret etmiştim hatta ona orospu muamelesi bile yapmıştım neden beni seviyordu? Neden ona iyi davranan onu sevdiği her halinden belli olan felixi değilde kendisinden nefret eden beni seviyordu? bu sorulara cevap bulamıyordum. Ben de bilmiyordu ki niye jisung'u sevdiğimi ne kadar inkar etmeye çalışsamda gerçek buydu değiştiremezdim. Peki bundan sonra ne olacaktı hyunjin evden mi gidecekti? Ama evden giderse babası onu amcasına götüreceği için evden gidemezdi peki ne olacaktı ki ne yapmalıydım bilmiyordum. Ellerimin titrediğini fark edince hemen salona gidip koltuğa oturdum ve sakinleşmeye çalıştım.5 dakika kadar sonra sonunda sakinleşmiştim. Tam elimi yüzümü yıkmaya banyoya giderken kapının çaldığını duyunca yönümü kapıya doğru çevirdim. O sırada hyunjin de aşağı inmişti. Ben kapıyı açarken hyunjin de arkamda durmuştu. Kapıyı açtığımda hyunjinin babasını gördüğümde şoka uğradım. Neden gelmişti ki? Arkamdaki hyunjine baktığımda yüzünün bembeyaz kesildiğini gördüm babasının konuşmasıyla ikimizde ona döndük

18. Bölüm sonu

Hyunjinin babası niye geldiki acabaa
Sonunda hyun minhoya hislerini söyledi.

Neurotic   HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin