"Rahat bırak artık beni. Şu lanet olası ilaçları ve tedaviyi istemiyorum. Anlasana!"
"Bu tedaviyi olacaksın Minho. Ben seninle uğraşmaktan sıkıldım. Şimdi odana çık kalbini kırmak istemiyorum
Minho
hızlıca odama çıkıp sinirle kapıyı kapattım. Bir de yüzsüzce kendi yaşattığı travmalar hakkında tedavi olmamı bekliyordu. Daha da sinirlenmemek için yatağıma yattım ve gözlerimi kapatarak uyudum...
Hyunjin
Okuldan gelip kapıyı anahtar ile açacaktım fakat anahtar deliğe girmiyordu. Yine mi evdeydi? Zile bastım ,açmayacaktı, düşündüğüm gibi açmadı. Kesin yine sızmıştı. Her zaman ki sakinliğimi aldığım sahil kenarına yürüdüm. kaç saat orda oturduğumu bilmiyordum fakat havanın kararması akşam olduğunun habercisiydi. Kalkıp eve doğru yol aldım.
Kapının önüne geldiğimde artık uyandığını düşünüp zile bastım. Açan olmayınca anahtarım ile kapıyı açıp eve girdim. Masanın üzerindeki ve yerdeki boş şişeleri toparlayıp, yemek hazırladım.
Yemek yapmayı bitirince odama gidip babam gelene kadar uyumaya karar verdim...
Aşağıdan gelen kapı sesiyle uyandım. Hızlıca yatağımdan kalkıp aşağı indim. Mutfağa gidip yemeğimi masaya koydum. Onun ne zaman geldiğini fark etmemiştim bile masaya oturana kadar. Arkamı dönüp gidecektim ama eliyle karşısındaki sandalyeyi gösterip büyük bir ciddiyetle konuştu;
"Otur şuraya, önemli bir şey konuşacağım." dedi.
yüzündeki ciddiyeti ve ses tonu gittikçe korkmama sebep oluyordu. Yavaşça sandalyeye oturup konuşmasını bekledim. Biraz sustuktan sonra boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Geçen gün evimize gelen adamı hatırlıyor musun?"
"Evet, hatırlıyorum."
"İşte biz dün o adamla konuşup bir karar verdik."
"Anlamıyorum. Ne kararı?"
"Onun sinir problemleri olan bir oğlu var. Oğlu yüzünden çok sıkıntı çekiyor. Ayrıca tedaviyi ve ilaçları reddettiği için durumu günden güne kötüleşiyor."
"İyide bunun benimle alakası ne?"
"Bende seninle yaşamak istemediğim için oğlu ile seni evlendirmeye karar verdik."
Kulaklarım bana ihanet ediyordu. Duyduklarım gerçek olamazdı. Benim babam bu kadar acımasız olamazdı...
"Sakın onlara bir saygısızlık yapmaya kalkma. Yoksa neler olacağını biliyorsun."
"İstemiyorum. Bu zamana kadar yaptıklarına hiçbir şey demedim. Ama bu çok fazla."
"Sana fikrini sormadım. Evleneceksin dedim. Bana itiraz edemezsin."
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Hem sinir hastası diyorsun, hem de evlenmemi bekliyorsun. Hayatta olmaz."
"Sana fikrini sormadım dedim! Yarın ilk iş oraya bırakacağım seni."
"Bana istemediğim bir şeyi daha yaptıramazsın. Bu sefer olmaz."
Yanağımda hissettiğim acı ile yüzümü buruşturdum. Ve mutfaktan çıkıp odama gittim. Kapımı kilitleyip ağlamaya başladım. Kimse bana zorla bir şey yaptıramazdı...
Minho
Odamda oturuyordum. Kapının çalması ile;
"Gel."
İçeri babam girdi. Elindeki tepside yemek vardı. Evin içinde kimseyi istemediğim için evde çalışan yoktu. Babam tepsiyi kapının yanındaki masaya bırakmak yerine, yanıma yaklaşıp çalışma masama bıraktı. Boş sandalyeye oturup derin bir nefes aldı.
"Seninle bir şey konuşacağım Minho." dedi.
1. Bölüm sonu