Hyunjin
Jisung'un bizi görünce bağırarak konuşması üzerine minhoyla ayrılmıştık.
"Ne diyorsun sen minho ben senin istediğinde unutup istediğinde oynayacağın bir oyuncak değilim. Umarım şuan ki durum için geçerli bir açıklaman vardır."
"Sen ne zamandan beri bizi dinliyorsun?"
"Minho konuyu değiştirmeye çalışma"
"Konuyu falan değiştirmiyorum ne duyduysan o jisung."
"Ne demek ne duyduysam o minho ne dediğinin farkında mısın?"
"Gayette farkındayım."
"Madem bu zamana kadar beni seviyordun ne diye evlendin? Ne diye itiraz etmedin bu evliliğe? Ne diye beni peşinden koşturdun minho?!"
"Bağırmayı kes jisung"
"Günlerdir seni bekliyorum ben. Her gün kendimi elbet bir gün tekrar sana aşık olur jisung elbet bir gün tekrar birlikte mutlu olursunuz diyerek teselli ederken sen gelmiş burda hyunjine jisungu unuttur diyorsun. Ah cidden çıldıracağım!"
"Sen beni sadece birkaç gün bekledin jisung. Ben seni yıllarca içimdeki belirsizlikle bekledim. Tam seni unutmaya başlamışken tekrar karşıma çıkıp beni sevdiğini söyledin. Ama ben evliydim jisung. Dengemi bu kadar mahvettiğin yetmiyormuş gibi bir de seni felixle yakaladım. Hala seni sevmemi boynuna atlamamı falan mı bekliyorsun benden utanmazca."
Ben sessizce ikisinin konuşmasını dinliyordum. Jisung gözlerindeki hayal kırıklığı ile minhoya bakıyordu. Minhonun ise sinirlendiği her halinden belliydi. Haklıydı onca yıl jisungu beklemişti ancak jisung onu sevdiğini söyleyerek felixle beraber olmuştu. Üstüne hala neden beni sevmiyorsun diyordu. Kim olsa sinirlenirdi.
"Minho beni bu kadar çabuk unutabilecek misin gerçekten?"
"Evet çok kolay bir şekilde unutacağıma şüphen olmasın."
"Beraber yaşadığımız onca anı çöp mü olacak şimdi."
"Eğer zamanında beni bırakıp gitmeseydin veya beni sevdiğini söyleyip başkasıyla öpüşmeseydin o zaman belkide şuan hyunjin ile değil seninle evli olurdum jisung."
Açıkçası benim yanımda böyle konuşması nedensizce beni kırmıştı. Kurduğu cümlelerden sanki benimle evlendiği için hala pişmanmış gibi gözüküyordu. Belkide öyle demek istememişti ve ben fazla kafamda kuruyordum.
Bunun yanı sıra bu konuşmanın sonucunda neler olacağını kestiremiyordum. Bildiğim tek şey şuan minhonun gereğinden çok daha fazla sinirlendiğiydi. Şuanda aralarına girmem gerekiyor muydu bilmiyorum ama biraz daha sessizce onları dinlesem daha iyi olur diye düşündüm.
"Minho pişmanım gerçekten hiç olmadığım kadar pişmanım. Sana bunu nasıl yaptım bilmiyorum. Bir anlık bir şeydi ben sadece seni seviyorum. Affet beni baştan başlayalım her şeye söz veriyorum seni çok mutlu edeceğim. Beraber her şeyin üstesinden geleceğiz."
Korktum. Ya minho bu teklifi kabul ederse diye çok korktum. Evet bana bir şans tanımıştı ama hala jisungu unutamadığını söylemişti. Ya jisungun teklifini kabul edip beni bırakırsa. O zaman boşanmak zorunda kalırız. Ve eğer boşanırsak ben tekrar o lanet eve gitmek zorunda kalırdım. Minho sessiz kaldıkça benim kalbimdeki korku gittikçe artıyordu. Bacaklarım ve ellerim hafiften titremeye başlamıştı. Sessizce minhonun vereceği cevabı bekliyordum.
"Jisung saçmalamayı kes artık. Sen bundan sonra benim hayatımda arkadaş olarak bile kalamazsın. Benim gözümdeki değerini sen belirledin o yüzden kuru özürlerin ve boş laflarına kanacak başka birini bul."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neurotic Hyunho
General FictionSinir hastası minho ile evlenmek zorunda olan hyunjin...