20

1.1K 112 252
                                    

Selaaam bu bölüm için sizi çok beklettik bu yüzden en uzun bölüm bu oldu. Biraz geciktirdiğimiz için özür dileriz

Medyada diğer yazar ile her bölümde yaptığımız konuşma var KEHSLWNSKSKSKDHFXNSLWFB

İyi okumalarrr

Hyunjin

Üstüme gelip beni öpmeye başladı ne kadar ittirmeye çalışsam da iri yarı bedeni yerinden oynamıyordu bile onun öptüğü her yerimden tiksiniyordum. Benim çırpınmam onu sinirlendirmiş olacak ki ellerimi başımın üstünde tek eliyle tutuyordu.

"Oynaşma!"

"Bırak istemiyorum. Lütfen bırak yalvarırım."

"Kes sesini ve kıpırdama yoksa canını yakacağım."

"Daha ne kadar canımı yakabilirsin ki. Şuan bana istemediğim bir şey yaptığının farkında mısın? Lütfen bırak beni gideyim. Bu güne kadar yaptıklarından hiç mi pişman olmadın? Bu kadar mı merhametsizsin?"

"Hyunjin sinirleniyorum kes artık sesini. Zaten tüm arzumu kaçırdın. Neyse ki uzun bir süre benimlesin."

Bunu derken o pis sırıtışı yüzündeydi. Bu evden kaçmam lazımdı. Bunu öncesinde de çok denemiştim fakat bir türlü becerememiştim. Bir daha denemekten zarar gelmezdi diyeceğim ama gelebilirdi. Fakat ben zaten buraya bir daha gelmemek için evlenmiştim. Çektiğim bütün acıların hepsi boşuna çekilmişti. Eğer olur da kaçmayı başarırsam Minho'nun evinde dönme gibi bit niyetim de yoktu açıkçası.

Bulunduğum odanın kapısını kilitliyordu. Camlarda da demirlikler vardı. Karanlık bir odaydı. Ben karanlıktan çok korkuyordum. O adamın bana dokunmasını istemiyordum. Bugün bir yolunu bulup kaçmalıydım. O adamın beni öptüğü yerleri derisi soyulana kadar çizmek parçalamak istiyordum. Bedenime böyle şeyler yapıldığı için kendimden nefret ediyordum çünkü ben kendimi korumaya bile aciz bir çocuktum. Her zaman böyleydim hiçbir şeye karşı gelemezdim. Fakat artık gerçekten bu eve, bu evin sahibinin yaptıklarına katlanamıyorum.

Eğer buradan kaçmayı becerebilirsem Felix'in evine gideceğim olmadı sokakta da yaşardım ama Minho'nun evine asla gitmeyecektim.

Aniden odanın kapısı tekrar açıldı. İçeri girmeden konuşmaya başladı.

"Hadi gel de salonda bir şeyler içelim Hyunjin, tüm burada kaldığın süre boyunca bu odaya kendini hapsetmemelisin."

Söyledikleri oldukça ironikti. Sanırsam beni görmeyeli bipolar da olmuştu. Beni bu odaya kilitleyen kendisiyken bana odadan çıkmam gerektiğini söylüyordu.

Belki bir umut kaçma fırsatı bulurum diyerek onunla salona geldim. Onun uzağındaki tekli koltuğa oturdum fakat o beni yanında istediğini belli etmek amacıyla elini hemen yanına doğru iki kez yavaşça vurdu. İstemeye istemeye yanına geçtim. Bir kolunu omzuma attı ve kadehlere bira doldurup bana uzattı fakat almadım

"İçmek istemiyorum."

"Hyunjin beni sinirlendirme ve iç şunu bir tane daha vermeyeceğim."

İstemeye istemeye kafama diktim. Zaten midem boştu neyine içki içiyordum ki? Beni omzumdan tutup biraz daha yanına çekti. Rahatsız olduğumu anlaması için birazcık kenara kaymaya çalıştım fakat izin vermedi. Sehpaya doğru eğilip kendisine bir sigara yaktı ve geri arkasına yaslandı. Bana yaklaşmaya başladı. Çok yakın olunca kafamı geriye doğru çektim ama ensemden tutup kendine yaklaştırdı. Bir hışımla sehpadaki büyük kül tablasını alıp kafasına geçirdim. Kafası kucağıma düştüğünde kafama dank etti. Bayılmıştı. Bundan başka şansım olamayacağı için hemen kalkıp dış kapıya koştum. Kilitli olduğu için anahtarı bulmam gerekiyordu, anahtarlıktaki birkaç anahtarı denesemde açılmıyordu. O uyanmadan kapıyı açıp çıkmam gerekiyordu. Hemen yanına gidip ceplerini karıştırdım. Bir anahtar çıkmıştı. Umarım doğru anahtardır diyerek denedim. Evet bu doğru anahtardı! Hemen dışarı çıktım ve kapıyı dışarıdan kilitledim. Karanlık boş sokaklarda sadece koşuyordum, nereye olduğunu bilmeden koşuyordum. Daha öncelerinde hep arabayla gelmiş olduğum için buraları bilmiyordum. Felix'in evini nasıl bulacağımı bilmiyordum. Ben sokakları inceleyip bir yer bulmaya çalışırken başım dönmeye ve midem bulanmaya başladı. Yinede durmayıp yürümeye devam ettim. Sokaklar çok tenha ve boştu sanırım gece geç bir saat olduğu için kimse yoktu. Baş dönmem ve bulantım iyice artınca gözlerim kararmaya başladı. Daha fazla dayanamayan bedenim orada yıkıldı...

Neurotic   HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin