Minho
Karşımda Hyunjin'in babasını görünce çok şaşırdım. Niye gelmişti ki şimdi bu adam. Hyunjin'e baktığımda beti benzi atmış şaşkınlıkla babasına bakıyordu. Babası çok süre geçmeden konuşmaya başladı.
"Merhaba rahatsız etmiyorumdur umarı-"
"Ediyorsun."
"Hyunjin birkaç günlüğüne benimle geliyorsun."
Hyunjine baktığımda babasına korkuyla bakıyordu bir iki dakika sonra bana dönüp arkamdan kolumu tutup sıktı. Anladığım kadarıyla her nereye götürüyorsa gitmek istemiyordu. Babasına bana cevap vermediği için sinir olmuştum.
"Peki götürmek için kimden izin aldınız?"
"Birisinden izin almam gerektiğini düşünmüyorum."
"Birisi dediğiniz kişi kocası oluyor yalnız."
"Bende babasıyım."
"Evet çocuğunu parayla satan bir babasınız. "
"Yeter benimle gelecek dediysem benimle gelecek."
Adam sinirle hyunjinin kolundan çekip dışarı doğru sürüklemeye başladı.
"Birkaç gün sonra geri gönderirim."
Tam itiraz edecekken çoktan dışarı çıkmışlardı. Dışarı çıkmak istedim ama yapamazdım. Acaba nereye götürüyordu babası onu? Hızla Hyunjin'i aradım. Telefonunun koltuğun üstünde çaldığını görünce küfür ede ede telefona doğru ilerledim.
Şifresi yoktu ben de telefonunu açtığımda direkt felix'le olan mesajlaşmaları açıktı. Biraz geriye gittikten sonra mesajları okumaya başladım. Felix resmen Hyunjine yürümüyor uçuyordu. Sürekli canımlı cicimli konuşuyorlardı. Hyunjinin hala felix'in ondan hoşlandığını anlamaması için salak olması gerekirdi ama zaten salak olduğu için sorun yoktu.
Ne diye babasına karşı çıkmıyordu ki? Ben bir yere kadar müdahale edebilirdim. Hyunjin'in giderken ki bakışı gerçekten üzücüydü.
Hyunjin
Babamın beni nereye götürdüğünü çok iyi biliyordum. Amcamın yanına götürüyordu beni. Minho ağırlığını koymuş olsa da babama bunların hiçbiri işlemezdi çünkü amcam söz konusuyken babam bile korkuyordu. Oraya gitmek istemiyordum ne kadar diretsemde gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Artık o adamın bana dokunmasını istemiyordum. Babama bakarak.
"Yine mi o adama götüreceksin beni gitmek istemiyorum lütfen bırakta eve geri döneyim."
Babam bana alayla bakıp.
"Daha düne kadar ben bir deliyle kalmam derken şimdi minho'nun yanına mı gitmek istiyorsun?"
"O sizden daha katlanılabilir."
Babam önüne dönüp arabayı kullanmaya devam etti. Yaklaşık 1 saat sonra her şeyin başladığı o lanet eve gelmiştik. Kabus gibi olan anılarıma geri dönmüştüm. Evi görür görmez gözüm dolmaya başlamıştı bile. Kapıda o adam bekliyordu. Yüzünü gördüğüm gibi midem bulandı. Babam arabadan inip kolumu sertçe tutarak beni o adamın önüne kadar sürükledi. Bu seferde amcam kolumdan tutup babama bakarak.
"Tamam sen git ben işim bitince seni ararım alırsın."
"Tamam" deyip gitmişti babam.
Şimdi yalnızca ikimiz vardık. Korkudan her yerim tir tir titriyordu. Yüzüne bakacak cesareti bile kendimde bulamıyordum. Amcam bana bakarak
"Benden habersiz evlenmişsin."
Olacaklardan çok korktuğum için cevap bile veremiyordum. Resmen dilim tutulmuştu. Cevap vermediğim için sinirlenip saçlarımdan tutarak yere doğru eğik olan başımı yukarı doğru kaldırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neurotic Hyunho
Ficção GeralSinir hastası minho ile evlenmek zorunda olan hyunjin...