(B)"Söyle bakalım ufaklık, neye üzüldün?"
(R)"of."
(B)"Doğru ya, sen konuşamıyorsun."
(R)"of?"
(B)"Evet, keşke konuşabilsen."
Parmaklarımı buklelerine daldırdım. Daha bebek olduğu için yumuşacık ve incecikti saçları. Koyu bir kahverengiydi, aynı kocaman gözleri gibi.
Cidden, gözleri çok büyüktü. Rebecca'nın suratını hatırlamaya çalıştım. Yok, onun gözleri bu kadar büyük değillerdi. Rebecca'dan çok Maria'nın gözleri gibi büyüklerdi.
Maria...
(B)"Her çocuk gibi bir annen var biliyorsun değil mi?"
Başını hafif sola yatırmış dinliyordu.
(B)"Anneni seviyorum, çok fazla. İyi kalpli, güzel biri o. Yıllarca beni bekledi biliyor musun? İlk başlarda ona o kadar iyi davranmadığım için pişmanım. Öküz gibi savrandım ve neredeyse beni bırakıp gidiyordu."
İlk önce etrafına, sonra yüzüme baktı. Daha sonra tekrar bakındı.
(B)"Anneni arıyorsan o burda değil. Gelmesi uzun sürebilir. Ama her koşulda seni çok seviyor."
Gülümsedi. Sevgi ile alakalı her söz bu kızı mutlu ediyordu.
(B)"Acaba bende fotoğrafı var mı?"
Acaba cidden var mıydı? Olması gerekirdi. Çok fazla uğraşmak istemediğimden Friday'e sordum.
(B)"Hey Friday. Maria'nın net bir fotoğrafı var mı?"
(F)"Tabii var bay Barnes, hatta çok fazla var."
Friday anında yüzlerce güzel fotoğrafı yansıttığında onu ne kadar çok özlediğimi bir kez daha farkettim. Rebecca ise hiç tanımamasına rağmen onu gördüğü gibi yatağın üstünden inip Friday'in yansıttığı fotoğrafların yanına gitti.
Tüm fotoğraflara sırayla bakmaya çalıştı. O her zaman yüzünde duran kocaman gülümsemesi büyüdü. Parıldayan gözlerle bana döndü.
(R)"Anne!"
(B)"HA!?"
Nasıl yani?
İmkanı yok!
Sabah of dışında bir şey demeyi bilmeyen çocuk nasıl şak diye anne diyebiliyordu?
(B)"Friday Wanda'yı çağır. Bir boklar dönüyor."
●
● ●Rebecca. Güzel kızım. Varlığımdan haberdar olan tek kişi.
Buralar karışık olduğu için onu göndermek zorunda kalmıştım. İşlerim beni yoruyor ve zorluyordu. Yönetim sıkıntılıydı ve isyanlar başlıyordu. Haksız yere tutsak edilenler ayaklanmaya başlamıştı.
Evet, Hela elindeki güçten dolayı deliye dönmüştü ve haksız yere alınan ya da Hellheim'e gönderilen ruhlar artık Hela'ya karşı gelmek için ayaklanıyorlardı.
Rebecca konusu ise bununla ayrı ama bir o kadar da bağlantılıydı.
Evet o gerçekten Rebecca. Ruhu cennetten sürgün edildiğinden beri haksız yere acı çekiyordu. Onun bu durumuna göz yumamazdım ve Hela ile çok zorda olsa uzlaştım. Rebecca'nın ruhunu o azaptan çekip çıkardım ve başına gelenleri unutması için onu bir bebeğin bedeninde tekrar dünyaya getirdim. Bu isyan olayları daha da büyümeden önce (Rebecca şuan bir yaşında.) hep beraberdik. Annesi bendim, Hela ile iyi kötü bir iletişimleri vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/337875822-288-k818527.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DO I KNOW YOU: ANGEL OF DEATH 《》Bucky Barnes
Fanfiction"Bir melek. Ölümü getiren melek o." #1-death