Siyah kıyafetli adamlar içeri doluşmaya devam ederlerken Tony zırhıyla sivilleri en hızlı şekilde kuleden çıkarmaya çalışıyordu. Beş dakika sonra olay yerine ulaşan Fury'nin özel ekibi ve Kaptan Amerika'da artık sahadaydı.
(S)"Şimdi şöyle yapıyoru-"
(B)"Kes sesini, senin emir verdiğin dönem geçti."
Bu cümle on beş sene sonra Bucky'nin Steve'e kurduğu ilk cümleydi.
(S)"Ailevi meseleler-"
(B)"Ne aile meselesi? Sen aileden misin de konuşuyorsun? Ya siktir git ya da bir işe yaramaya bak."
(M)"Yeter, tamam!"
Maria ve Rebecca anında melek formlarına büründüler. Bir siyah bir de beyaz melek.
Evet, Rebecca beyaz bir melekti. Annesinin aksine gözlerinden saç uçlarına kadar bembeyaz bir meleğe dönüşüyordu. Clint'in deyimiyle uçabilen bir kefene.
(R)"Kavganızı sonraya saklayın ve gelenleri halledin!"
(C)"Lan bu katanalar harika!"
(L)"Silah için Fury Amca'ya teşekkür etmeliyim!"
O an Lizzie'nin gözü Nathan'a ilişti. Natasha ve Bucky ile aynı tarzda dövüşebilen Nathan ceketini ve kravatını çıkarmış, beyaz gömleğinin de kollarını bileklerine kadar kıvırmıştı. Turuncu saçları ter ile yüzüne yapışmıştı. Dövüşürken kesinlikle korkutucu duruyordu.
(N)"Dikkatini topla Lizzie!"
(L)"Dikkatliyim ben zaten!"
(C)"Aynen aynen."
Tüm siviller güvenli bir şekilde tahliye edildiğinde tüm ekip daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Morgan ve Tony'de zırhlarıyla ekibe katılınca düşmanı savurmak cidden kolaylaşmıştı.
(L)"Biri bana silah versin!"
(B)"Siz yukarı çıkın çocuklar! Nathan ve Lizzie, hadi gidin!"
(Nh)"Annemi tek bırakayım değil mi?"
(S)"Annen tek değil Nathan, hadi!"
Bu sözleri duyan Nathan önündeki adamın boynunu sertçe çevirdi ve boynunu kırdı. İçinde bir süper askerin genleri vardı sonuçta, ister istemez normalden daha iri ve güçlüydü.
(Nh)"Benim annem on beş seneden beri yalnız! On beş seneden beri!"
Bu boyun posun arkasında ise duygusal ve kırılgan bir oğlan çocuğu vardı. Kendi sözleri bile onu kırmıştı, gözleri dolmuştu.
(Nh)"Sen onu yalnız bıraktın."
Natasha mesele daha fazla büyümeden oğlunu alıp çatışmanın ortasından çıkardı. Lizzie'de peşlerinden geliyordu.
(N)"Sakin ol canım, değmez. İyiyim ben, sen niye endişeleniyorsun?"
Aşağıdaki silah sesleri artınca Natasha Lizzie'yi ve Nathan'ı bir odaya soktu ve kapıyı kilitledi.
(N)"Burdan çıkmak yok."
Lizzie başını sallayıp odadaki yatağa oturmuş olan Nathan'ın yanına gitti.
(L)"Nathan..."
(Nh)"Lizzie."
(L)"Söyleyeceklerimin ne yeri ne de zamanı ama söylemem gerek."
(Nh)"Hm?"
(L)"Nasıl söylenir ki bu? Of! Şey ya..."
(Nh)"Ne, Lizzie?"
(L)"Düşündüm taşındım ben, kafamda tarttım bazı şeyleri. Sonra da anladım ki bu zamana kadar sana karşı hissettiğim duygular arkadaşça değil, daha değişik, daha özel... bu zamana kadar kalbimde hep özel bir yerin vardı. Ben bunun yaşıt ve yakın olmamızdan kaynaklı olduğunu düşünürdüm. Kısacası, senin duygularını geç ben kendi duygularıma bile körmüşüm."
(Nh)"Ne?"
(L)"Seni seviyorum, fazlaca. Meğersem yıllardır hissettiğim şeyler samimiyetten kaynaklı değil sana olan normal ötesi sevgimdenmiş."
(Nh)"Yani bu demek oluyor ki-"
Nathan lafını tamamlayamadan bu sefer bulundukları odanın kapısı kırıldı ve içeri adamlar doluştu. Nathan anında Lizzie'yi arkasına sakladı. Siyah giyimli adamlardan biri Lizzie'yi işaret etti ve üç kişi Nathan'ı tutarken öbür iki kişi Lizzie'nin kafasına dipçikle vurup bayılttılar. Sonra da odadaki camı kırıp Lizzie'nin baygın bedeniyle üssü terk ettiler. Nathan'ı da o sırada güzelce sersemletip bırakmışlardı.
Nathan ayağa kalkacak duruma geldiğinde adamların atladığı camdan atladı ve arabaların peşinden koşmaya başladı. Birilerine haber vermek aklına gelmemişti, yetişmek ümidiyle peşlerinden gidiyordu sadece.
Aşağıdakiler ise yoğun silah seslerinden dolayı iki gencin çığlıklarını duymamışlardı.
●
● ●
(T)"Sonunda temizledik hepsini!"
(S)"Aynen öyle."
(N)"Gidip çocukları çıkarayım odadan."
(M)"Bekle beni."
Natasha ve Maria her şeyden habersiz odanın önüne geldiler ama sadece gelmekle kaldılar. Ne çocuk vardı ne bir şey, sadece kırık bir kapı ve cam.
İkisi de aynı anda çığlığı bastıklarında ilk önce Bucky ve Clint, sonra da Steve ve diğerleri yanlarına gelmişlerdi.
(S)"Sakin olun."
Natasha kızarmış gözleri ve içindeki kocaman öfkeyle Steve'e döndü ve bir tokat attı.
(N)"Sen git karınla sakin ol! Git karınla sakin ol sen!"
(C)"Natasha boşver."
(N)"Boşver ne? Ne, boşver ne! Boşver ne demek!"
Kesinlikle çok ama çok sinirli ve endişeliydi. Koskoca Black Widow hayatında ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordu.
(R)"Acı çekiyor."
Anında Maria elini göğsüne bastırdı ve yavaşça yere oturdu.
(M)"Wanda..."
Tony Jarvis'e güvenlik kameralarına bakması için emir verirken kırık camdan içeri Wanda ile Vision girdiler.
(W)"Maria! Geldim canım. Nat, güzelim. Söz bulacağım onları."
Rebecca'yı alıp boş ve sağlam bir odaya girdi. Wanda halaları olarak çocuklarla farklı bir bağı vardı. Onları hissedebilmeyi umuyordu.
●
● ●
Uzun zaman sonra çok alakasız ve kısa bir bölümle geri döndüm. Bu ani ve uzun aranın nedenini ben bile bilmiyorum. Son bölümden sonra araya hem gittiğim tatil hem de olağanüstü bir ilhamsızlık girdi. O kadar isteksiz hissettim ki haftalarca wattpad'e girmediğim oldu.
Umarım kaldığım yerden aynı güzel tempomda ve aynı kitlemle devam edebilirim. Sizleri seviyorum çok öpüldünüz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DO I KNOW YOU: ANGEL OF DEATH 《》Bucky Barnes
Fanfic"Bir melek. Ölümü getiren melek o." #1-death