Üzgündü. Kızının yaptıklarını göz önünde bulundurmaksızın üzgündü ölümüne.
Dün Rebecca'yı alıp üsse döndüğümüzde hiç beklemeden hazırlanıp Asgard'a gitmiştik. Şimdi de Kraliçe Frigga ile kütüphanedeydik, sadece Maria ve ben. Bizimle özel olarak bir şey konuşmak istediğini söylemişti.
(M)"Yapmak zorundaydım."
(F)"Seni suçlamıyorum canım. Sadece, bilirsin, insanın evladını kaybetmesi zordur. Ne kadar kötü olsa bile."
(M)"Tabii, tabii öyle."
(B)"Ne konuşmak istediğinizi sorabilir miyim?"
(F)"Elbette James."
Oturduğumuz masanın üstündeki yaklaşık on kitaptan en sonuncusunu açtı.
(M)"Bunlar..."
(F)"Kaderin, Maria. Doğumundan ölümüne kadar."
(B)"Bize kalan hayatını mı göstereceksiniz?"
(F)"Hayır. Size bir sıkıntıyı göstereceğim."
Son sayfaları açtı. Yazılar ve görseller aynı mürekkebin suda dağılışı gibi dalga dalga olmuştu sayfalarda.
(M)"Nasıl yani!"
(F)"Sondan buraya kadar tüm kaderin baştan yazılıyor Maria."
(B)"Benim yerime Hela'yı öldürdüğü için mi?"
(F)"Evet. Kaderine giriş yaptığından beri Maria'nın davranışları üstündeki etkin gözardı edilemeyecek kadar fazlaydı ama bu kadarını kimse beklemiyordu."
(B)"Ben olacağımı da mı biliyordunuz?"
(F)"Kimse tam olarak 'şu' diyemezdi James. Sadece yakışıklı, güçlü ve iyi kalpli, zamanının centilmeni biri olacağını biliyorduk."
(M)"Ne centilmen ne centilmen. Değil mi Bucky?"
(B)"Tabii, tabii. Lakabım centilmendi."
Frigga birbirimize takılmamıza güldükten sonra elindeki kitaptan bir sayfayı açıp tam önüme koydu.
(F)"Bu sizsiniz. Sadece bir tasvir, kitabın çizerinin hayal ürünü ama kaderinizden bir parça."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.