15. İHANET.

53 12 30
                                    

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yâd eller dünyasında ne arıyorsun yabancı?

Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

Ey ay, felek harap olmuş, altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harap, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi, sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.

Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi, bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize o zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.

Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

♟️

Hava daha yeni aydınlanıyordu.
Dün gece Enes ile kahve içtikten sonra, uykumun açılmasının aksine uyku bastırmıştı ve direkt olarak uyumuştum.
Enes'te sabah işe beraber gideceğimiz için bende kalmıştı.

Şimdi ise günler sonra işe gitmek için hazır hissediyordum.
Sanki sorunlarımdan sıyrılmış, gerçek kötüyle hiç karşılaşmamış gibi hissediyordum.

Aynada son kez kendime baktıktan sonra çantamı da alıp odamdan yavaşça çıktım.
Salona girdiğimde tam Enes'e "Günaydın!" diyecekken telefonla adeta fısıldaşarak bir şeyler konuştuğunu görünce durakladım.

"Abi ne yapacağız şimdi? Gördüm diyorum, kendi gözlerimle gördüm.
Ulaşmış Deren'e, 'S.A' yazılı not gördüm dün gece kızın evinde."

Salonun kapısından biraz uzaklaşarak ardımdaki duvara doğru saklandım.
Bir şeyler oluyordu ve ben ne olduğunu çözemiyordum.

Enes bir süre karşı tarafı dinledi, sonrasında ise yeniden konuşmaya başladı.

"Ben bir şey çaktırmadım dün gece, anlamadı yani benim bir şeyleri bildiğimi aklın kalmasın abi."

Enes sustu.
Düşüncelerim sustu.

"Bitireyim mi işini abi?"

Enes sustu.
İçimdeki fırtına susmak bilmedi.

"En yakın zamanda halledeceğim, merak etme o iş bende.
Emrindeyim abi, kal sağlıcakla."

Ben Enes'i kirletmek istemiyorken, Enes'i karanlığa mahkûm etmek istemiyorken o aslında benim göremediğim kadar karanlıktaydı.
O karanlığın en dibindeydi.

Toparlanmam lazımdı, tüm bu düşüncelerimi sonraya saklamam lazımdı.
Ve bu her neyse Savaş Aktan'ın bundan haberi olmalıydı.

Saklandığım duvarın arkasından çıktım ve sanki salona ilk kez geliyormuş gibi neşeli çıkartmaya çalıştığım sesimle her şeyi baştan aldım.

GERÇEĞİN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin