GERÇEĞİN ARDINDA

29. AİTSİZLİK.

"Bende okuyacağım bende!"

Deren, Savaş'ın oturduğu hamağa gelmiş sürekli olarak Savaş'a sokulup okuduğu kitaba bakmaya çalışıyordu.

"Git başımdan küçük."

Fakat Savaş, Deren ona sokuldukça kitabı daha çok kendine çekiyor ve Deren'in kitabı görmesini engelliyordu.

"Bilerek yapıyorsun! Bende okuyacağım işte bende!"

Savaş, cevap vermeyip kitabına bakmaya devam ediyordu.
Fakat hiçbir şekilde kitabını okuyamıyordu çünkü Deren sürekli Savaş'ı rahatsız ediyordu.
Deren, Savaş'a daha çok sokulduğunda Savaş'ın oflamasını umursamadan elindeki kitabı çekiştirmeye başlamıştı.

"Çekiştirmesine kızım kitabımı, deli misin?"

Deren sinirlenmiş gibi yaparak kaşlarını çattı.

"Ben senin kızın değilim!"

Deren, Savaş'ın kitabını çekiştirdikçe Savaş'ta kitabını vermemek üzere çekiştiriyordu.
En sonunda Savaş bu kitap çekiştirme olayından bıkıp kitabı bıraktığında, Savaş'ın kitabı bırakmasıyla birden yalpalayan Deren'in hamaktan aşağıya düşmesi bir olmuştu.

Savaş, Deren'in ağlayacağını anında fark ettiğinde okuduğu kitabı hamağın bir kenarına koyarak hızlıca kalktı ve Deren'in yanına eğildi.

"Tamam, tamam ağlama, bir de babanı çekmek istemiyorum."

Deren bağırarak ağlamaya başladığında Savaş bıkmış bir yüz ifadesiyle, Deren'in ağlamasını durdurmaya çalışıyordu.

"Deren tamam ağlama, bir şey yok tamam gel beraber okuyalım kitabı."

"İstemiyorum artık kitap falan! İttin beni senin yüzünden yere düştüm."

Savaş, Deren'e yerden kalkması için elini uzattı.

"İtmedim seni, itmem.
Düşersen de kaldırırım, tut elimi kalk yerden."

Deren anında ağlamasını durdurup gözlerini aval aval kırpıştırdıktan sonra Savaş'ın eline uzandı ve düştüğü yerden yavaşça kalktı.

"Hadi gel kitabı okuyalım."

Savaş'ın aklı bir yandan da kitabındayken, bir yandan da Deren'in yeniden ağlamaması için uğraşıyordu.

Deren yeniden hamağa oturduğunda bu sefer ise yalandan somurtmaya başlamıştı.

"İstemiyorum kitap okumak, sen bana bir şeyler anlat Savaş sıkıldım ben."

Savaş'ta yeniden hamağa oturduğunda bir kaç dakika düşünüp Deren'e "Erosu biliyor musun?" diye sordu.

Deren başını olumsuzca salladığında Savaş hamağa kurulup Deren'e kısaca Erosu anlatmaya başlamıştı.

"Eski inanışa göre, Eros'un oku ile yaralananlar âşık olurlarmış."

Deren yemyeşil gözleriyle dikkatle Savaş'ı dinlemeye başladığında Savaş hiç durmadan hikâyeyi anlatmaya devam etti.

"Bir gün Eros, kendi oku ile yaralanmış, Psyche adında bir prensese âşık olmuş.
Psyche Eros ile evlenmiş ama Eros hep ondan kimliğini saklamış, yüzünü göstermemiş buna rağmen Psyche Eros'un yüzünü görmeyeceğine söz vermiş.
Bir akşam dayanamamış, Eros uyurken, elinde bir mumla Erosa yaklaşmış, bu sırada mumdan akan kızgın bir damla Eros'un om­zuna düşmüş ve Eros uyanmış.
Eros, Psyche'ye çok kızmış, hatta onu bırakıp gitmiş.
Psyche çok üzülmüş, Aphrodite'den yardım istemiş.
Sonunda ise Psyche tanrıların sayesinde dünyadan kurtularak ölümsüz olmuş, sevgilisi Eros'la Olympos Dağı'nda mutlu bir hayat sürmeye başlamış."