28. ALEV.

46 10 0
                                    

"Teyze bağırmadan bir dinler misin artık?"

Nişan işi yüzünden teyzemi aramak zorunda kalmıştım fakat hiçbir şey konuşamadan teyzemin azarını çekiyordum ve telefonu yüzüne kapatmamak için çok zor sabrediyordum.

"Kızım sen bizi bir kere aradın mı? Bir baktık ortalıkta yoksun, arıyoruz arıyoruz o telefon zaten açılmıyor.
Sonra bir bakıyoruz bizim kızımız nişanlanmış, bunu da magazinlerde boy boy görüntülerini görerek öğreniyoruz.
Yakışık kaldı mı kızım bu bizim ailemize?"

Sabrım gerçekten de sınanıyordu.

"Teyze beni bu kadar çok merak ettiğinizi bilsem çok önceden arardım ya kusura bakmayın, benim annem ve babam öldüğünde neredeydiniz tam olarak? O zaman merak etmemiş miydiniz? Magazinlerde boy boy görüntülerimi gördükten sonra mı meraklandınız? Ne için telaşlandınız tam olarak? Benim ortada olmamama mı yoksa çevreniz magazinlerde beni gördüğü için rezil olacağınızdan mı?"

Teyzem bu laflarından sonra çenesini kapattığında derin bir nefes aldım.

"Ki ben rezil olacak bir şey yapmadım, seni de mecburiyetten aradım bunu bil yarın ister nişanlım olacak adam ve o adamın ailesiyle tanışmaya gelirsin istersen de öylece evinde oturur hiçbir şeye yanaşmadan yıllarca yaptığını zannettiğin o teyzeliğini yine yaparsın."

İğneleyici laflarımdan sonra teyzemin suratına telefonu kapattım.

"Sakinleş."

Anlık sinirim yüzünden Savaş'ın da odada benim yanımda olduğunu unutmuştum.

Derin nefesler alıp vererek Savaş'ın da dediği gibi sakinleşmeye çalıştığımda bir yandan da "Çıkalım artık hadi." diyerek çantamı elime aldım.

"İşin için bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum."

"Şimdi öğrendin işte, hadi Savaş çıkalım."

Odadan çıktığımda Savaş'ta arkamdan geliyordu, dün akşam artık bir şirketimin olduğunu öğrendikten sonra hemen şirketimi görmek istemiştim.

Ve şimdi de Savaş ile şirketi, hatta benim şirketimi görmeye gitmek için yola çıkıyorduk.

♟️

Ben ofisimi incelemekle meşgulken Savaş ise bana sırtı dönük bir şekilde camdan dışarıya bakıyordu.

Savaş yüzünü bana dönmeden "Nasıl buldun?" diye sordu.

Hayranlık içeren ses tonumla cevap verdim, "Savaş burası gerçekten çok güzel."

"Beğenmene sevindim, şimdilik böyle ama sonrasında kendi zevkine göre değiştirebilirsin."

Ofisin her bir detayına kadar inceleyip bu detaylara hakim olmak isterken "Değiştirmeyeceğim." dedim.

"Çıkıyorum ben o zaman."

Kafamı sallayarak "Tamam." dedikten sonra koltuğuma oturdum.

"İşin bitince ara, seni aldırmaya çocuklardan birini yollarım."

Bende numarasının olmadığının farkında değil miydi acaba? Sahi neden bende numarası yoktu?

"Bende numaran yok."

Masanın üzerinde olan telefonumu Savaş'a uzattığımda, bunu numarasını kaydetmesi için yaptım.

Savaş telefonu alıp bir kaç saniye içerisinde numarasını kaydettikten sonra telefonu bana geri verip "Görüşürüz daha sonra." diyerek ofisten çıktı.

GERÇEĞİN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin