İnterseksüel olduğu için eziklenen Jeongguk yolun ortasında bayılır ve uyandığında hiç bilmediği bir yerdedir...
#semetae @1
#ukekook @1
#kimseokjin @1
#taegguk @3
#vgguk @1
#interseksüel @1
geberiyordum. evet, tam anlamıyla hissetiğim şey buydu. geberdiğimi hissediyordum. yerin soğuğunda bir oraya bir bu yana dönmüştüm ve kesinlikle uyuyamamıştım. hava yeni yeni aydınlanıyordu ve taehyung camış gibi uyuyordu. yerin soğuk havası karnıma vurmuş ve muhtemelen bir iki güne regl olacağım için karın ağrımı körüklemişti. ağlamaktan sesim kısılmış, gözlerim ise yumruk atılmışcasına şişmişti.
büzüştüğüm yerden yavaşça kalktım. kemiklerim sızlıyordu. yastıklarımı alıp her ne kadar rahatsız etmek istemesem de tek gidebileceğim yere, jiminin yanına gittim. kapıyı yavaşa tıklatıp içeriye girdiğimde kaşlarını çatarak yerinde hafifçe kıpırdanıp kısık bir şekilde gözlerini açtı. "jeongguk?
"şey, ben rahatsız ettiğim için özür dilerim hyung ama bir şey rica edebilir miyim?" olumlu anlamda kafasını salladı ve, "evet jeongguk. ama ilk önce lambayı yakar mısın?" dedi. lambayı yaktıktan sonra kafamı yere eğdim. "şey, ben bu gün seninle uyuyabilir miyim? hatta bir kaç gün." yavaşça doğrulmaya çalıştı ve birden canı acımış olacak ki yüzünü buruşturdu. hızla yanına gidip kolundan tutarak destek verdim. kafasını birden bana çevirdiğinde böyle bir şey beklemiyor olacak ki ağzından şaşkınlık dolu bir nida yükselmişti. "tanrım! jeongguk, senin yüzünün hali ne? neden ağlıyorsun? ağlama, gel yanıma hadi."
hıçkırıklarım en üst boyuta geçtiğinde içim sökülürcesine ağlıyordum. regl olacak olmam beni olduğumdan daha duygusal yapıyordu ve ben dünyada görebileceğiniz en duygusal insan falandım. jimin hyung hafifçe bana dönerek "aow, kıyamam ki ben sana. nasıl içli içli ağlıyorsun. ne olduğunu anlatmak ister misin?" diyerek göz yaşlarımı sildi. bu tavrı bile ağlamama neden olabilirdi şu an. derin nefesler alarak kendimi sakinleştirdiğimde hıçkırıklarımdan geriye sadece iç çekişlerim kaldı. "şimdi daha iyi misin?" olumla anlamda kafamı salladım. "hadi bakalım, anlat şimdi. neden ağlıyorsun?"
"ben... taehyung gittiğinden beri gelmesini bekliyordum. gece saat üçe gelirken eve geldi..." biraz soluklandım ve anlatmaya devam ettim. "sonra dış kapının açıldığını... duydum. odadan çıkıp merdivenlerin başına geldim ve... üstünde kan vardı ve dağılmış görünüyordu..."
art arda yutkunup en zor olan kısma geldim. "ben ona ne olduğunu sordum. bir de iyi olup olmadığını... o ise... o ise bana çekil şuradan dedi ve beni itti. hal bu ki ben hiçbir şey yapmamıştım ki. sadece onu merak ettim hyung. ama o beni itti. kalbim çok acıdı benim." diyerek kalbimi tuttum. gerçekten de çok acımıştı. sanki birisi beni kalbimden bışaklamışcasına, kalbimi avuçları arasına alıp sıkmışcasına. ne bekliyordum ki sahi? o sadece bana acıdığı için bana öyle davranmıştı. beni sevdiği falan yoktu. bakışları, dokunuşları, sözcükleri... hepsi sahteydi. jimin hyung kafamı kendi göğsüne yaslayıp saçlarımı anne edasıyla okşama başladığında yaralarına dikkat ederek sarıldım ona.
-
yanımda ki anlamlandıramadığım konuşma sesleriyle yavaşça kirpiklerimi kırpıştırdım ve gözlerimi açtım. yoongi hyung elinde tepsiyle iki kişilik kahvaltı getirmiş bize bakıyordu. "sizin yemeklerinizi buraya getirdim. jeongguk senin aşağı inmek isteyeceğini pek düşünmediğim için getirdim seninkini fakat istersen aşağıda yiyebilirsin." olumsuz anlamda kafamı salladım. onun yüzünü görmek istemiyordum. "iyi o zaman. ben iniyorum sofraya bir şey olursa arayabilirsiniz."
"tamam tamam git hadi sen bay bayy." jimin hyungun, yoongi hyungu güldürme çabalarım biraz komiğime gittiği için ufak bir tebessümden sonra önümde duran yemekten her ne kadar istemesem de yemeye başladım. "ee sen ne yapmayı düşünüyorsun. yontulmamış odun özür bile dilemedi değil mi?" kafam iki yana salladım. "bence ne yaptığını bile bilmiyor. bilmiyorum, sanırım sadece biraz kafa dağıtmak istiyorum." olumlu anlamda kafasını salladı.
birden aklıma gelen fakat çokta masum olmayan fikirle yerimde kıpırdandım ve sırıtarak hızla jimine döndüm. "buldum! onu çıldırtacağım. beni isteyecek fakat ona istediğini vermeyeceğim. ilk önce alışveriş yapmam lazım." dedikten sonra jimine aklımda ki planı anlattım. hoşuna gitmiş olacak ki yarım ağız sırıtmaya başladı. "akşama bir şeyler, ha?"
"gönlümü alması lazım, o zaman düşünürüz. belki."
-
jeongguk;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
hangisini almalıyım karar veremedim bir türlü
sence hangisi daha güzell
taehyung:
sşkeyiö
bacakların çok ince|
ve beyaz|
toplantıdayıö jeongguk bu da ne
jeongguk;
ah, bay kim. üzgünüm. arkadaşıma atacaktım fakat elim yanlışlıkla buraya çarpmış. kusuruma bakmayın tekrar.
taehyung:
ne arkadaşı
(görüldü 20:36 )
arkadaşın kim
(görüldü 20:36)
görüldü atmw
(görüldü 20:37)
sikeyim, bekle, eve geliyorum
jeongguk:
bekliyorum :')
( görüldü 20:39)
++++
wtf
ne yaptım lan ben?
öteki bölüm smut mu olacak acaba?
bakarız durumu göre.
ruh halime bağlı.
birde üstteki konuya deyinelim.
ficin tutmaycağını düşünerek tamamen kafadan sallayarak yazıyordum fakat 1 ayda 1k okunma almış.