22

3K 191 22
                                        

iyi okumalarr.


"""""

dolabın karşısına geçmiş ne giyebileceğime bakıyordum. bugün davet vardı ve taehyung yanında beni de götürecekti. siyah, bacaklarımı saran kot bir pantolon ve ateş kırmızısı gömlek çıkardım. gömlek inceydi ve bana biraz bol oluyordu. ince, gümüş tokalı siyah deri bir kemer aldım. zincir iki tane kolye, bir tane zincir bileklik ve çoğu parmağıma inceli kalınlı yüzük takmıştım. pantolon yüksek bel olduğu için belimin inceliğini belli ederken gömleğimin ilk üç düğmesi açıktı. kahverengi tonlarında dumanlı bir göz makyajı  ve vişneli nemlendiricim ile tamamen hazırdım. taehyunga baktığımda tamamen siyahlar içinde olduğunu gördüm. jilet gibi siyah takımının altına siyah deri bot giymişti. saçlarını geriye yatırıp jöleyle sabitlemişti. takı kullanmamıştı ve tanrı şahit nefes kesici görünüyordu.

gözleriyle beni süzdü ve yanıma gelerek belimi tutup kendisine çekti. "harika görünüyorsun." dedikten sonra eğildi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "sende çok yakışıklı olmuşsun bebeğim." kaşlarını kaldırıp "bebeğim mi?" diye sorduğunda olumlu anlamda kafamı salladım. ona genelde böyle seslenmeye çekindiğim için adıyla hitap ediyordum ve şaşırıyordu. eğilip dudağıma bir öpücük kondurdu. "hazırsan çıkalım." olumlu anlamda kafamı salladığımda elimi tuttu ve çıkışa doğru yürümeye başladı.

geldiğimizde vale, hızlıca kapılarımızı açıp arabayı park etmek için anahtarı almıştı. çok büyük bir evdi ve her tarafı altın kaplamayla doluydu. gösteriş meraklısı gibi duruyorlardı. "sakın yakınımdan ayrılma. tamam mı?" hızla onu onaylayıp "tamam." dedim. 

içerisi kalabalıktı. arkadan çalan klasik müzik fazla kulak yormuyordu. her yerde 30-50 yaş aralığında insanlar vardı ve hepsi oldukça ciddi görünüyordu. etrafa bakarken taehyung yaşlarında birisiyle göz göze geldim. bakışları gözlerimi delip geçer gibi bakıyordu, rahatsızlık vericiydi. hızla gözlerimi kaçırdım ve taehyunga döndüm. uzakta içki dağıtan garsona el işaretiyle gelmesini işaret ettikten sonra garson hızlı adımlarla ona doğru yürümeye başlamıştı. taehyung rastgele bir tane içki bardağı aldığında garson bana da uzatmıştı. aslında içmek istemiyordum ama tadını da merak ediyordum. uzanıp bardağı aldığımda taehyung bana bakıyordu. "içmek istediğinden emin misin? sarhoş olmanı istemiyorum."

"tadını merak ediyorum. hem çok içmeyeceğim. sadece bu bardak." dediğimde olumlu anlamda kafasını sallayıp, "yavaş iç, çarpmasın." dedi. onu onaylayıp kadehten ufak bir yudum aldım. boğazımı yakan acı tat yüzümü buruşturmama neden olmuştu. tadı kötüydü evet ama içilmeyecek kadar da değildi. 

taehyung yanına gelen adamlarla iş hakkında konuşurken yavaş yavaş kadehteki içkiyi bitirmiştim. üstümde ufak bir mayhoşluk hissi vardı fakat karnımda bir şeyler dönüyor gibiydi. hava da oldukça sıcaklamıştı. derin bir nefes alıp elimle yüzümü yellemeye başladım. gözlerim etrafta gezinirken ilk girdiğimizde göz göze geldiğimiz adam sırıtarak bu tarafa bakıyordu. kaşlarımı çatıp onu umursamamaya çalıştım ve yüzümü yellemeye devam ettim. ta ki birden kasıklarıma sancı girene kadar. istemsizce inlediğimde masadaki herkesin gözleri bana dönmüştü. taehyung kulağıma eğilip "ne oldu? iyi misin? " diye panik olmuş bir halle sorduğunda olumlu anlamda kafamı salladım fakat terlemeye başlayan vücudum ve buruşan yüzüm bunun aksini idda ediyordu. "ben bir lavaboya gidip geleceğim." dediğim de taehyung. "tamam bende geliyorum." diyerek ayaklanmıştı ki onu durdurdum. 

"hemen geleceğim." dedim. garsona sorup lavaboyu bulduğumda hızla içeriye girdim ve makyajımın dağılacağını umursamadan yüzümü soğuk su ile yıkamaya başladım. birden kapı açıldığında içeriye giren beden iyice gerilmeme sebep olmuştu. tam lavabodan çıkmak için hareketlenecekken kasıklarıma giren ani bir sancı daha orada durmama sebep olmuştu. "ahhm." 

I'M WITH YOU- TaeGgukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin