25

2.3K 183 45
                                    

haii, ben geldim.

arkadaşlar zahmet olmayacaksa oy butonuna basın lütfen.

gördükçe bölüm atma isteğim kabarıyor ve daha erken atıyorum.

ilham perilerim sizsiniz, sizleri seviyorum.

iyi okumalarrr.

""""

aynanın karşısında karnıma bakıyordum. ufacık, çok çok minicik bir şişlik oluşmuştu karnımda. elimi karnıma koyduğumda onları hissetmiş gibi oluyordum. belki de bu sadece aklımın bana oynadığı bir şeydi fakat yine de bu hissi seviyordum. altıma bol bir pantolon çıkartıp taehyungun sweatshirtlerinden birisini üzerime geçirdim. uzun ısrarlarım sonucunda dışarıya çıkacaktık. ilk başta yorulmamı söylemiş, ve gitmeme izin vermemişti fakat üstün duygu yeteneklerimle onu ikna etmiştim. 

vişneli nemlendiricimi de sürüp yatakta oturup hazırlanmamı bekleyen sevgilimin yanına gittim. "hazırım." dediğimde, "gidelim yavrum." diyerek elimi tuttu. bu tabiri nedense hoşuma gidiyordu. 

"nereye gitmek istiyorsun?" deyip arabayı gelişine sürmeye başladı. istediğim yere izin vereceğinden şüpheliydim fakat yine de şansımı deneyecektim. "sahile." dediğimde hiç düşünmeden "hayır." demişti. "hava soğudu artık. eylüle gireceğiz. olmaz." 

"ama taehyung, gitmek istiyorum. hiç bir şeycik olmaz. lütfen gidelim, lütfen." olumsuz anlamda kafasını sallayarak, "hayır, asla olmaz. hasta olursun." 

"ama," lafımı kesip, "aması yok jeongguk." demişti. kararından döndüremeyeceğimi anladığımda müthiş bir hızda gözlerim dolmuştu. izin vermeyeceğinin zaten farkındaydım fakat yine de üzülmüştüm. kollarımı gövdemde birleştirerek ona sırtımı döndüğümde kafasını bu tarafa döndürüp filmli camdan yansımamı görmüştü. "siktir. ağlıyor musun?" diyerek arabayı yolun ortasında durdurmuştu. gözü bir anlık karnıma gitmiş, "küfür için özür dilerim güzellerim." demişti.

çenemden tutup kafamı çevirdiğinde gözlerimi kaçırmış ve yüzüne bakmamıştım. boynumdan tutup kafamı göğsüne yasladığında, "tamam, tamam ağlama. gideceğiz sahile. kurban olurum sana ben." demişti.  kafamı göğsünden ayırıp "gerçekten mi?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "gerçekten." dedi. gülümseyerek boynuna sarılıp yanağına kaçamak bir öpücük kondurmuştum.

taehyung, arabayı sahilin yanında durduğunda inmek için kapıyı açacaktım ki, "bekle." diyerek beni durdurmuştu. arabanın bagajından bir kaşe çıkartıp yanıma geldi ve kapıyı açıp elimden tutarak arabadan çıkmamı sağladı. kaşeyi bana giydirip beni süzdüğünde havaya derin bir kahkaha bırakmıştı, çünkü çuval giymiş gibi duruyordum.  evet, taehyung benden daha uzun ve kalıplıydı fakat benim de son zamanlarda o kadar çelimsiz olduğum söylenemezdi. tam bileğimde biten kaşeye karşılık derin bir iç çekip, hala bana bakarak gülen taehyunga kaşlarımı çatmıştım. "gülmesene!" diyerek kızdığımda dudaklarını birbirine bastırarak olumlu anlamda kafasını sallamıştı.

elimden tutup sahilin kenarına geldiğinde esen rüzgarla beraber yürümeye başlamıştık.ikimizde tek kelime etmiyor, manzaranın ve havanın tadını çıkarıyorduk. ta ki birden karnıma sancı girene kadar.

karnıma birden çok fazla ağrı girmişti. acıyla inleyip iki büklüm olarak yere eğildiğimde taehyung telaşla yüzümü elleri arasına almıştı. "jeon! jeon noluyor? sikeyim, jeongguk gözlerime bak." telaşla bedenimi süzdüğünde kulaklarım uğulduyordu. gözlerim hafif bulanıklaşmaya başlamıştı. hissettiğim fazla acıya ve korkuya daha fazla dayanamamış ve göz kapaklarım yavaşça kapanmıştı. geriye hatırladım tek şey ise taehyungun bağırışlarıydı.

I'M WITH YOU- TaeGgukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin