26

1.9K 159 73
                                    

lütfen yorum

lüüüütfen

""""

saat gece 2:46, ve canım çok kötü karpuz çekmişti. taehyungu uyandırıp uyandırmama konusunda çok kararsız kalmıştım. fakat dayanamıyordum, çok canım çekmişti. "taehyung. taehyung uyan." birden bire doğrulmuş ve gözleri hızla üzerimi kontrol etmişti. "ne oldu? iyi misiniz?" evet, hamileliğimi öğrendiğimden beri bana çoğul kişilik ekleriyle sesleniyordu. 

olumsuz anlamda kafamı salladım ve  "şey, benim canım karpuz çekti." dedim. rahatlamış bir şekilde nefes vermiş, "tamam, bulacağım." diyerek yataktan kalkmıştı. "çabuk gel olur mu?" diye sorduğumda yeniden yatağa girmiş, "eunwooya söylerim, o alsın." demişti. 

yaklaşık bir saat sonra eunwoo bir şekilde karpuzu bulmuş, buraya getirtmişti. şimdiyse taehyung beni kucağına almış, ve mutfağa getirerek karpuzu dilimlemeye başlamıştı. dildiği ilk dilimi hızla almış ve yemeye başlamıştım. çok güzeldi! hepsini yiyip bitirebilirdim.

ve yapmıştım da. gerçekten bir karpuzun her bir parçasını sadece ben yemiş, bitirmiştim. kendime inanamıyordum. gram uykum yoktu ve kendimi çok enerjik hissediyordum. telefonumu aldım ve tarihe baktım, bugün 30 ağustostu. yarın doğum günüm vardı, bu benim bebeklerimle ilk doğum günümdü. 

dönüp taehyunga baktığımda neredeyse ayakta uyuyordu. sırf o uyusun diye odaya çıkmayı teklif ettiğimde itiraz etmeden, yine ve yine beni dinlemeyerek, beni kucağına alarak odaya çıkarmıştı. tam yatağa uzandığımızda taehyung aklına çok önemli bir şey gelmiş gibi bana döndü ve, "yarın şirkette çok önemli bir toplantım var, gidebilir miyim?" dediğinde kahkaha atmıştım. hamileliğimin taehyunga kattığı şeylerden birisi, neredeyse lavaboya giderken bile izin almasıydı. 

"saçmalama taehyung, tabii ki de  gidebilirsin. senin işin bu, yapmazsan olmaz." dediğimde olumlu anlamda kafasını sallamıştı. sıkıca bedenimi sarıp kafasını boynuma gömdü ve orada uyumaya başladı.

-

sabah uyandığımda taehyungun üstünü giyip, şirkete gitmek için hazırlandığını görmüştüm. benim uyandığımı görüp hızla yanıma gelmiş, dudaklarıma ufak bir buse kondurup hazırlanmaya devam etmişti. ben ise yataktan kalkıp lavaboya gittim elimi yüzümü yıkayarak üstümü değiştirdim. 

taehyung ben çıktıktan sonra alnımı öpmüş, bana ve bebeklerimize veda ederek evden ayrılmıştı. ben ise ona ufak bir sürpriz hazırlamak istiyordum. bu yüzden jimini çağırdım ve beraber kek yapmaya başladık. o da sürekli benimle ilgileniyor, istediğim şeyi saniyesinde yerine getiriyordu, ona minnettardım.

sonunda kek hazır olduğun bir kaç dilim evdekiler için bırakmış, diğerlerini saklama kabına koyarak şirkete gitmek için arabaya binmiştim. taehyungun oraya gittiğim için sinirleneceğini biliyordum fakat bana kızmayacağını tahmin edebiliyordum. şirketin önünde durduğumuzda şoföre teşekkür edip arabadan indim ve ezbere bildiğim odaya doğru ilerlemeye başladım.

 göreceklerimden habersiz bir şekilde...

gülen yüzüm düşmüş, gözlerim hızla dolmuştu. ve uğraşıp yaptığım kekler şuanda yerde paramparça olmuş bir şekilde duruyordu. tıpkı kalbim gibi.

odaya girdiğimde karşılaştığım görüntü tam olarak şuydu; kollarını kocamın boynuna dolamış bir kadın, ve kadının kollarından tutan taehyung. bu görüntü paramparça olmama yetmişti. kapı açıldığı gibi kadının kollarını boynundan iten taehyung, beni gördüğünde şok olmuştu. gelenin ben olmasını beklemiyordu anlaşılan. gözyaşları yanaklarımı ıslatmaya devam ederken odadan çıkmış, ağlayarak yürümeye başlamıştım. 

nereye gideceğimi bilmiyordum fakat birden aklımda bir isim belirmişti. namgil hyungun yanına gidebilirdim, tabii kabul ederse. o da benim gibi yurttaydı, ben yurda geldiğimde o 17 yaşındaydı. orada sürekli benimle ilgilenir, her zaman yanımda olurdu. kendisi yurttan çıktıktan sonra hiçbir şekilde benimle iletişimi kesmemişti.hızla telefonumdan numarasını tuşlayarak açmasını bekledim. sonunda telefon açıldı ve telefonda onun gür ve neşeli sesi duyuldu.

"oooo jeongguk bey, sen beni arar mıydın ya? unutulduğumu düşünmeye başlamıştım." onun sözlerine karşı dudaklarımdan sadece bir hıçkırık daha kaçmıştı. "bir dakika ya, ağlıyor musun sen?" diye sorduğunda görmeyeceğini bilerek kafamı salladım ve, "çok kötüyüm hyung," diyebildim. bu süreç içerisinde kendime hemen bir taksi tutmuş ve içine binerek sürmesini söylemiştim. "bir süre sende kalmama izin verir misin?"

"tabii ki. neredesin, alayım seni."

"hayır hyung, taksideyim şuan. geliyorum ben, teşekkür ederim." dediğimde beni onaylamış, telefonu kapatmıştı. taksiciye evin adresini verdiğimde arabayı ters yöne sürerek beni götürmeye başlamıştı. evin önünde durduğumuzda taksimetrede çıkan parayı ödemiş ve kapının önüne gelerek zile basmıştım.

namgil hyung kapıyı açtığında hızlana ona sarılmış, isteği üzerine olanları anlatmaya başlamıştım.




"""""

haiii


bu benim bebeğimmmm 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu benim bebeğimmmm 

I'M WITH YOU- TaeGgukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin