Bugün Soonhoon planımızı uygulamaya başlayacağımızın ilk günüydü. Hepimiz sanki savaşa hazırlanıyor gibiydik. Hoshi'den bahsetmeme gerek yoktur umarım.İlk olarak basit şeylerden başlayacaktık. Mesela bizim önceden yaptığımız gibi Hoshi'yi Jihoon'a doğru itmeler falan yapacakmışız.
Ve biz Team Soonhoon, bu aşkın kavuşması için elimizden gelenin fazlasını yapacağız!
Jeonghan hyung'un planını anlattığı günün ertesi gününde kahvaltımızı yapmış oturma alanındaki masalara oturmuş, bütün okulla beraber öğretmenlerimizin bize ödev konularını vermesini bekliyorduk.
Taeil hocanın bize doğru yaklaştığını gördüğümde "Sonunda!" diyerek iç çektim. Taeil hoca bana hem tatlı hem de imalı bir şekilde gülümsedi. Ben de ona ayıp olmasın diye karşılık verdim. Bu adam imalı gülmekten başka bir şey yapamıyor anlaşılan.
Bizim yanımıza vardığında köşede oturan Hoshi'nin yanına oturdu. "Nasılsınız bakalım çocuklar?" İyi olduğumuzu söyleyip teşekkür ettiğimizde kıkırdadı.
"Vereceğimiz ödevler kompozisyon şeklinde olacak. Verdiğimiz konu üzerinden hepiniz ayrı ayrı bir sayfaya kendi düşüncelerinizi yazacaksınız. Ve en son sayfaya ise ortak düşüncenizi yazacaksınız. Çok zor bir şey değil merak etmeyin. Yazacağınız şeyler sizin düşünceniz olduğu için zorlanmazsınız diye düşünüyorum."
Hepimiz onu başımızı sallayarak onayladığımızda devam etti. "Her grubun konusu duygular hakkında. Mesela bir grubun ödevi aile ile ilgili, bir grubun sevgi ile, bir grubun özgürlük ile ilgili. Bu tarz konular olacak."
Bize bir kağıt verdi. Üstünde ödev hakkında bilgiler yazıyordu sanırım. "Sizin konunuz arkadaşlık. İster önceden olan arkadaşlarınız hakkında, ister bu ödev grubunuzda oluşan arkadaşlık hakkında yapabilirsiniz. Ama size tavsiyem, hemen başlamayın. İlk önce etrafınızdaki insanları, ilişki kurduğunuz kişileri gözlemlemeniz gerekiyor bence. Çünkü bundan iki hafta sonra bile yeni insanlarla arkadaş olabilirsiniz. Kısa bir sürede birilerini aileniz gibi görebilirsiniz. Anladınız mı beni? İlk önce biraz düşünün. Daha uzun bir süre buradayız. Düşünceleriniz uzun bir sürede şekillenebilir sonuçta. Ödeve hemen başlarsanız 0'ı basarım. Haberiniz olsun."
Biz korkmuş bir şekilde ona bakarken ayağa kalktı. "Başarılar çocuklar." deyip gitti. Ortalığı ateşe verip rahatça çıkıp gitmesi çok havalı!
Hepimiz sessizce durmuş Taeil hocanın dediklerini aklımızda tartıyorduk. Aslında ödev kolay gözükse de düşüncelerimize karar vermek zor bir şeydi, biliyordum. Umarım ödevi yaparken düşüncelerim kesinleşirdi.
Jeonghan hyung boğazını temizlediğinde plana geçeceğimizi anladık. "Seungkwan, Taeil hoca sana bakıp bakıp duruyordu. Neden biliyor musun?"
Buradan konuyu nasıl bağlamayı düşünüyordu? Ah anladım. Benim Jihoon'la beraber Taeil hocanın yanına gitmemi isteyecekti. Böylece köşede oturan Hoshi'nin üstüne itebilirdim onu.
"Evet. Gezi haberinin geldiği gün gruplar hakkında konuşmuştuk." Jeonghan anladığını belirtircesine başını salladı. "Onunla yakın olmalısınız."
"Evet. Taeil hocayla çoğu zaman konuşuruz." Yalan bu arada. Çekiniyorum o adamdan.
"Ah harika. O zaman ödevle ilgili biraz daha sorabilir misin ona? Yalnız utanırım diyorsan Jihoon ve Minghao da seninle gelsin. Sesiz sakin diye hocalar onları seviyor."
Jihoon hyung kabul ederek ayağa kalktı. Ardından Minghao da kalktı. "Tamam olur, ne soralım?" dedi Jihoon. Yem tuzağa düştü!
Jeonghan hyung sinsice bana baktı. "Hmmm, şey. Hani dedi ya son sayfaya ortak düşüncenizi yazın diye, ya düşüncelerimiz uyuşmazsa? Bunu sorarsanız iyi olur." Çok fenasın hyung!
Elimle ona tamam işareti yaptım. Jihoon hyung garibim, hiçbir şeyden haberi yok. Acıdım biraz.
Bu arada bu üstüne düşürme işininden Hoshi'nin haberi yok. Onu odadan atıp bunu konuştuk. Eğer haberi olsaydı şu an bayılmış olurdu çünkü.
Jihoon ve Minghao ile beraber diğer öğretmenlerle beraber oturan Taeil hocanın yanına gittik. Ama Taeil hocayla konuşan başka biri vardı.
Bu kız voleybol topunu bize doğru atan, Vernon'la bana garip gülümseyen kızdı. Gergin bir heyecanla Taeil hocayla konuşuyordu.
"Hocam, yazdığımız yazıları sadece siz mi okuyacaksınız? Başkasına okutmayın lütfen. Verdiğiniz konudaki düşüncelerim insanlar tarafından yargılanır kesin. Siz okuyun sadece olur mu?" Biraz üzgün gözüküyordu.
Taeil hoca onu anlayışla karşıladı. "Merak etme Heejin. Öğretmenin ben olduğum için benden başka kimse okumayacak. Ayrıca ne ben ne de başkası seni düşüncelerin yüzünden yargılama hakkına sahip değiller. Biliyorum, bunları söylesem de sen seni sürekli yargılandıklarını düşüneceksin. Ama bu sadece sana zarar verir. Önceliğin kendin olsun. Tamam mı canım?"
Adının Heejin olduğunu öğrendiğim kız dolu gözleriyle üzgün üzgün kafasını salladı. Diğerlerine baktığımda Minghao'nun ona dikkatlice baktığını gördüm. Bak senn!
Kız Taeil hocaya teşekkür ettiğinde arkasını döndü. Tam arkasında Minghao durmuş onu izliyordu. Heejin bir anda arkasında onu görünce korktu. Bir süre bakıştılar. Yeni bir aşk doğuyor!
Heejin arkadaşlarının yanına giderken bana baktı. Minghao'nun onun arkasından baktığını gördüm.
Taeil hoca bize seslendiğinde sorumuzu sorduk. Çok dinlemedim açıkçası. Çünkü planımıza odaklanmıştım.
Taeil hocaya teşekkür edip diğerlerinin yanına doğru yürümeye başladık. Heejin denen kızın, bizimkilerin hemen yanındaki masada arkadaşlarının arkasında ayakta durduğunu gördüm. Ona baktığımda göz göze geldik ve bana gülümsedi. Neden sürekli bana gülümsüyor?
Masadaki Soonhoon takımıyla bakıştık ve 'bu iş bende' der gibi baktım. Bana 'fighting' dercesine kafa salladılar.
Hoshi'ye yaklaşmak üzereyken Jihoon'u ne şekilde itsen diye düşünüyordum. Tam da zamanında Minghao Jihoon ile konuşmaya başladı. Çok gerilmiştim.
Tam Jihoon'u itecektim ki Heejin koşarak yanımızdan geçti ve geçerken Jihoon'u Hoshi'ye doğru itti.
Hoshi'nin üstüne düşmemek için bir elini masaya, diğer elini Hoshi'nin sırtına yasladı Jihoon. Sonunda be!
Hoshi ve Jihoon gözlerini kocaman açmış, birbirlerine bakıyorlardı. İkisi de şok olmuştu. Konuşan Heejin ile kendilerine geldiler. Jihoon hemen Hoshi'nin üstünden kalktı.
"Çok özür dilerim! Biraz fazla hızlı koştum sanırım. Aklım yerinde değil de. Dikkatsiz davrandığım için özür dilerim. Siz iyi misiniz?"
Heejin'in endişeli çıkan sesine karşıt olarak yüzü hiçte pişman gibi durmuyordu. Yoksa, bilerek mi yaptı? Ama nereden bilecek ki?
Hâlâ şokta olan o ikisi iyi olduklarını söylediler. Heejin tekrar özür dilerken Minghao endişeli sesi ile konuştu.
"Sen iyi misin peki? Sert çarptın?"
Dikkatlice birbirlerine baktılar. Heejin şaşkınlıkla yutkunarak "İyiyim. Teşekkür ederim." dedi. Minghao rahatlamış gibi nefes aldı. Oha ama.
Heejin son kez özür dilediğinde arkasını dönüp yan masaya, arkadaşlarının yanına giderken bana baktı. Ve gülümseyerek göz kırptı. Karnında tuttuğu elini 'güzel işti' dercesine birleştirdi.
Bu kız Soonhoon projesini nereden öğrenmişti? Hiçbirimizle ilişkisi bile yoktu! Ama anlaşılan o da bizim gibi kendince onları birleştirmeye çalışıyordu.
Teşekkürler Heejin! Hoshi sana borçlu.
Evett, Heejin benim olusturdugum bir karakter. Ayrica hikayede yeri fazlaca var. Bu yuzden onu ileride de cok gorecegizzz!!!✊😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
library ⌇ verkwan
Fiksi PenggemarSeungkwan, kütüphanedeki bir kitap için Vernon ile kavga eder. 7teen | vernon - seungkwan 010423 - 080723