Birkaç saat önce kamp alanına gelmiştik. Annemden izin almam zor olmamıştı. Ne de olsa konu derslerimle ilgiliydi.
Dün gece yola çıkmıştık ve sabaha kadar daha yeni varmıştık buraya. Okuldan ve evden çok çok uzaktaydık. O kadar özgür hissediyordum ki...
Kamp alanına varır varmaz kahvaltı yapmıştık. Şimdi ise hocalar bize kalacağımız kulübelerin anahtarlarını verdi. Her grup aynı kulübede kalacaktı. Bu yüzden kulübeler küçük değildi. Hepimizin sığacağı büyüklükteydi.
Kulübe diyordum çünkü kamp alanlarındaki evlere kulübe denirdi. Ancak burası kulübe denilemeyecek kadar güzeldi.
Seungcheol hyung anahtarları Taeil hocadan aldı ve hep beraber kalacağımız kulübeye doğru ilerledik.
Jeonghan hyung anahtarı sevgilisinden kaptı ve kapıya koştu. Anahtarı sokup açmaya başladı.
Anahtarı son kez çevirdikten sonra bize döndü ve "Açıyoruuuum oooooo!" dedi ve hızlıca açtı.
Bağırarak içeri girdiğinde onun bu hallerine güldük. Seungcheol hyung'a baktığımda gözleri ışıldayarak sevgilisine bakıyordu. Onu gerçekten çok seviyor olmalıydı.
İçeri girdiğimizde hep bir ağızdan "Waaaooow" diye bağırdık. Burası hem çok güzel hem de kocamandı. Dışardan bakınca küçük gözüküyordu.
Dokyeom bir anda "ilk giden güzel odayı kapar!" diye bağırdı ve merdivenlerden yukarı koştu. Geriye kalanlar, yani biz, ilk önce birbirimizle bakıştık ve hemen koşmaya başladık. Evet, Wonwoo ve Jihoon hyung bile.
ilk ben koşmaya başlamıştım bu yüzden de üst kata ilk ben varmıştım. Ha ha. Zıplaya zıplaya odalara bakarken en büyük ve güzel odayı Dokyeom'un kaptığını görmüştüm.
"Dokyeomie naber?" diyerek onun uzandığı yatağın yanındaki yatağa uzandım. "Off ya Seungkwan çok harikayım değil mi değil mi?"
Ona gözlerimi devirdim ve büyük odayı bizim kaptığımızı gören diğerlerine dil çıkardım. Ben dil çıkarınca beni izleyen Vernon güldü. Komik bir şey mi var pardon?
O bana gülünce ben ona tekrar dil çıkardım. Ezik. O da bana göz kırptı ve arkadaşlarının peşinden gitti. Iyy bana niye göz kırptı bu salak?!
Birkaç haftalık oda arkadaşımın gürültülü Dokyeom olacak olması beni korkutsa da rahat bir odada kalacağım için mutluydum.
Bir anda içeri Hoshi girdi. Ah doğru. Bu oda üç kişilikti. Ama neden Dino ya da Mingyu gelmedi? Bizi sevmiyorlar sanırım...
Hoshi kendini benim yan tarafımdaki yatağa attığında Dokyeom ve ben ona doğru döndük. "Nerdesin sen iki saattir? İlk senin koşman lazımdı normalde."
Yine transa girdi bu salak ya imdat. Gözlerini tavandan ayırmadan elini kalbinin üstüne koydu. "Eli elime değdi."
Dokyeom'la bakıştık ve göz devirdik. Dokyeom yatakta ayağa kalktı ve zıplamaya başladı. "Oha kesin sana aşık! Yüzde yüz aşık!"
Hoshi de ayağa kalkıp yatakta zıplamaya başladı. "Ayy değil mi ya? Kesin aşık. Aşkım ya!"
Bende yatakta kalkıp zıpladım. "Benim de elim geçen gün Minho hocanın eline değdi. Bana aşık kesin oha!"
Hoshi zıplamayı kesti ve bana göz devirdi. Yataktan indi ve hadi Dino'yla Mingyu'nun yanına gidelim." dedi.
Üçümüzde odadan çıktık ve odalara bakmaya başladık. Onların odası hangisi bilemediğimizden herhangi bir odaya da dalamazdık çünkü diğerlerinin odası olabilirdi.
Neyseki o ikisi çok salak oldukları için açık kapıdan onların odasını bulduk.
Dokyeom'la Hoshi'ye sessiz olun işareti yaptım ve parmak uçlarımda odaya girdim.
Aynı yatakta yüz üstü yatan Dino ve Mingyu'nun popolarına vurdum hızlıca. İkisi de çığlık atarak ayağa kalkarken ben elimin acısından yere yattım. Kaşındım sanırım.
Dokyeom ve Hoshi yerlere yatarak gülerken kapının ağzından bize kahkaha atan Jeonghan hyung'a baktım. Bu da bizi mi takip etmişti? Korkunç.
Sonra da gülerek bizim fotoğrafımızı çeken Joshua hyung'a baktım. Bunlar ne ara geldi ya?
Eğer ayağa kalkarsam Mingyu ve Dino da bana vurabilirlerdi. Çok riskli olurdu. Ama onlar odadan çıkana kadar da bekleyemezdim. Zaten onlar da başımda bekler, bana bu şansı tanımazlardı.
Dikkatlice onları izledim. Boş bulundukları bir anı yakalamalıydım. Mingyu ve Dino, Joshua hyung'u onun kötü bir anında fotoğrafını çekecekleri konusunda tehdit ederken hemen ayağa kalkıp odadan koşarak çıktım.
Arkamdan bağırmalarını duymazdan gelip kendimi kulübeden dışarı attım. Kurtulmuştum! Çok zeki olduğum için kendimle gurur duyuyordum.
Yan yana sıralı kulübeler, yemyeşil alan, hemen yakındaki orman o kadar güzel görünüyordu ki. Bu görüntüye şimdiden alışmıştım. Buradan ayrılmak çok zor gelecekti, biliyordum.
allahim bize boyle odev verildi de biz mi yapmadik nolur allahim ya 😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
library ⌇ verkwan
FanfictionSeungkwan, kütüphanedeki bir kitap için Vernon ile kavga eder. 7teen | vernon - seungkwan 010423 - 080723