Ertesi gün olduğunda günlük rutinimiz haline gelen beraber dolaşmaya devam ediyorduk. Yine oturma alanlarındaydık.
Herkes kendi arasında konuşuyordu ama ben çok sıkılmıştım. Ne yapsam diye düşünürken aklıma uzun süredir Seokjin hocayla dedikodu yapmadığım geldi. Birikmiş dedikoduları vardır eminim.
Nerede olabilir diye düşündüm ve aklıma hemen yemekhane geldi. Yemek yemekten başka bir vasfı olmadığı için eminim yemekhanenin mutfağında buzdolabını açmış, yemek yiyordur.
Ayağa kalktığımda diğerlerine haber vermem gerektiğini düşündüm. Zaten ayağa kalkar kalkmaz Vernon bana merakla bakmaya başlamıştı.
"Ben Seokjin hocanın yanına gidiyorum. Yemekhanede mutfaktadır kesin. Görüşürüz."
Onlara el sallayarak yemekhaneye doğru yürüdüm. İçeri girdiğimde mutfağı aradım. Bulduğumda oraya girdim.
Tam da tahmin ettiğim gibi, Seokjin hoca içerideki masaya oturmuş yemek yiyor, aynı zamanda da yemek yapan aşçılarla muhabbet ediyordu.
Hoca beni görünce hemen gülümsedi ve beni eliyle çağırdı. Karşısına oturdum ve herkese merhaba dedim.
Seokjin hoca aşçılara döndü. "Bu öğrencim Seungkwan. En hayırlı öğrencimdir. Baksanıza, kim geldi yanıma bu zamana kadar? Seungkwan'dan başka kimse gelmiyor."
Herkes bana güzel sözlerle iltifat ederken utanarak gülümsedim. Yaa hocammm. Yerim sizi.
Aşçılar pişen yemeği ocakta bırakıp mutfaktan çıktılar. Hocayla tek biz kalmıştık. İkimiz de bir şeyler atıştırıp konuşuyorduk havadan sudan(asla dedikodu değil.).
Sonra burnuma garip bir koku geldi. Yanık gibi kokuyordu. Hoca da bana kokuyu almış gibi baktı.
Kafamızı ocakta pişen yemeğe çevirdiğimizde çıkan yüksek ateşi gördük. Ve tam da o sırada yangın alarmı çalışmaya başladı.
İlahi bakış açısı
Oturma alanında oturmuş 12 kişilik grup duydukları alarm sesiyle şaşırarak birbirlerine baktılar. Nereden geliyordu bu ses? Yanlarından koşarak geçenleri dinlediler.
"Galiba yemekhaneden geliyor alarm. Yangın çıkmış olmalı."
Bunu duyan grup korkuyla ayağa kalktı. Çünkü arkadaşları Seungkwan yemekhaneye gideceğini söylemişti.
Bazıları korkuyla ağlamaya başlamıştı. Ya Seungkwan'a bir şey olmuşsa diye düşündüler.
Korkudan kalbi sıkışan ve öldüresiye ağrıyan Vernon ne yapacağını düşündü. Hızlıca yemekhaneye doğru koşmaya başlayacakken arkadaşları onu tuttu. Vernon onlardan kurtulmaya çalıştı. Seungkwan'ı kurtarmalıydı. Geç kalırsa neler olacağını düşünmek bile istemiyordu.
"Vernon saçmalama! Gidemezsin oraya! Ya sana da bir şey olursa?!"
"Asıl siz saçmalamayın! Seungkwan'ı içeride mi bırakalım?! Bunu mu istiyorsunuz?!"
Tüm gücüyle onlardan kurtularak koşmaya başladı. Hayatında hiç bu kadar hızlı koştuğunu hatırlamıyordu.
Yemekhaneye girdiğinde mutfaktan çıkan dumanları gördü. Hemen oraya koştu. Ateş çok olmasa da vardı biraz.
İçeriye göz gezdirdiğinde kimseyi görmedi. Seungkwan neredeydi o zaman?
Orada bir kapı gördü. Kiler gibi bir şey olmalıydı. Ama kapıyı ateşler sarmıştı. Ya oradaysa diye düşündü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
library ⌇ verkwan
FanfictionSeungkwan, kütüphanedeki bir kitap için Vernon ile kavga eder. 7teen | vernon - seungkwan 010423 - 080723