30

335 49 18
                                    

Ayyaşlar takımı geç kalktıları için kahvaltıya biraz geç kalarak güne başlamıştık.

Gün boyu Vernon'un suratına bakamamıştım. O ise inat olsun diye gözlerini benden çekmemişti.

Tabii benim bu garip davranışlarım diğerlerinin de gözünden kaçmamıştı. Sabahtan beri bana ne olduğunu sorup duruyorlardı.

"Yaa Seungkwan böyle mal gibi bekleyecek miyiz?! Anlat artık ne anlatacaksan! Kudurttun sabahtan beri yemin ediyorum."

Dokyeom'un aptalca ısrarlarına göz devirdim. "Ya birini daha bekliyorum gelsin anlatacağım ne meraklısınız yaa!!"

7 kişi birden ofladı. Hao "Kimi bekliyoruz ki?" diye sorduğunda gülerek göz kırptım. "Görürsün birazdan."

Tam da bu sözümün üstüne odamın kapısı çaldı. Çalan kişi kapıyı açıp sadece başını odaya çıkarttı. Gelen Heejindi.

"Selaa- Oha niye bu kadar kalabalık burası?"

Minghao heyecandan nefesini tutarken gülümsedim. Tam yanımda oturuyordu bu yüzden biraz kayıp Hao ile benim yanıma yer açtım Heejin için.

O da biraz garip bir tepkiyle yavaşça oturdu.

"Selam Heejin!"

Herkes (Minghao dışında, çünkü o şokta.) selam verince 8 kafa bana döndü. Oklar üzerimde. Çok gerici.

"Evet hayatım anlatabilirsin artık." dedi Heejin.

Derin bir iç çektim. Bunu söylemek çok zor.

"Bakın öncelikle büyük tepkiler vermeyin dışarı ses çıkmasın. Ayrıca bunları kimsenin bilmemesi lazım. Kimse. Anladınız mı?"

Herkes başıyla beni onaylayınca istemesem de konuştum.

"Vernon, beni sevdiğini hatta aşık olduğunu söyledi bana dün."

Gözlerimi sımsıkı kapatarak çığlık sesleri bekledim. Ama hiçbir ses gelmedi.

Yavaşça gözlerimi açtığımda herkesin bana dik dik baktığını gördüm. Şoka girmişlerdi. Göz bile kırpmıyorlardı.

"Yaa! Bağırmadan bir tepki verin."

Sonra duyduğum ses Heejin'in yere yıkılış sesiydi.

Minghao hemen onu belinden tutarak kaldırdı. "Heejin iyi misin?!! Canın acıdı mı?!"

Heejin şaşkın gözlerle ona bakarken biz o ikisinin aşkını izliyorduk.

İkisi sessizce bakışmaya devam ederken sessizliği bozdum. "Ya gidin aşkınızı başka yerde başka zamanda yaşayın!"

Hemen birbirlerinden ayrıldılar.

"N-ne demek Vernon sana a-aşık?"

Hoshi şaşkınlıktan kekelemeye başladı. Daha her şeyi söylemedim. Burada herkesi ben şaşırtırım.

Onlar hâlâ şoktan çıkamamışken ikinci oku attım. "Ve beni öptü... Dudaktan..."

Duyduğum tek ses Heejin'in yere yıkılış sesiydi. Yine.

Bu sefer Hao bile onu kaldıramadı. Sadece açık ağızlarıyla beni izliyordu herkes.

Dokyeom bilinçsiz gibi elini kaldırdı ve yanındaki Mingyu'ya tokat attı.

Mingyu bir anda kendine geldi. "LAN! Ne yapıyorsun lan şerefsiz?!!"

"Lan rüyadayım sandım. Pardon."

Jeonghan hyung kendine gelip olayı devraldı. "Şimdi bir saniye. Diyorsun ki, bizim Vernon sana aşık olduğunu söyleyip seni öpmüş. Doğru mu?"

Sessizce başımı salladım.

library ⌇ verkwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin