Buraya gelmeden önce grubumun değişmesini çok ama çok istemiştim. Sevmediğim insanın olduğu bir grupta asla durmak istememiştim.
Şimdi ise ne kadar çocukça ve saçma davrandığımı fark ediyorum. Sevmediğim insanla samimileşmeyi geçtim, 13 kişilik bir arkadaş grubum olmuştu. Onları gerçekten seviyordum. Ve onların yanında her zaman olduğumdan daha çok mutlu hissediyordum.
Yine klasik bir gün. Yine Team Soonhoon bizim odamızda buluşmuş. Yine Hoshi mutluluktan ağlamak üzere. Ve yine Dokyeom Joshua'dan bahsedip dans ediyor.
Evet Soonhoon için bir fikrimiz vardı. Buradaki diğerlerini ikna etme kısmı Dino'muza kalıyordu. İstemese de.
"Yaa Jeonghan hyung! Sevgiline kendin söyle bari! Beni niye dinlesin?!"
"Ya of tamam! Ben söylerim aşkıma! Ne ağladın be!"
Dino ona gözlerini devirip bize döndü. "Şimdi tamam, film izlemek için ben herkesi ikna ediyorum ama, sizce de Joshua'yı Dokyeom, Wonwoo'yu Mingyu, Vernon'u da Seungkwan ikna etse daha mantıklı olmaz mı?!"
Hayır olmaz.
"Olur aslında." dedi Hoshi.
"Laaan bence de olur. Joshua'mla konuşmak için bahane işte. Yerim seni dinozor."
Mingyu korkmuş yüz ifadesiyle ayağa kalktı. "Wonwoo olmaz. Çocuk beni görünce tüm kelimeleri siliyor aklından. Sonra tek kelimeli cevaplar veriyor. Konuşamam onunla."
Jeonghan hyung ona güldü. "Merak etme. O, yakın olduklarına karşı çok konuşkan. Biraz konuşsanız anlarsın."
Mingyu acıyla yere çöktüğünde onu görmezden geldik. Jeonghan hyung bana dönerek gülümsedi. "Umarım Vernon'la konuşmak senin için sorun değildir."
Garip hislerimden bahsetmek istemediğim için anlamıyormuş gibi yaptım.
"Yok niye sorun olsun hyung?"
Dino kahkaha atmaya (anırmaya) başladı.
"Yani, neden sorun olsun? Hoşuna gidiyordur hatta!"
Kafasına bir tane yapıştırdığımda sustu. "Ya ne vuruyorsun?!!"
"Salak salak konuşma sen de! Niye hoşuma gitsin? Arkadaşım sonuçta!"
Tabii ki Dino akıllanmıyordu. "Aynen arkadaşın! Ben çünkü her arkadaşımla flörtleşirim(!)."
Herkes gülerken bana daha fazla bir şey söylememeleri için hızlıca odadan çıktım.
Evin içinde Vernon'u aramaya başladım. Bu iş ne kadar hızlı biterse iyiydi. Hayır yani gerildiğimden değil. Yok öyle bir şey. Heyecanlanmıyorum da. Ya sabır.
Mutfağa girdiğimde onu su içerken bulmuştum, sonunda. Beni gördüğünde suyu içmeyi bırakıp gülümsedi kocaman. Ben de ona aynı şekilde karşılık verdim. Ay kalbim!
Hemen bir bardağa su doldurup bana verdi. Ellerim heyecandan titrerken uzattığı suyu aldım ve teşekkür ettim.
Yavaş yudumlarla suyumu içerken beni izlediğini fark ettim. Elimdeki bardağı düşürmemek için sıkıca tuttum. Hemen onunla konuşup buradan uzaklaşmam gerekiyordu. İyi hissetmiyordum.
Konuşmak için ona döndüğümde zaten bana baktığı için göz göze geldik.
"Vernon, durum şöyle ki... Jeonghan hyung bu gece hep beraber film izlemek istediği söyledi. Bana da sana sorup soramayacağımı sordu. Sen de... Bizimle beraber film izlemek ister misin?"
Pekâlâ... O bana böyle dikkatli, direkt gözlerimin içine bakarak dinlerken konuşabilmek çok ama çok zordu. En azından cümle kurabildim.
Gözlerini gözlerimden çekmeden yavaşça gülümsedi. Elimdeki bardağı daha sıkı tuttum. Tanrım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
library ⌇ verkwan
FanfictionSeungkwan, kütüphanedeki bir kitap için Vernon ile kavga eder. 7teen | vernon - seungkwan 010423 - 080723