23

444 53 30
                                        

Akşam yemeğimizi yemiştik ama Minho hoca herkese, buradan ayrılmamasını söylemişti. Bir şey söylemesi gerekiyormuş.

Tüm okul onun keyfini bekledikten sonra sonunda teşrif etmeye karar vermişti. Gelmeseydiniz ya(!)

Fazla coşkulu olmalı ki az önce oturduğu sandalyeye çıktı. Yine ne anlatacak merak ediyordum açıkçası.

"Evet çocuklar! Burada olduğumuz süre boyunca hepinizi teker teker izledim. Gayet mutlu ve keyifli gözüküyordunuz! Bu yüzden diğer öğretmenlerle konuştuk ve artık daha da eğlenmenin zamanı geldi diye düşündük!"

Herkes sevinç çığlıkları attığında içimden sonunda diye bağırdım. Bir hafta oldu geleli ama siz bilirsiniz.

Minho hoca kendisine gelen alkışlar ile iyice göğsünü kabarttı. "Tamam tamam çocuklar. Abartmayın. Neyse şimdi planımızdan bahsetmek istiyorum. Bugün kamp ateşi yapalım diye düşündük. Sabah şehir merkezine gidip marshmallow falan aldık. Ateşte kızartmak için. Bugün böyle geçecek. Hahahaha!"

Bu kadar mı?

Neyse

Hocam ilk defa güzel şeyler söylediniz! Kamp ateşi hiç yapmadım.

Heyecanla diğerlerine döndüğümde Vernon da bana döndü. Ellerimi birbirine çırptım ve sonra ona uzattım. O da gülerek bana beşlik çaktı.

Jeonghan hyung heyecanlı gözüküyordu. "Ay keşke soju olsaydı ya. Canım çekti."

Seungcheol hyung sevgilisine sarıldı. "Burada reşit olmayanlar var ama aşkım."

Jeonghan bize dönüp dil çıkardı. Bak ya! Neyse aman.

Hepimiz kendi aramızda konuşarak vaktin gelmesini bekledik heyecanla.

Yatağımda uzanmış telefona bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yatağımda uzanmış telefona bakıyordum. Diğerleri aşağıda, salonda oturuyorlardı. Beni de çağırmışlardı ama yataktan kalkmaya üşendiğim için onları reddetmiştim.

Kapı çaldığında yatakta oturur hâle geldim. Gelebilirsin dedikten sonra kapı açıldı.

Vernon kafasını kapıdan uzattı ve bana bakarak gülümsedi.

Onu görünce elim ayağım birbirine dolaştı. Nedenini bilmediğim bir şekilde fazla heyecanlanmıştım.

Ona zorla gülümseyerek ayağa kalktım ve yanına koştum.

Daha fazla gülümsedi. "Selam."

Elimi nereye koyacağımı bilemedim ve onun da elinin üstünde olduğu kapıya koydum. "Selam."

Ben de ona gülümsediğimde neden aptal flörtler gibi davrandığımızı sorguluyordum.

Kapıyı daha fazla açtı. "Gidelim artık diyor diğerleri. Seni çağırayım dedim." Odadan çıkmam için bekledi.

library ⌇ verkwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin