|5| İkinci Soru

1.7K 174 54
                                    

Neyse ki Taehyung'un evi çok uzak değildi. O akşam kendi evime taksiyle gitmiştim. Evi bizim eve çok uzak olmadığı için fazla bir şey tutmamıştı.  Bu yüzden param hâlâ cebimdeydi. Bu yönden rahattım.

Akşam anneme uyumak istediğimi söylemiş ve hemen odama gitmiştim. Hoseok hyunga da evde olduğumu haber verip hemen uykuya dalmıştım.

Düşünmem gereken fazla şey vardı çünkü.

***

Bugün salıydı. Bugün Taehyung ile özel dersimiz yoktu ve bu canımı sıkmıştı. Ama yinede okulda 2 saat normal dersimiz olduğu için moralimi yüksek tutmaya çalışmıştım.

Eski fizik hocamızın dersi olsa asla istemezdim fizik derslerini. Nefret ederdim. Ama Taehyung anlattıkça dinleme isteğim artıyordu.

Yaklaşık 10 dakika sonra günün son 2 dersine yani fizik dersine girecektik. Bunun sevinciyle sıramda beklemeye başlamıştım.

Yanımda Hoseok ve Jimin konuşuyorlardı. Jimin benim suskunluğumu farkedince bana dönmüştü.

"Hiç konuşmuyorsun. Fizik dersinden nefret ederdin. Şimdi nasıl bu kadar heyecanla bekliyorsun?"

Şüpheli bir şekilde konuşunca Jimin'in anladığını biliyordum. İlk telefonda bu konu ile ilgili konuştiğumuzda sürekli adamın ne kadar yakışıklı olduğundan hatta yeni nesil Zeus bile olabileceğinden bahsetmiştim. Tabii ki anlayacaktı.

"Ondan hoşlanma falan yok. Sadece 1-2 hafta oldu tanışalı, dersimize girmeye başlayalı. Bu kadar kısa sürede hoşlanabileceğimi mi düşünüyorsun cidden?"

Yarı gülümseyerek konuştuktan sonra Jimin önüne dönmüştü. Ona yalan bir şey söylememiştim. Adamda sadece etkilenmiştim. Fazlası yoktu. Bu durumda Zeus gibi bir adam olduğu için gayet normaldi.

Kapıdan Taehyung girince herkesle birlikte bende ayağa kalktım. Oturmamızı söyleyince oturdum ve onu izlemeye başladım. Ders için gerekli kitapları çıkartıyordu. Ders falan umrumda değildi, bu adamı görmek istiyordum sadece. Sebebini bilmesemde içimde bu adamı aylarca izleme arzusu vardı.

Dersi anlatırken arada öğrenciler soru soruyordu. Hepsini gülümseyerek cevaplıyor. Daha 2 haftadır dersimize girmesine rağmen sanki yıllardır öğretmenimizmiş gibi davranıyordu. Bu samimiyeti ve sıcaklığı tüm sınıfın içine işlemişti.

Bende elimi kaldırdım ve bir soru sordum.

"Hocam ikinci soruyu bir kez daha anlatabilir misiniz?"

"İkinci soru?" Dedi bana bakmadan.

"İkinci soru." Diye tekrar ettim onu.

Kolay bir soru olduğu için şaşırmıştı. Ama benim tek istediğim diğer öğrencilere gülümsediği gibi bana da gülümsemesiydi.

Bakışları bana döndü. Kısa bir an yüzümü inceledi. Daha sonra derin bir nefes aldı ve soruyu anlatmaya başladı. Bana da gülümsemişti. Bana gülümsemişti.

İstemsizce dudaklarım küçük bir şekilde kıvrılırken soruyu bitirdikten sonra bana baktığını hissettim. Gözlerinin yanaklarım ve dudak kıvrımım da gezdiğinin farkındaydım fakat hiç bozuntuya vermeden ona bakmaya devam ettim.

Arkadan bir öğrencinin soru sormasıyla dersi anlatmaya devam etti. Yanımda oturan Jimin bir bana bir de Taehyung'a bakıyordu. Hoseok ise başını iki yana sallamış ve önündeki deftere bir şeyler çizmeye devam etmişti.

Jimin omzuma hafifçe vurdu ve kulağıma yaklaşıp sessiz bir şekilde konuştu.

"Bu konuyu daha sonra konuşacağız Jungkook."

İki parmağını ilk önce kendi üzerine sonra benim üzerime işaret etti. "Gözüm üzerinde" diyordu. Ben ise sadece ona göz devirip dersi dinlemeye devam etmiştim.

Arkadaşlarım çok şaşırmıştı. Ne yani? Ben fizik dersini sevemez miydim?

***

Son derste bitmişti ve ben bunun rahatlığıyla her okul sonu yaptığım gibi koca bir iç çekmiştim. Jimin ve Hoseok'a beni beklememelerini söylemiş ve Namjoon hyung ile bir şeyler yapacağımızı söylemiştim. Tabii ki Namjoon hyungun adını bile duyunca hemen benimle vedalaşmış ve okuldan gitmişlerdi. Ben ise öğretmenler odasına girmiştim.

Karşıma çıkan Namjoon hyunguma hemen arkadan sarılmıştım. Anında elleri ince kollarımı bulmuş bana dönerek sıkıca belime sarılmıştı.

Kollarımı hemen boynuna dolamıştım. Babam beni dövdüğünde babamı öldüresiye dövmüş ve bir daha bana ve anneme yaklaşmaması için tehdit etmişti. Ben onunla tanıştığımda sadece 10 yaşında bir çocuktum. O ise eksik büyüyen tarafımı doldurmakla uğramış bir baba, abi her şeyimdi.

Yanağına bir öpücük kondurduktan sonra ondan ayrılmış ve konuşup dertleşmek üzere onun evine gitmek için arabasına doğru ilerlemiştik. Arabasına doğru ilerlerken bana sürekli gülümsemiş ve elini belimden çekmemişti.

Tam onun arabasının yanında Taehyung'un arabası vardı ve ben o arabaya baktığımda arabasının üzerine yaşlanmış, kollarını önünde bağlamış bir şekilde bize bakıyordu.

"Jungkook annen dersimizi bugüne aldırdı. Bu haftalık bir dersimizde bugün yapacağız. Bin arabaya."

Dudaklarım anında büzülmüştü. Tamam belki de Zeus ile yanlız vakit geçirmek için her anı kolluyor olabilirdim ama haftalardır görüşmediğim hyungumla dertleşip biraz alkol alacaktık. O yüzden şuan Namjoon hyung ile gitmek istiyordum.

Üzüntüyle Namjoon hyunguma bakmıştım. O ise bakışlarıyla sorun olmadığını bana söylemişti bile. Ama yinede dile dökmüştü.

"Sorun yok güzelim. Başka zaman yaparız planımızı. Hadi git dersini al sen."

Alnıma dudaklarını bastırmış ardından geri çekilmişti.

"Emin misin hyung? Haftalardır görüşemiyoruz ve ben seni özledim."

Kollarını belime sarmış bana kısa bir sarılma vermişti. Ardından tekrar sorun olmadığını söylemiş ve arabasına binip okuldan uzaklaşmıştı.

Bana bakan Taehyung'un gözlerinden ise alevler fışkırıyordu.






***





Selam ✨
Yine ben💕💕
Bolum iste okuyun 😗😗😗
Gorusuruk bebislerim!!!! 🤍🤍🥺🥺

Physics Teacher | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin