Film seçme işini bana bırakmıştı. Bunu yapmasını sevmiştim. İlişkimizde genelde baskın ve kontrolcü taraf Taehyung olsa da bu tür küçük şeyleri bana bırakması çok hoşuma giden bir şeydi.
Sinema salonuna geçtiğimizde kucağımdaki büyük boy patlamış mısırı yiyordum. Filmin başlamasına beş dakika vardı ama patlamış mısır bana bu kadar güzel bakarken yememek çok zordu.
Yan koltuğumda oturan Taehyung beni izlerken bende ona bakmıştım. Kaşlarımı hafifçe çatmama engel olamamıştım.
"Ne bakıyorsun öyle?"
Güldükten sonra kaşlarını kaldırmış ve eliyle beni göstererek konuşmuştu.
"Çok güzelsin, ona bakıyorum."
Kafamı öne çevirmiş ve düz beyaz ekrana bakmaya başlamıştım. Böyle iltifatlara karşı hemen kızardığımı, hoşlanmadığımı biliyordu. Ona rağmen böyle rahatça konuşması kaşlarımın olabildiğince daha çok çatılmasına neden oluyordu.
"Çatma kaşlarını, erken yaşlanacaksın."
Yüzüm düz bir ifade alırken ışıkların birden kapanmasıyla filmin başladığını anladım. İlk önce bir kaç reklam girmişti. Ardından filmin girişi ekranda belirdiğinde heyecanla yerimde kıpırdanıp odaklanmaya başlamıştım.
Yaklaşık on beş dakika sonra ekranda bir çocuk belirmişti. En fazla on yaşında olmalıydı. Fazlasıyla güzeldi. Daha çok küçük olmasına rağmen küçüğü hiç tanımayan biri ilk bakışta çocuğun büyüyünce ne kadar güzel olacağını anlayabiliyordu.
Çocuğu göstermek için bakışlarımı Taehyung'a çevirmiştim. Onun zaten bende olan bakışlarını yakalayınca kafamı tekrar önüme çevirmek istesem de yapmadım, yapamadım.
"Taehyungie, şu siyah saçlı çocuğu gördün mü? Çok güzel değil mi?"
Elini saçıma atmış tutamları okşamaya başlamıştı. Bakışları hala bendeyken bir cevap vermesini bekliyordum. Eli saçından boynuma inmiş ortadaki benimi okşamıştı.
"Sen o çocukta dahil herkesten daha güzelsin."
Yanaklarım yanmaya, karnım kasılmaya başlamıştı. Bakışları altında ezilirken az kalsın sinema salonunda başımı sokmak için bir yer arayacaktım. Tanrım! Gün içinde belki de yüzüncü utanışımdı ve Taehyung her seferinde bunu bilerek yapıyordu!
Ne kadar utansamda, iltifatları ve ilgisi her şeyden çok hoşuma gidiyordu. O kadar iyi hissediyordum ki bulutların üstünde gibiydim.
Zaten yakın olan bedenlerimizi daha çok yaklaştırmış ve burnunu yanağıma sürtmüştü. Yanağımdan boynuna bir yol çizmiş, kulağımın arkasına sesli bir öpücük bırakmıştı. Çıkan ıslak ses tüylerimi diken diken yaparken bir kaç kişinin kınayıcı bakışlarını üzerimizde hissetmiştim.
"Taehyung, insanlar bakıyor."
"Baksınlar."
Anında verdiği bu cevap kalbimi hızlandırmıştı. Solumda yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimi görmezden gelmeye çalışıyordum ama olmuyordu işte. Kim Taehyung'un üzerimdeki etkisi çok büyüktü ve o bunun farkındaydı.
Yanağıma da bir öpücük kondurmuş ve gözümün kenarına gelmişti. Sertçe dudaklarımı oraya da bastırınca elim istemsizce ensesine çıkmıştı. Sağ elim ensesinde ki saçları usul usul okşarken o burnunu boynuma gömmüştü.
Yaklaşık bir saatin ardından on dakikalık molaya geldiğimizi açılan ışıklardan anlamıştım. Hala öpücüklerini bana bahşeden Taehyung gelen ışıkla gözlerini kısmıştı. Sevgilimin bu görüntüsü hoşuma giderken kıkırdamış ve alnına büyük bir öpücük kondurmuştum.
Sırıttığını gördüğümde dudaklarıma kaçamak bir öpücük kondurmuş ve ayağa kalkıp benimde kalkmam için yardım etmişti.
Elini tutup salondan çıkacakken yandan gelen ses ile ikimizde duraksamış ve birbirimize bakmıştık.
"Hocam? Jungkook? Siz?"
***
Eve geçmiştik, ikimizde sessiz sessiz oturmuş düşünüyorduk.
Karşı koltukta oturmuş, kafasını yere eğerek ayaklarıyla halıya hayali desenler çizen Taehyung'u görmek kötü hissettirmişti. Şuan durumumuz için çözüm aradığı, düşündüğü çok belliydi. Kardeşinin üstüne bu olayın gelmesi iyi olmamıştı.
Üçlü kız grubunun, Taehyung'la beni öpüşürken, sarılırken yakalaması ikimizi de olduğumuz yere kitlemişti adeta. Daha sonra içimden geleni yaparak koşmaya başlamıştım ve o da bana uyarak koşmuş ve AVM'den çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde bile tek kelime etmemiş, göz göze bile gelmemiştik.
Bu aramızdaki gerginliğe bir son vermek için ayağa kalktım ve gidip yanına oturdum. İşaret parmağımla bir kaç kez omzuna dokunup konuştum.
"Taehyung..."
Kafasının aniden, hızlıca kalkmasını beklemediğimden afallamıştım. Saatlerdir gözlerimle buluşmayan gözleri irislerime değince içimi değişik bir his kaplamıştı.
"Şimdi ne olacak?"
Gözlerine kitlenip sorduğum soruya karşılık sadece derin bir iç çekmişti. Bu iç çekişin 'bilmiyorum' olduğunu anlasam da onun ağzından duymak istiyordum. Ne olursa olsun; ben Taehyung'un söylediği her şeye koşulsuz inanırdım.
Kafasını tekrar eğmesine izin vermeden yumuşak bir şekilde çenesinden tuttum. Gözleri tekrar yüzümde gezmeye başlayınca çenesinde ki elimi boynuna indirdim.
"Ayrılacak mıyız?"
Büyüyen gözlerine şahit olmuştum. Bu kadar çabuk bana dönmesi ürkmeme neden olsa da vereceği cevabı merak ettiğinden yerimden kıpırdamamıştım.
Ellerimi tutmuş, yüzüme eğilmişti.
"Sakın Jungkook. Sakın ama sakın ayrılmak gibi bir durumu öne sürme. Öyle bir şey olmayacak, tamam mı güzelim?"
Dolu gözlerimi umursamadan kafamı hızlı hızlı salladım ve ona en sıkı sarılmalarımdan birini verdim. Kollarım boynuna koala gibi dolanmışken belimdeki elleri iyi hissettiriyordu. Elimden kayıp gidecek diye çok korkuyordum. Sıkı sıkı sarıp, kollarımdan düşmesini önleyecektim.
Belimdeki elleri olduğu yeri okşarken çok rahatlamıştım.
Umarım bu sorunu çabucak bir şekilde halledebilirdik.
Umarım.
***
Oy ve yorum sayısı saka mi🥺
Lütfen oy verip yorum yapar mısınız?
Neden boyle ki:(((
Sizi coook seviyorum 💓⭐
YENİ FİC YAYİNLADİM SUMMER NİGHTS!!! SEVECEGİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM LÜTFEN ONA GÖZ ATİN😋😋💕💕💕
İg: cardiganxts/ vtaelicous
Gorusuruk bebislerim!!! 🤍🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Physics Teacher | Taekook
FanfictionLise son sınıf öğrencisi Jungkook ve okula yeni gelen fizik öğretmeni Kim Taehyung. Semetae Ukekook Taehyung:23 Jungkook:18 Küfür ve smut içerir! #10- taekook #1- Fizik