Etrafta o kadar gergin bir hava vardı ki şuan, size ne kadar gerildiğimi anlatamam. Bir yandan Taehyung'un en güzel kokunun bebek gibi kokan boynum olduğunu söylemiş ve kalbimi şaha kaldırmıştı. Bir yandan da Namjoon'a kötü bakışlar atarak ortamda hepimizin gerilmesini sağlamıştı.
Namjoon sanki söylediği hiç bir şey kendisini etkilemiyormuş gibi davranıyordu.
"Katılıyorum Taehyung'a."
Taehyung aldığı cevapla altta yumruklarını sıkmıştı bunu görebilmiştim. Büyük ihtimal Namjoon hyung ile anlaşamıyorlardı ve ona şuan kafa tutuyordu. Namjoon hyung ise etkilenmiyormuş gibi davrandığı için sinirleniyor ve gözü kararıyordu.
Taehyung tam arkandaydı. Büyük ihtimal yumruklarını sıktığını sadece ben görebilmiştim. Tam Namjoon hyungun üzerine yürüyecekken onun bileğinden tutmuştum. Böyle bir şeye asla izin veremezdim.
Bakışları ilk önce bileğini kavrayan parmaklarıma ondan sonra yüzüme değmişti. Yüzümde gözleri gezdiği sırada dudaklarımı oynatıp "Lütfen." Demiştim.
Titremişti dudaklarım. Lanet olsun ki titremişti. Gerildiğim zaman ve kötü bir şey olmadan hemen önce ağlama hissi çöküyordu üzerime. Bunu engelleyemiyordum.
Kafasını hafifçe yana eğmişti. Ben ise onu daha fazla sakinleştirmek için bileğini okşamıştım yavaşça. Şuanda durması gerekiyordu. Burada olmazdı.
Bana hafifçe gülümseyip kafeden çıkmıştı. Kafeden çıkmadan arkadaşına küçük bir el hareketi yapmıştı. Arkadaşı onu başıyla onaylamış daha sonra Taehyung kafeden çıkmıştı.
Kendimi çok kötü hissetmiştim. Namjoon hyung bunu hissetmiş gibi sakin olmamı söylemişti. Ardından saçlarımı öpmüş ve sorun yok tarzı mırıldanmıştı.
Ben ise artık kalkmam gerektiğini düşünmüştüm. Daha Hoseok ve Jimin ile yapacaklarımız vardı ama nefes almam, dinlenmem ve düşünmem gerekiyordu. Hoseok sanki içimi okumuş gibi ayağa kalktığımda beni yanına çağırmıştı. Hemen masanın karşısına geçmiştim. Hoseok saçlarıma ve yanağıma bir öpücük bırakmış ardından eve gidip dinlenmemi söylemişti. Jimin'de aynısını söylemiş ve burnumun ucunu öpmüştü.
Namjoon hyung ile de vedalaştıktan sonra sahil yolunda yürüyüp yavaş adımlarımla evime gitmeye başlamıştım.
***
Pazartesilerden oldum olası nefret etmiştim.
Şuan farklıydı ama durumlar. Taehyung ile iki saat dersimiz olduğu için eskisinin aksine yatağımdan istekle kalkıp sabah rutinimi gerçekleştiriyordum. Annemde bu değişimin farkındaydı ve sürekli beni kenara sıkıştırıp ağzımdan laf almaya çalışıyordu.
Tabii ki ona hiç bir şey söylemiyorum. Sonuçta anneme "Fizik öğretmenimden etkileniyorum ve sanırım biraz hoşlanıyorum." Diyemezdim.
Evet, dediğim gibi ben kesinlikle Taehyung'a farklı duygular beslemeye başlamıştım.
Onunlayken heyecanlanıyor bana olan en ufak temasının devamının gelmesini istiyordum. Onunla dersimiz olduğu günler okula daha güzel olmaya çalışarak gidiyordum. Bütün bunlar tek bir yola çıkıyordu; Fizik öğretmenimden hoşlanıyordum.
Kulağa çok saçma geliyordu ama çok iyi hissettiriyordu. Adam kalbimi söküp tavana asıyordu resmen! Daha önce kimse üzerimde böyle bir etki bırakmamıştı.
Taehyung ile tanıştığımdan ve dersimize girdiğinden beri, sadece üç haftada hayatımı şimdiden değiştirdiğini dün gece farketmiştim. Gerçekler gerçekten söylendiği gibi acıydı ve kabul edesiniz gelmiyordu.
Yanlış yoldaydım ama yol çok güzeldi.
***
Gün normal okul günüm gibi geçiyordu. Şimdi beşinci derse -yani Taehyung'un dersine- girecektik. Güzel olmak ve ona güzel görünmek istiyordum. Bu yüzden saçlarımı güzelce düzleştirmiştim evden çıkmadan önce. Doğal hali biraz dalgalıydı ama bana düz hali daha güzel geliyordu. Bu yüzden saçımı düzleştirip vişne aromalı nemlendiricimi sürerek okula gelmiştim.
Yaklaşık 6-7 dakika sonra sınıf kapısından içeri giren Taehyung ile tüm sınıf otomatik olarak ayağa kalktık ve oturmamız söylenilince oturduk.
İlk önce bakışları tüm sınıfın içinde gezdi. En son bana değdi ve yaklaşık 10 saniye bana baktı, inceledi -ya da incelemeye çalıştı o kısa sürede- sonra tahtaya döndü ve bir soru yazmaya başladı. Her zamanki gibi konuyu soru üzerinden mükemmel bir şekilde anlatıp tüm sınıfın fizikte yükselmesini sağlayacaktı.
Son 3 haftadır yaptığı gibi.
***
Öyle olmamıştı.
Çaprazımda oturan iki kız ders boyu Taehyung'u övüp ondan ne kadar hoşlandıklarını söylemişlerdi. Ve ben ders boyu onların bu muhabbetini dinlemek zorunda kalmıştım.
İlk fizik dersinin bitmesine 10 dakika kala konuşmuştu.
"Serbestsiniz. Biraz dinlenin. Teneffüse de çıktıktan sonra daha rahat ders işleriz."
Serbest bırakması işime gelmişti. Sormam gereken 4 tane soru vardı. Evde çözememiştim. Bende üstünde fazla durmayıp Taehyung'a götürürüm kafasıyla kitabı çantama koymuştum.
Kitabı alıp ayaklanıp onun yanına gitmiştim. Kitabı önüne koyduğumda hemen konuşmuştum.
"Bay Kim size sormam gereken sorular var. Lütfen bir bakabilir misiniz?"
"Tabii ki Jungkook. Şu sandalyeyi çekip yanıma otur bakalım."
Dediğini yapıp sandalyeyi yanına çekmiştim. Öğretmenler masası büyük olduğu için ikimizinde bacaklarını kimse görmüyordu. Bunun rahatlığıyla gülümsemiş ve onun soruyu okumaya başlamasıyla gözlerimi soruya çevirmiştim.
Bir yandan onu dinlerken her ders olduğu gibi bu derste bacağımı onun bacağıyla temas ettirip daha sonra hafifçe sürtmüştüm. Bunu yapmadan artık ders odaklanamıyordum. Ona temas etmezsem dersi anlayamazmışım gibi geliyordu.
O hiç bir şey olmuyormuş gibi ders anlatmaya devam ediyordu.
Ben tam soruya odaklanmışken ön taraflardan biri Taehyung'a seslenmişti. Ani bir refleksle bacaklarımızın temasını kesmiştim. O ise çocuğun sorusuna kısa bir cevap verdikten sonra bana dönmüş ve düz bir ifadeyle konuşup tekrardan bacağını benim bacağıma sürtüp temas halinde kalmamızı sağlamıştı.
"Bir daha sakın ama sakın beni temasına alıştırıp ayrılma Jungkook. Ne olursa olsun. Bana temas etmekten çekinme ve bozma."
***
Seeelamm✨👌
Sonunda jungomuz anladı hoşlandığını aq
Çok guzel sahneler var aklımda🤭
Sizi coook seviyorum 😋💋
Gorusuruk bebislerim!!!! 🤍🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Physics Teacher | Taekook
FanfictionLise son sınıf öğrencisi Jungkook ve okula yeni gelen fizik öğretmeni Kim Taehyung. Semetae Ukekook Taehyung:23 Jungkook:18 Küfür ve smut içerir! #10- taekook #1- Fizik