maira aracın yukarısında sesler duydu.Yukarıda Luke un olmamasını diledi.Umarım bir aptallık yapmaz. diye düşündü. silah sesleri çok şiddetliydi. arabayı durdurdular. karavan gözden kaybolmuştu. maira birdaha luke u göremeyeceğini düşündü. ellerindeki kelepçelere baktı. kapı açıldı ve üzerine birini attılar. maira kapıya yapıştı. kafasını çevirip kim olduğunu göremedi bile. luke fantezi sayıyordu. evet bu luke un sesiydi. araba yeniden harekete geçince luke doğruldu "selam" yüzünde herzamanki gülümseme vardı. maira "hayatım boyunca senin kadar aptal birini görmedim!" luke"senin için hayatımı tehlikeye atıyorum ve aptal oluyorum. çok haklısın!" sürücü koltuğundaki adam bağırdı "susun ve beni oraya getirmeyin !" yanındaki adam bir köpeğin hırlaması kadar iğrenç güldü "bir taşla iki kuş! bir vampir ve sevgilisi. iyi para edecektir." maira ve luke aynı anda dönüp adama bağırdı kapat çeneni! adam sinirlenmişti. "ikisini satacağımıza büyük oynamalıyız belki. darkness kralı ikisini sevabilir." luke başını cama dayayıp söylenmeye başladı sıçmışım sevgilisine. sürücü "bahse girerim kızda vampirdir." maira yutkundu.
hava kararmıştı. maira ve luke nasıl bir yere gideceklerini düşünüyorlardı. adamlardan biri wiskey çıkardı. "tüm ihdiyacım bu !" yanındaki güldü. şişeyi elinde sallayıp arkasına döndü "içen var mı ? " luke "hayır, biz içmiyoruz!" maira "ben biraz alabilirim." luke şaşkın bir şekilde mairaya baktı. adam bir şişeyi olduğu gibi mairaya verdi. maira luke un yanına yaklaşıp fısıldadı "özür dilerim. sana öyle davranmak istememiştim." luke "onu gerçekten içecek misin " maira gözlerini devirdi. "panik yapma! bir şey olursa seni seviyorum." şişeyi aldı ve sürücünün yanındaki adamın kafasına indirdi. kelepçeleri elleri yüzünden şişeyi yamuk tutuyordu ve tüm içki üstüne dökülmüstü. sürücü arabayı durdu "kahrolası sürtük!" yanındaki adam baygındı. adam silahını çıkarmaya kalkışınca luke üstüne düşen cam parçalarının tekini aldı. kelepçesi uyguladığı vampir gücünden patladı. adamın üstüne atlayıp camı gözüne soktu. adam çığlık attı. luke kapıyı açtı ve bağırdı "kaç!!!" maira dışarı fırladı. luke arkasından geliyordu. adam ateş etti. maira kendini yere attı. luke durmadı. maira yı yerden kaldırdı. adam yine ateş etti. kurşun çok yakından geçmişti. ikiside yere atladı. adam yanlarına geldi. "lanet olsun! gözümün hesabını vereceksiniz!" luke un kafasına tabancayla vurdu ve kelepçe taktı. maira nın elleri kelepçeliydi. mairayı köşeye çekti. maira "öleceksin!" dedi. adam güldü. birden bire yere devrildi. kafasında bir ok vardı. maira okun geldiği yöne baktı. blackdream i görünce korkudan ne yapacağını şaşırdı. luke ayağı kalktı. tökezleyerek maira nın yanına geldi. güneş doğuyordu. blackdream turucu saçlıydı. dexter dan daha büyük olamazdı. luke maira nın önüne geçti "terket burayı!" dişlerini gösterip hırladı. Andy "bir vampir. bir vampir blackdream e kafa tutuyor öyle mi?" maira ayağı kalktı "zihnimin kopyasını istiyorum." andy kafasını iki yana sallayıp güldü "maira hafızana bir şey olmayacak. luke yine yanında olacak korkma lütfen!" maira ve luke şaşkındı. andy kahkaha attı "zihninin içine bakmadığımı düşünmüyorsun herhalde?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maira'nın Sihri
FantasyLuke yere uzandı. Gökyüzü mavileşiyordu. Luke canının acıdığını hissetti. Yapayalnızdı. Vampir kardeşlerini kaybetmişti. Ucubenin teki sevdiği kızı gözü önünde kaçırmıştı. O ise yaralı bir bacak ile yavru bir kedi gibi pençelerini savurmuştu. Maira...