Ağaçların arasında bir kez daha o şeylerden çıkacak diye maira gözlerini dört açmıştı. Zaman kavramını güneşe bakarak tahmin ediyordu. Düzgün beslenemediği için hafızası yenik düşüyordu. Ama 4 gündür bu cehennemin köşesinden gelen ormanın içinde yaşam savaşı verdiğini düşünüyordu. Ormanın hiç bir yeri başka bir yerine benzemiyordu. 4 gündür silahını dolduracak kurşun arıyordu. Yaratıkları öldürmek için. 1.30 gibi boyları vardı. Her şeyi ısırıyor ve ısırdıkları şeyi kopartana kadar bırakmıyorlardı. Sessiz olmadıkları gibi saklandıkları yerleri sarı gözleriyle belli ediyorlardı. Zayıf düşmanlardı ama çok fazla olup her yerden çıkınca hiç kolay olmuyordu. Hiç ses duymayınca olduğu yere uzandı. Ağaçlardan gökyüzü zor görünüyordu. Luke un yüzünü düşünmeye çalışıyordu. Ama açlık ve susurluk beyninin tüm suyunu çekmişti. Bir çıtırtıyla yerinden sıçradı. Sadece 3 kurşunu kalmıştı. Silahını çıtırtıların geldiği yere doğrulttu. Yaratıklar hiç bukadar sessiz gürültü yapmamıştı. Eli titremiyordu. Sadece onun o iğrenç kafasını görmesi lazımdı. Kollarını iki yanına indirdi ve iç geçirdi. Karşısındaki luke tu. Yüzü kir ve kurumuş kan içinde kalmıştı. Çok bitkindi. Yere düşecek gibiydi. Maira silahı attı ve koşup luke a sarıldı. Luke "iğrenç kokuyorsun" maira "sende" ikiside bir süre bir şey söylemedi. Luke güldü "hayattayız." Maira "yalan söylemiyeceğim. Bok gibi görünüyorsun." Luke maira nın omuzlarından tutup ciddi bir ısırılma olup olmadığına baktı. delik deşik beyaz tişörtü kan lekeleriyle kirlenmiş. Karnı ve belinin derisi yüzülmüştü. Maira luke a bakamadan olduğu yere yığıldı.
bir kere daha gözlerini açtığında oteldeydi. Odanın taze ve sıcak ortamı leş gibi olduğunu hatırlattı. Luke yatağında uyuyor ve uyanmayacakmış gibi korkunç görünüyordu. Maira telefonuna baktı. Annesi 10 gün boyunca bir kere bile aramamıştı. Eve gitmeliydiler. Banyoya girerken cebinde kristalin olduğunu farketti. Eve dönüp carl ı mahvedebilirdi artık.
Luke uykudan zor ayakta duruyordu. " gece senle kalmamı ister misin? " maira anahtarı kapı deliğine soktu " yalnız kalmaya ihtiyacım var. Dexter ve diğerlerini gör." luke "Andy?" maira kaşlarını çattı "anlamadım ne?" luke ensesini kaşıdı "onu bir daha ne zaman göreceksin? " maira bunu şu anda düşünmek istemiyordu. Uzun bir sessizlik oldu ve luke un sorusu havada asılı kaldı "bilmiyorum. Ama umarım kendi cehennemine geri döner." luke istemsizce gülümsedi " 4 gün. Seni çok özledim." maira luke a uzunca sarıldı. Luke gözlerini kapattı. Birden bire uyudu.Maira omuzlarından tutup geri çekti "yaralı yerime bastın! " maira güldü ve içeri girdi.
Bölüm okuma alırsa kitaba biraz daha devam edeceğim. Olmazsa yeni bir kitapta aynı hikaye ve karakterlerle devam edeceğim. Kitabı önerip paylaşırsanız çok sevinirim. Bölümü okuma sayısını görmek için kısa yaptım kusura bakmayın. Yorum ve vote larınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maira'nın Sihri
FantasyLuke yere uzandı. Gökyüzü mavileşiyordu. Luke canının acıdığını hissetti. Yapayalnızdı. Vampir kardeşlerini kaybetmişti. Ucubenin teki sevdiği kızı gözü önünde kaçırmıştı. O ise yaralı bir bacak ile yavru bir kedi gibi pençelerini savurmuştu. Maira...