Takip

33 4 0
                                    

Maira annesinin arkasından baktı. Pasaportu kontrol ediliyordu. Annesi arkasına döndü ve gülümseyip el salladı.maira gülümsedi. Maira annesi uçağa doğru giderken arkasından baktı. Luke Arabasının bagajına koyduğu valizleri almaya gitmişti. Maira ne olacağını merak ediyordu. Andy hotel frenkin purple da freddy adlı kişiyi bulmalarını söylemişti. Maira bir koltuğa oturdu ve luke u beklemeye başladı. Luke elinde iki kahveyle geldi. "valizleri gönderdim. 15 dakika sonra uçak kalkacak. Kapıya gidelim." maira sırt çantasını taktı ve dış hatlara doğru ilerlediler. Luke biletleri çıkardı. Yer olmadığı için ikisi ayrı koltuklarda oturacaklardı. Maira kulaklığını çıkaracakken eski bir şarkı çaldı. Bu şarkıyı tamamen unutmuştu. Kidnesthieyves-crazy
...im crazy for feeling so lovely...and someday you'll leave me for somebody new ... Bu şarkıyı kapatmak istemedi. Crazy for feeling so blue... Şarkının melodisi rahatlamasını sağladı. Şarkı bitince kukaklığının çıkardı ve kafasını arkaya rasladı. Yanında oturan yaşlı adamı horluyordu. kafası yamuldu. İyice yamuldu ve maira nın omzuna düştü. Maira en başta umursamadı. Rahatsız ediciydi. Salyasının damladığını hissedebiliyordu. Maira üşümeye başlamıştı. Uykusu vardı ama bu vaziyette uyuyamazdı. Maira kenara çekildi ve yavaşça ayağa kalktı. Adam irkildi ve uyandı. "çok afedersiniz." maira sinirlendiğini belli etmek için cevap vermedi. "geçebilir miyim?" adam kalktı ve maira uçağın gözünden çantasını alıp hırkasını aldı ve koridor boyunca ilerledi. Luke uyumuştu. Tuvalete girdi. Şişmiş gözlerine baktı. Yüzünü yıkadı. Bir süre yüzünü inceledi. Bir anlık göz yanılmasıyla yüzü bir ölünün yüzünü aldı. Gözlerini kapattı ve avuçlarını göz yuvalarına bastırdı. Aynaya bir kere daha bakmadı ve koltuğuna geçip kulaklığını taktı ve uyudu.
Güneş doğmuştu ama erkendi. Saatine baktı. Uçak birazdan iniş yapacaktı. Kaptan saate bakarken anons verdi. Maira beynini bir bilgisayara benzetiyordu. İstediği zaman uyanıyordu. Alarm kursa bile alarmdan önce kalkar ve alarm çalmadan kapatırdı. Hayatı boyunca alarm sesinden daha fazla nefret ettiği bir ses olmadı. Maira telefonunu cebine koydu. Yanındaki adam hala uyuyordu. Onun yanında orta yaşlı bir iş adamı vardı. Uçak inince hetkes ayaklandı. Maira adamı dürtmeye tiksiniyordu. Neyseki adam uyanmıştı. Kapılar açılınca sırt çantasını aldı ve hava limanına luke u beklemete gitti. Valizleri el bagajı kadar küçüktü. Luke u beklerken mini Starbucks cafe de oturdu ve bir kahve aldı.luke mesaj bıraktı nerdesin? Maira cevapladı ve kahvesinden bir yudum aldı.
Luke eğildi ve pansiyondaki adamın kulağına fısıldadı. Borda kristal için burdayız. Adam yutkundu "evet... Tabii. " 34 numaralı odanın anahtarını verdi. "iyi şanslar." maira "kristali almak için ne yapmamız gerekiyor?" adam "yarışmanız." luke "ne zaman başlıyor ?" "iki gün kaldı."
Maira erken kalkmıştı. Luke hala uyuyordu. Böyle büyük bir otelin havuzu olmalıydı. Maira bikinisini giydi ve üzerine ince dantelli elbisesini giydi. Otel denizle iç içeydi ve kocaman bir aquası vardı. Koridorda ilerlerken iki kız ile yüz yüze geldi. İkiside çok güçlü ve sinirli görünüyordu. Maira yı boydan boya süzüdüler. Maira rahatsız olup hızla yanlarından geçti. Onunda bir yarışçı olduğunu anlamışlardı. Maira kafasını iki yana salladı. Ve yoluna devam etti. Gayet sıradan bir oteldi herkes eğleniyordu. Aileler ve çocuklar havuzun keyfini çıkartıyordu.yüzmek maira nın eklemlerine iyi gelmişti. Maira kurulanıp elbisesini üstüne giydi. Nerdeyse öğle olmuştu. Avusturalyayı gezmek istiyordu. 34 numaralı odaya girdi ve üstünü değiştirdi. Oda iki bölmeliydi. Luke uyanmıştı. Maira "iki tuhaf kızla karşılaştım." luke "yani?" maira "bilmiyorum. Yarışmacılardan olabilirler. Çok kötü bakıyorlardı. Sinirle ve nefretle." luke merdivenlerden inerken tökezledi. "dert etme insanlar güzel kızları kıskanır." maira "avusturalya yı gezmek istiyorum. Bu demekki tüm gün uyuyup televizyon izlemeyeceksin. Tüm gün boyunca telefona bile dokunmayacaksın çünkü geziyor olacağız." luke un düşündüğü tek şey kahvaltıydı. Yemek salonu çok büyüktü. Çok kalabalıktı. Maira ve luke tepsilerini doldurup boş bir masaya geçtiler. Maira yemeğini yerken yine rahatsız oldu. 3 erkek karşı masada onları izliyordu. Maira luke a bakıp işaret verdi. Luke yutkundu ve onlara ters bir bakış attı. Böyle bir ortamda bile kavga edebilirdi. Onlara baktıkça daha çok arsızlaştılar. Bir şeyler dönüyordu. Bu iyi bir şey olamazdı.
Maira 2 çilekli milkshake spariş verdi. Avusturalya büyüleyiciydi. Luke maira nın bileğini yakaladı. "takip ediliyoruz." maira etrafını süzdü. 3 erkek ve iki kız beş köşeden onları takip ediyorlardı. Luke yanlarında duran motorsikleti kiraladı.

Maira'nın SihriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin