Maira kapıyı açtı ve eve girdi. Annesi uyumamıştı. Televizyonun sesinden korku filmi izlediği belliydi. Maira yanına gitti. Annesi “ nereye gittiniz?” maira “ mc donalds da bir şeyler yedik.” annesi kafasını filmden kaldırmadı “ hımm” maira “ sahile gitmeyi düşünüyoruz. Montumu almaya geldim.” annesi “ peki...” maira odasına girdi. Çok terlemişti. Duşa girdi. Yarım saatte hızlıca çıktı ve saçlarını kuruttu. Carl a terkedilmiş hastane gittiklerini mesaj attım. Siyah pantolon ve beyaz askılı tişört üzgünüz giydi. Çıkarken deri montunu aslından alıp üstüne geçirdi. “ ben çıkıyorum.” yağmur başlamıştı ve havada iyice kararmıştı. Kahrolası nerde kaldın?! maira montunun fermuarını çekti. Hava soğuktu. Dexter ın arabasını gördü. Luke sonunda gelebilmişti. Maira arabanın önüne bindi. “ çok geç kaldın beyinsiz!” luke “ hiç alınmadım!” kasedin sesi sonuna kadar açıktı. Rock N Roll arabanın dışına taşıyordu. Şehrin dışına çıkmışlardı. Hava karanlıktı kimse yoktu ve luke çok hızlı sürüyordu.Luke “ carl ın kafasında bir kaç tahtası eksik gibi. Yada sadece sende biraz vardır.” maira “ benimle gelmek zorunda değilsin.” luke güldü “ avustralya da bir tatilden bahsediyoruz.” maira “ önüne bak luke. Ayıyı ezeceksin.” luke “ sende daha önce bir panda ezdin galiba ” maira gözlerini devirdi ve luke un asla susmayacağını bildiği için kendi sustu. Luke bir silahı çıkarttı“ Dexter dan almak zor oldu ama kim bilir belki lazım olur.” maira “ evet belki organ mafyaları için.” içine ürperti girdi. Luke“ hayatını çoğu kez kurtardım. En basitinden andy ve sıra dışı kurtlar. Unutma senin için ölmüştüm.” maira “ evet sana.minnettarım ve bir kere daha teşekkür ediyorum.” luke güldü “ bir kere bile teşekkür etmedin.” maira iyice koltuğa yayıldı ve uzanıp luke a sarıldı “ teşekkür ederim. ” luke “ geldik.” maira hastanenin kapısını görünce bir kere daha ürperdi. Yağmur seyrekleşmişti. Maira içeri girince yutkundu. Etraf çok karanlıktı. Maira ve luke ellerinde kontrollü ateş oluşturdular. İçerisi dışarıya oranla daha soğuktu. Maira kristalin bekçisini merak etmişti. Neden burdaydı? bu carl ın bir planımıydı yoksa. Maira luke tan uzaklaşmamaya çaba gösteriyordu. Lanet olası carl nerdeydi. Maira sesle irkildi “ ne?” luke “ içerisi diyorum leş gibi kokuyor. ” maira luke söyleyene kadar fark etmemişti. Luke güldü “ korkuyorsan elimi tutabilirsin.” maira luke un ağzını kapattı. Ayak sesleri duyuyordu. Luke ta dinlemeye başladı. Bir ışık otarafa doğru yansıdı. Maira ve luke hazır konuma geçtiler. Işık onlara doğru tutulunca gözleri kamaştı. “ hey, benim.” maira carl ı görünce tüm endişesi içinden kalkmış gibi oldu. Maira “Tanrım ödüm patladı.“ luke gülümsedi “ merhaba carly” carl aynı tepkiyi verdi “ selam lukey.” luke bir kere daha carl ın ne kadar ahmak olduğunu düşündü. Carl “ beni takip edin.” maira el feneriyle etrafın nekadar korkunç olduğunu daha iyi gördü. Luke “ ürkütücü bir yer. Burda uyuşturucu alıyorsunuzdur siz.” carl “ fazlası.” karanlık bir odaya ışığı tuttu. Odada rastgele üst üste atılmış cesetler vardı. Luke kaşlarını çattı “ oda dekorun güzelmiş. Evini sevdim.” maira luke u dürttü ve fısıldadı “ belki sadece susmalısın.” carl “ bilmiyorum. Bekçi seni tanıyor. Benden daha iyi. O bir blackdream ve seni tanıması imkansız bu dünyaya ait değil. Başka bir boyuttan senin için geldi.” luke un sinirleri iyice gerginleşti. Maira nın başı döndü. Lütfen düşündüğüm şey olmasın lütfen düşün... Başı daha çok dönmeye başladı. Dengesini sağlamak için luke un koluna tutundu. Carl onları bir merdivene yönlendirdi. Merdiven lağam gibi kokuyordu. Andy maira ve luke a zarar vermek için orda olmalıydı. Maira bunu çok güçlü hissediyordu. Carl bir kapıyı açtığı an maira tökezledi. “ andy?” luke silahını çıkarttı. Andy “ luke lütfen silahını yere koy. Buraya Size zarar vermeye gelmedim.” maira yutkundu “ neden burdasın? ” andy bir adım öne çıktı “ sihri ve kristali sana verdiğimi anlamalıydım. Hep güçlü bir şey hissettim ama bunun olabileceğini tahmin edemedim. Luke maira nın önüne geçti “ amacın ne? Neden kristali alıp cehenneme gitmiyorsun? ” andy güldü “ anlayamadınız değil mi?” gelmesi herkesi susturmuştu. Carl yutkundu ve kaçmak için geriye yavaş adımlar atmaya başladı. Maira andy nin kanatlarını göremiyordu. Normal bir insandan farksız gibiydi. Andy “ senin ölmene izin verebilirdim. Duygularımla oynadın. Carl ve arkadaşları diğer kristal sahiplerine yaptığı gibi seninde ruhunun kristalle sökülmesini büyük bir zevkle izlerdi.” Maira arkasına döndü ve daha carl ı görmeden boğazından tutup leş gibi kirli duvara yasladı. Yumruklayarak yüzünü dağıttı “ aşağılık herif! öleceğimi söylememiştin! Ama şimdi seni öldüreceğim.3 yılı beklemene gerek yok!” luke maira nın carl ı dövmesine izin verdi. Bunu hak etmişti. Carl ın her yeri şişmişti. Maira onu çıplak elleriyle öldürecekti. Luke çaresizlikle mairanın kollarından tutup onu geri çekti. Maira tekme atmaya devam ediyordu. Andy “ bence onu öldürmemelisin. Seni öldüreceği için onu ben halledebilirdim. Ama ikiniz birbirinize bağlısınız. Carl ölürse kristalin sahibi olmaz ve kristalin sihri senin içinde seninle beraber ölür.” maira bembeyaz oldu. Olduğu yere çakıldı. Luke “ tam bir piçsin seni bir kere bu kızın önünde becerdim. Yine yapabilirim.” andy gülümsedi “ 3 yıl içinde carl ölürse maira da ölür. Tek çözüm bende. Kristali ona ben verdim ve geri alabilirim. Zarar vermeden.” maira andy nin karşısına geçti “ ne yapmalıyım?” Andy “ Acı Ağacından kan kristali olan senin kristalini nötrleyecek kristali almalısın ama bu kolay olmayacak. O kristali isteyen çok fazla sihirli yaratık var. Acı ağacının güvenini kazanmalısın. Eğer bekçisi seni bir acı tohumu olarak görürse sana kristallerinden birini verebilir. Ama onun nefesini kazanırsan bekçi seni acı ağacına şikayet eder ve kızgın acı lavına yavaş yavaş batırılır ve ölürsün. Sen ölürsen carl da ölür.” maira dönüp yere uzanmış ve öksüren carl a baktı. Acınası bir durumdaydı. Maira ölmek istemiyordu. Luke bir kere daha silahını andy e doğrulttu. Andy “lanet olsun! bırak şu silahlı yere.” maira luke a baktı ve gözlerini devirdi. Luke dengesizce silahı yere fırlattı. Silah patladı ve herkes yerinden sıçradı. Andy maira ya yaklaşan kurşunu iki parmağı arasında tuttu. Maira bağırdı “ luke!” luke gelmesine engel olamadı. “ afedersin.” maira “bizden birşey istiyorsun. Yoksa bunu söylemezdin.” andy omuz silkti “ belki hayatta kalırsan bir şey isteyebilirim. Biliyorsun... Buraya gelmek ve seni görmek için çok yol gittim...” luke andy nin üstüne atladı. Andy yere devrildi. Luke dişleriyle andy nin kanını emmeye başladı. Nasıl olsa ölümsüzdü ve kendini yenileye biliyordu. Luke a bir faydası dokunmuş oldu. Andy luke un yüzüne yumruk attı. Luke ayağa kalktı ve andy i tekmelemeye başladı. Andy luke u tepti ve ayağa kalktı. Luke a zarar vermeyecekti. Luke “ bir şey istemeyeceksin!” maira “ 2 gün gidiyoruz. Luke ta benimle gelecek.” andy “ nasıl istersen.” maira başka hiçbir şey söylemeden arkasına döndü ve kapıya doğru ilerledi. Kapının yanında duran carl a tiksinerek baktı. Luke andy i süzdü. Silahı ona çok yakın duruyordu ama andy maira dan başka bir şey görmüyordu.Maira luke a baktı ve kımıldaması için işaret verdi. Luke un gözü hala silahındaydı. Çevik bir hareketle yere eğildi ve yuvarlanıp silahını kaptı. Andy umursamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maira'nın Sihri
FantasíaLuke yere uzandı. Gökyüzü mavileşiyordu. Luke canının acıdığını hissetti. Yapayalnızdı. Vampir kardeşlerini kaybetmişti. Ucubenin teki sevdiği kızı gözü önünde kaçırmıştı. O ise yaralı bir bacak ile yavru bir kedi gibi pençelerini savurmuştu. Maira...