Tatilde olduğum için maalesef yayımlayamıyorum. Bulduğum ilk wifi ile iyi okumalar :))
Karga“çantanızın içinde ne var?” olive“seni ilgilendirmez!” dexter ayağa kalktı“içindekilerini biliyorsun!” karga“tabiki biliyorum. Çantanın karşılığı sizi boyut kapısına ışınlayabilirim” olive dexter ın kolundan tuttu.“düşünmemiz lazım.” dexter ve olive masadan uzaklaştılar. Dexter“ona güvenemeyiz. Zack gibi sadece mücevherlerin peşindedir. Bize iyilik yapacağını düşünmüyorum.” olive“dexter buraya kadar ölümle savaş vererek geldik. Ölümle savaşarak geri dönemeyiz.” dexter“gidiyoruz şimdi!” olive“anlamıyorsun! Luke u kaybediyorduk. O benim kardeşim. Seninde kardeşin! ” dexter mücevher çantasını ayağının dibine koydu. “bizi ışınla çanta seninle kalsın.” karga“peki...” kum saatinden tozlarını çıkarttı. “Bunu havaya salın. ” dexter kumları havaya fırlattı. Her şey birden karardı. Geçiş kapısındaydılar. Dereyi bile geçmişlerdi. Dexter kapının önünde duran nöbetçinin yanına gitti.“dünyada yaşayan vampirleriz geri dönmemiz lazım. Verecek mücevherimiz yok. Ama umarım bize izin verirsin.” adam çok hırçın görünüyordu ama kapının önünden çekildi. Dexter kapı kolunu çevirdi ve kendisini karanlığa attı. Carmen,luke ve maira arkasından geldi. Yine kütüphanedeydiler. Hepsi çok bitkindi. Kimse bir şey söylemiyordu. Okuldan çıktılar ve kapının önünde duran olive in arabasına bindiler. Olive“bu gece bizim evde kalalım. Maira seni evine mi bırakıyorum?” maira“hayır. Ailem kamptan döndüğümü bilmiyor. Kamptakilerin su çiçeği olduğu için iptal ettiklerini söylerim.”
Maira banyodan çıktığında herkes uyuyordu. Olive kapının önüne kendi kıyafetlerini koymuştu. Ev soğuktu. Maira saçlarını kurulamadan olive in odasına girdi. Olive in horlamaları sessizdi. Yerde uyku tulumu vardı. Saat 22:33.Olive in saatini 08:00 a ayarladı. Maira içine girer girmez uyudu. Alarm çalıyordu ve hiç susmuyordu. Maira uyanmak istemiyordu ama bugün okula gitmeliydi. Maira odaları kontrol etti. Luke ve dexter yurda gitmişti. Maira olive in eşofmanlarıyla dışarı çıktı ve metroya doğru ilerledi. İstasyon şimdi bile çok kalabalıktı. Maira sıkıntılı bir şekilde oturacak bir yer aradı. Yaşlı teyzenin ve bir veletin arasına oturdu. Gözlerini zor açık tutuyordu. Az kalsın durağı geçiyordu. Evinin önüne geldiğinde bahçe taşlarının arasından plastik taşın içinden yedek anahtarı ve kapıyı yavaşça açıp annesi ve babasını uyandırmadan odasına çıktı. Deri pantolununu,beyaz askılı t-sort ünü,siyah converse ini ve yarım kot montunu giydi. Banyosuna girip saçlarını düzleştirdi. Sırt çantasına kitaplarını koydu. Matematik yazılısı... İçine bir ürperti girdi. Maira annesinin ve babasının odasına girdi. İkiside uyuyordu. Maira annesini dürttü. Annesi yerinden fırladı ve babasını uyandırdı. Maira annesine ve babasına sarıldı.“kamptakiler su çiçeği olduğu için iptal edildi. Kötü haber telefonumu kaybettim.” babası gece mesaisinde n sonra iyice yorulmuştu. Bir şey olmamış gibi davrandı ve uyudu. Annesi“tatlım, seni en az 10 kere aradım. Endişelenmeye başlamıştık.” maira“anne,lütfen uyu ben bir şey yiyip okula gidiyorum.” anne“tamam ozaman. Gerçekten uyumalıyım!” maira buz dolabını açtı. Bir şey hazırlamak için çok geçti. Buz dolabını kapattı ve dışarı çıktı. Luke kapının önünde bekliyordu.“günaydın!” maira kapıyı arkasından kapattı. “neden buraya geldin?!” luke“okula devam edeceğim. ”dedi sırt çantasını sırtlamıştı. Maira gülümsedi“bunu yapmana gerek yok.” luke“eskiden okulun ineğiydim benim için endişelenme.” maira “tamam,ama bugün matematik yazılısı var sana acıycaklarını hiç sanmıyorum.” luke“fiziğim iyidir. Matematiğimde. Yabancı dilimde. Ben mükümmelim kabul et."Maira metroya geldiklerinde iç geçirdi. İçerisi tıklım tıklım doluydu. Metro hareket ettiğinde ikiside insanların arasında sıkıştılar. Luke“tutun.” maira“nereye?!" o sırada metro durdu ve maira bir adama çarptı. Herkes maira nın üzerine bindi ve maira adamın sırtına yapışıp kaldı. Üzerindekiler kalkınca maira kafasını kaldırıp adama baktım uzun boyly bir çocuktu işte. Dönüp maira ya gülümsedi“naber?” maira kıpkırmızı kesildi. Çocuk elini tutup maira yı düzeltmeye kalkışınca luke o kalabalıkta kıvrılarak ikisinin arasına girdi ve maira nın kolundan tutup onu uzaklaştırdı. “luke” çocuk gülümsedi“carl.” luke “yol nereye kardeşim?” carl“okul. Bilirsin devamsızlığım doluyor. Mavi gözle tanışmayı çok isterim.” luke carl ın kolunu sıktı“mavi göz boşta değil.” carl kaşlarını çattı. Sıkışık durumda olmasaydı luke un suratına indirebilirdi veya en azından ordan uzaklaşırdı.Maira luke un kolundan tutuyordu. Maira kafasını uzattı ve carl a daha iyi baktı. Bu çocuğu daha önce okulda görmüştü.turuncu,altın sarısı,açık kahve rengi saçları vardı. Ara sıra kaykay parkına gelip grafitide yapıyordu. Metrodan inerlerken luke maira nın elini bırakmadı. Okul bahçesine girdikkerinde koşmaya başladılar çünkü dersin ilk 20 dakikasına geç kalmışlardı. Luke rehberlikten kitaplarını alıp kayıda giderken maira sınıfın kapısını çalıp içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maira'nın Sihri
FantasyLuke yere uzandı. Gökyüzü mavileşiyordu. Luke canının acıdığını hissetti. Yapayalnızdı. Vampir kardeşlerini kaybetmişti. Ucubenin teki sevdiği kızı gözü önünde kaçırmıştı. O ise yaralı bir bacak ile yavru bir kedi gibi pençelerini savurmuştu. Maira...