2.1

1.4K 97 66
                                    

Mabel Matiz-Aşk Yok Olmaktır

*Bir yerde Ahsen ablam, Kereme laf koyuyor." 

"Nişanı olan, Ahsen Sabancı'nın nişanı skandal ile bitti. Dün öğlen saatlerinde sevgilisi ile gördüğümüz Kerem Aktürkoğlu, Ahsen Sabancı'nın Nişanlısının üzerine atladı... Bu konuya olan merakımız sürüyor." 

Mert'in açtığı magazin sayfasına çatık kaşlarım ile baktım.

"Mert kapat şunu." O sırada telefonumda bade ile konuşuyordum. Kerem Buğranın üzerine atlayınca ortalık doğal olarak karıştı ve okan abi kendi ile birlikte galatasaray oyuncularını getirmişti. Kerem buğraya vurunca ilk boey Buğra'nın üzerine atladı sonra mertens, barış ve abdulkerim.

Bu dörtlü keremi savunmasaydı olay çıkmayacaktı zaten ve sonra diğerleri bunları zar zor ayırdı. Üzerine Buğra'nın arkadaşları bizimkilere saldırmaya başlayınca, ortalık tekrar karıştı.

Televizyonda olan magazin programını mert kapatmayınca, sinirlerim bozuldu ve kumandayı alıp televizyonu kapattım.

"Neden kapattın?" Mert konuşunca sinirli bir şekilde ona baktım.

"Rahatsız oldum ve seni uyardım ama sen kısmadın." taklidimi yaptı.

"Dağ keçisi." Diyerek yukarı çıkacağı sırada minder fırlattım ve o sırada mesaj geldi.

054*******:
Merhaba Ahsen.
Ben Abdulkerim.

Siz:
Merhaba Abdulkerim abi.
Nasılsın?

054*******:
İyiyim sağol...
Şey aslında sana başka bir şey için yazdım

Siz:
Evet?

054*******:
Yarın müsait misin?

Siz:
Evet de, Neden?

054*******:
Buluşma ayarlayacağım.
Bizimkiler falan.

Siz:
Tabii memnun olurum, Saat kaçta peki?

054*******:
Saat 3'te, ben sana konum atarım.

Siz:
Tamam o zaman iyi akşamlar.

054*******:
İyi akşamlar.
(Bu mesaj beğenildi.)

Lan daha 4 saat önce kavga oldu. Bir şey olmamış gibi davranmaları saçma. Yüzümü ovuşturdum, bugün olanlar benim için fazlaydı zaten. Ayağa kalktım ve yukarı çıktım.

Sabah

Güzel bir gün umudu ile kalktım, yağmur yağıyordu. Dolabımdan mor lila boğazlı bir kazak ve beyaz bir etek çıkardım. Beyaz topuklu botumu giydikten sonra, kolyemi ve saatimi takım. Aşağı indiğimde sadece mert kahvaltı yapıyordu ve hizmetçiler sofrayı kuruyordu.

"Dayım ve yengem nerede?" Tabletten başını kaldırıp bana baktı.

"Annen ile şirkete gittiler... Hayırdır sen nereye?" Kahvalatıya oturduğumda ona baktım.

"İşim var." Başını salladı. O sırada buğraya yazdım.

Siz:
Buğra, bugün abdulkerim abi buluşma ayarlamış. Benimle gelir misin?

Buğra:
Gelirim gelirim de, korkuyorum.

Siz:
Neyden? Kimden?

Buğra:
O takımdakiler'den.

Siz:
Beni yalnız mı bırakacaksın?

Buğra:
Hayır tabiki de :)
Geliyorum.

Siz:
Harika.
Saat 3'te burada ol.

Buğra:
Tamamdır.

Telefonu kapatınca kahvaltıma devam ettim.

🕑

Buğra kapının önünde olduğunu söyleyince dışarı çıktım ve buğra'nın arabasına bindim.

"Selam." Gülümsedim.

"Selam." Yol boyunca bu konuşmadan sonra hiç konuşmadık. Yarım saat sonra güzel bir Kafe'nin önünde durduk, Buğra arabayı park ettikten sonra elimden tutarak kafeye ilerlertti. Tüm Galatasaray oyuncuları buradaydı. Bazılarının yanında sevgilisi vardı, Keremin yanında hande vardı ve kerem gülerek onunla konuşuyordu.

"Hoş geldiniz." Diyerek ayağa kalktı barış alper. Buğra ilk önce biraz korksada ortama alışmıştı. Tabii keremin bakışlarını saymazsak. Buğra ile yan yana oturduk, herkes ortaklaşa bir şeyler konuşuyordu. Boey saçımı elleyerek gözlerini şokla açtı.

"mon Dieu... Sajların çök guzel."  Gülümsedim ona ve buğra belimden tutarak kulağıma yaklaştı.

"Burdan çıktığımızda harika bir yer var oraya gidelim." Güldüm ve ona başımı salladım. Bazen takımdakiler ile bazen buğra ile konuşuyordum. Lavaboya gitmem gerekiyordu ve bende buğraya söyleyip, makyajımı temizlemek adına Lavaboya girdim. Bir kaç dakika sonra biri girdi baktığımda gördüğü kişi ile ağzım açıldı.

"Kerem burada ne işin var?" Kerem kapıyı kilitleyip bana yaklaştı.

"Dalga mı geçiyorsun? Yoksa beni kıskandırmak için yaptığın planlarından biri mi?" Kaşlarımı çattım ve omzuna vurdum.

"Sen kimsin ki? Ben seni kıskandırmak için plan yapayım." Güldü.

"O yüzden canımı yakmak için yanıma gelip benimle tartıştın değil mi? "  Kahkaha attım.

"Seninle mutlu olmadığım kadar Buğra ile mutluyum. Senin yokluğunu gideriyor zaten." Kaşlarını hiç yapmadığı gibi çattı ve kapıya ilerledim. Tam o an ona baktım.

"Bu arada sen gitmesen bile bu ilişki her türlü biterdi. Biz Hz. Züleyha ile Hz. yusuf değildik Bu sabır bizi tüketir, bu yol bizi aşardı..." Kapıyı kapatıp çıktım.


**************************

Hepinizi öpüyorum, Oy vermeyenin inşAllah lavaboya giderken peçetesi biter.

#7 | Kerem  AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin