Orman da yaşadığı an aklından çıkmıyordu Black' in. Bir an önce eve gitmek ve planını devreye koymak istiyordu. Önüne kim çıkarsa çıksın ezip geçmeye hazırdı. Yeterince beklemişti. Hayatı boyunca bir kişiye değer vermiş ve bu kişi taşlaşmış kalbini yeniden attırmıştı. Bu duyguyu kimsenin elinden almasına izin vermeyecekti. Direksiyonu daha sıkı kavradı ve gazı sonuna kadar kökledi. Jane ile olan kavgasından dolayı dudağının kanadığını hissediyordu. Ayrıca kaburgasına aldığı sert darbeden sonra vücudu da ağrımaya başladı. Olayın sıcaklığı ile o an hiç bir şey hissetmemişti.Arabası ile hızla avluya girdi. Ani bir manevra ve fren sesi ile kapıda durdu. Hızla arabadan indi, korumaların şaşkın bakışları arasında eve girdi. Red bu ani girişi odasından duymuştu. Oda hareketlendi, aşağıya doğru yöneldi. Black tam anlamıyla burnundan soluyordu. Hızlı hareketler ile mutfağa yöneldi. Çalışanlar bile korkmuştu Black in bu halinden. Ona yol vermek için her biri bir tarafa kaçmıştı. Hızla buz dolabının dondurucusunu açtı,buz aramaya başladı. Bu sırada Red'de mutfağa girmişti. Onun bu halini gördüğün de şaşkınlığını gizleyemedi.
''Tess ? Her şey yolunda mı ?'' diye seslendi
Ama Black onu duymuyordu. Buz aramaya devam ediyordu. Red e de çok kızgındı. Zoe yi aramak için hiç yardımcı olmamıştı. Hızla kapağı kapattı ve bağırmaya başladı Black.
''Bu lanet olası buzlar nerede ha ? ''
Korkudan hiç kimse cevap vermiyordu. Red sakin adımlar ile ona yaklaştı ve koluna dokundu.
''Tatlım biraz sakin olur musun ? Neler oluyor sana böyle ?''
Soruyu duyar duymaz keskin bakışlarını Red e çevirdi.
''Ben de aynı soruyu sana soruyorum günlerdir Red. Ama sen bana cevap vermek yerine benden saklanıyorsun ..!'' diye bağırdı.
Red donmuş bir vaziyette hala onu izliyordu. Black bu duruma daha da sinirlendi. Elini beline attı ve tabancasını çıkarttı. Mermiyi ağzına verdikten sonra çalışanlardan birine yaklaştı ve gömleğinden kavradı. Silahı adamın anlına dayamıştı.
''Bana hemen o kahrolası buzların nerede olduğunu söyleyeceksin ? Duydun mu beni ?!''
Herkes donmuş bir vaziyette olan biteni izliyordu. Black in yakasını kavradığı adamın gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Red ise yerine çakılmış bir vaziyette Black i izliyordu.
Duruma daha fazla kayıtsız kalamayan Veronica konuşmaya başladı.
''Bayan Tess e hemen buz getirin. Çabuk !''
Veronica nın sesini duyan Black elinde ki tabancayı adamın anlından çekti.
''Salonda bekliyorum. Hemen buzlarımı getirin bana !'' diye mutfağı inletti,salona doğru hızlı adımlarla yürüdü.
Bu sırada çalışanlardan biri koşarak elinde bir buz torbası ile mutfağa girdi. Red hemen buz torbasına yöneldi ama Veronica onu durdurdu.
''Red istersen ben halledeyim. Şu an çok sinirli.''
''Onu daha önce hiç böyle görmemiştim Veronica. Neler oluyor böyle. Kendi torunumu tanıyamıyorum. ''
Sesinde inanılmaz bir kırgınlık ve hüzün vardı Red'in. Veronica ya doğru yaklaştı ve başını omzuna koydu. Veronica da elleri ile Red in yanağını okşadı.
''Küçük torunumuz büyüdü Red ve aşık oldu. Olan bu.'' diye gülümsedi.
Bu sırada Black in sesi tekrar evi inletti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Fısıltıları ( GxG)
Adventure'Karanlık,hiç bu kadar tehlikeli bir vücuda bürünmemişti.'