Aşk,nasıl bir duygudur böyle. Gördüğümüz en karanlık insanı bile içine çekmeyi başaran,hala sırrı çözülememiş bir gizem diye düşünüyordu Jane, Gözlerinden yaşlar süzülerek arabayı kullanmaya çalışan Black i izlerken. Kesinlikle tecrübe etmek istemiyordu. Ama bir yandan da böylesine sevmek ve sevilmek istiyordu. Kafasını çevirdi Jane ve arkada uyuyan Zoe'ye baktı. Onu arabaya taşıdıkların da hafif uyanır gibi olmuştu bu yüzden Jane ona bir sakinleştirici yapmıştı.Tekrar Black e baktığın da gözyaşlarını sildiğini gördü. Bu şekilde araba kullanmasını istemiyordu.
''Tess ? İstersen ben kullanabilirim ?''dedi.
Gözlerini hala yoldan çekemiyordu Black. O kadar derin düşüncelere dalmıştı ki. Jane, ona Zoe nin hafıza kaybını ve babası olan Arthur un nasıl bir plan yaptığını anlatmıştı. İçin de cevap bekleyen o kadar soru vardı ki hangisine önce cevap arayacağını bilmiyordu.
Zoe'nin nasıl Arthur un kızı olduğu ? Yıllarca ondan habersiz nasıl yaşadığını ? Hayatının aşkını bulduğu an da neden ortaya çıktığını ?
Aklının köşelerini kemiren tonlarca soru eşliğin de yola odaklanmaya çalışsa da aniden nefes alamadığını hissediyordu.Nefes aldıkça sanki boğazın da bir acı ona engel oluyordu.Arabayı hemen kenara çekti ve araban indi.Panik olmuş gözlerle Black i izliyordu Jane.Arabayı durdurur durdurmaz oda hemen arabadan indi.
Black,yolun kenarına gidip demirlere tutunmuştu.Derin derin nefes alıp vermeye çalışıyordu.Jane,yanına yaklaştı ve ellerini Black in omuzlarına koydu.
''Tess ? Beni korkutuyorsun.İyi misin ?''
Black,olumlu şekilde kafasını salladı.Ellerini boğazına götürerek sıkıca bastırdı.
''Bu duruma nasıl geldik diye düşünmekten kendimi alamıyorum Jane.Ben nasıl düşmanımın kızına böylesine aşık oldum ?''
Bunları söylerken Black,nefes nefeseydi.Sanki bir şey onun nefes almasına engel oluyordu.Jane kollarını iyice Blacke doladı.
''Hey,sakin ol Tess.Her şey yoluna girecek.İnan bana.Sizin birbirinize duyduğunuz aşk her şeyden daha güçlü.Eminim bunun önün de hiç bir engel duramayaz.''
Gözlerini Jane e çevirdi Black.
''Nasıl bu kadar emin olabilirsin Jane ? Ya Zoe nin hafızası kendine gelmezse ? Gelse bile benim ellerim de kan var Jane.Kim böyle bir katille beraber olmak ister ki? Ya ilk fırsatta beni öldürürse ? Sevdiğim kadının ellerin de can verirsem ? Bunları düşünerek nasıl ayakta dururum ?''
Tamamen psikoloji gitmiş durumdaydı Black in.Bunu gözlerinden görebiliyordu Jane.Ve elinden hiç bir şey gelmiyordu.Ama yine de deneyecekti.Hayatta ki tek ailesinden biri olan Black e asla sırtını dönmeyecekti.Derin bir nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı.Gözlerinden süzülen yaşlardan ıslanan yanaklarını kavradı Jane ve avuçları arasına aldı.Gözlerinin tam içine bakıyordu.
''Ben sizin aşkınıza güveniyorum Tess.Bütün bu sorunları geride bırakıp evleneceksiniz. Kim bilir belki de çocuklarınız bile olacak.Sadece bunları düşün ve arabanın arka koltuğunda yatan bu kadına bak.''
Black,istemsizce gülümsedi ve kafasını arabaya çevirdi.
Jane konuşmaya devam ediyordu.
''Bu kadın hafızasını yitirmiş ve seni ailenin katili olarak bildiği halde sana zarar veremedi.O tetiği çekebilirdi Tess.Ölebilirdin.Ama yapmadı.Çünkü o da seni seviyor.Hafızası yerine gelecek ve siz her şeyi arkanız da bırakacaksınız.''
Black gülümsemeye devam etti.Jane,ellerini Black in yanaklarından çekti elini tuttu.
''Hadi gidelim.Ben kullanırım.Sen arka koltuğa geç.Bayan Reddington'ın boynunun tutulmasını istemeyiz değil mi ?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Fısıltıları ( GxG)
Dobrodružné'Karanlık,hiç bu kadar tehlikeli bir vücuda bürünmemişti.'