-Part 17-

493 25 9
                                    

---Sovyet Rusya'da bir hapishane---

Hava o kadar soğuktu ki hapishanenin camlarından kar taneleri içeriye süzülüyordu.Elinde ki demir çopu parmaklıklara sürten bir gardiyan küçük bir hücrenin kapısına geldiğinde durdu.Yavaşca çömeldi.Hafif bir ıslık çaldı.Hücrede duran kişi demirlere doğru yaklaştı.Gardiyan cebinden çıkardığı bez parçasını hücrenin içerisine uzattı.Ardından Rus aksağanı ile konuşmaya başladı.

"Bu gece yarısı işi biticereksin,bende seni söz verdiğim gibi teslim edeceğim.Sakın bir hata yapayım deme.Yoksa seni koruyamam."

Hücrede ki kadın hafifçe gülümsedi.

"Hata mı ? Benim hayatımda hatalara yer yok."

Gardiyan hafifçe gülümsedikten sonra tekrar aynı şekilde orayı terk etti.Elinde ki bez parçasını açtı kadın.Sarı bir sıvı ile doldurulmuş bir enjektör tutuyordu elinde.Gülümsedi.Sonra da onu bacağının arasına doğru yerleştirdi.Gece yarısı olmasını beklemeye başladı.

Tekrar kendine geldiğin de gece yarısı olduğunu anlamıştı.Hücresine doğru yaklaşan adımları duyabiliyordu.Toparlanarak ayağa kalktı.Kendisine iğneyi veren gardiyan geri dönmüştü.Kadının hücresine geldiğinde durdu,birbirlerine göz kırptılar.Ardından bacaklarının arasına gizlediği iğneyi çıkardı kadın ve bacağına sapladı.Gardiyan,onun bayılmasını bekledi.Daha sonra da alarım vererek onun hücresine koştu.Kucağına alarak revire doğru götürmeye başladı.Doktor onu sedyeye aldığında neler olduğunu sordu ama gardiyan hiç bir şeyden habersiz gibi davrandı.Doktor,ilaç hazırlamak için oradan ayrıldığında gardiyan kadının kulağına doğru eğildi.

"Artık yanlız başınasın Jane.Tam saatinde çıkış noktasında ol."

Kendisini duyduğunu biliyordu gardiyan.Verdiği ilaç sadece kaslarını bir süreliğine etkisiz hale getirmişti.

Doktor,tekrar geri döndüğünde Jane yerinde yoktu.Neler olduğunu anlamadan kafasına aldığı sert darbe ile yere yığıldı doktor.Bu hapishanede kamera olmadığını biliyordu Jane.Hemen ilaçların olduğu dolaba doğru yöneldi,sıvıları karıştırdığı bir enjektör hazırladı ve odadan ayrıldı.İçinden saymaya başlamıştı.İşi bitirmesi için 8 dakikası kalmıştı. Havalandırmadan sürünerek önce hedefinin olduğu koridora çıktı. Hiç beklemeden tuvalete girdi. Kabinlerden birine saklanan poşeti bulması zor olmadı. İçinde bir gardiyan üniforması vardı. Hızlıca üzerine giyindi ve koridora girdi. 6. hücreye geldiğinde durdu. Kapıyı açtı. Hiç beklemeden orada uyuyan orta yaşlı adamın boynuna iğnedi geçirdi. Adam,yerinden doğruldu, karşılık vermek istedi fakat yapamadı.

"Sende kimsin ? Bana ne yaptın böyle ?"

Hafifçe gülümsedi Jane.

"Benim kim olduğum önemli değil. Önemli olan şu an ölüyor olmanız. İyi uykular."

Adamın öldüğünü görebiliyordu Jane, hiç bir şey diyemeden yatağına öylece uzandı.

Vakit kaybetmeden hapishanenin arka kapısına doğru hızlı adımlar ile yürüdü. Dışarı çıktığında askeri bir aracın onu beklediğini gördü. Hemen bindi. Gardiyanda hiç beklemeden gaza bastı. Şehrin dışında bir yerde onları bekleyen araçların yanında durdu.Jane, hemen arabadan indi ve onu almaya gelen başka bir araca bindi. Arabanın içerisinde içkisini yudumlayan adam ona gülümsedi.

"Üşümüş görünüyorsunuz Bayan Jane,bir şeyler içmek ister misin ?"

Kafası ile onayladı Jane. Oda içkisini yudumluyordu.

"Kolay bir iş oldu sanırım. Sizi biraz yorduğumuzu sanıyordum."

"Benim için kolay yada zor bir iş yoktur Bay Daniel sadece iş vardır."

Karanlığın Fısıltıları ( GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin