Sonbahar kendini hissetiriyordu.Deponun kapısından eserek içeri giren rüzgar Black i biraz olsun kendine getirmişti.Karşısında konuşan adama tekrar bakmaya çalıştı.Bu sefer daha net görebiliyordu.Ama hala ondan ve Zoe den ne istediğini bilmiyordu.
Derin bir nefes aldı.Konuşmak için hala kendini toparlayamamıştı ama bazı cevaplar istiyordu.
''Sen ? Arabama o notu bırakan sendin.Hatta beni öldürmeye çalışan.Peki hala neden bekliyorsun ?''
Arthur hafif bir kahkaha attı.
''Bayan Tess,eğer sizi öldürmek isteseydim inanın bunu çok önceden yapardım.Ama o zaman sizi neden öldürdüğümü bilmiyecektiniz ve bu işin hiç eğlencesi kalmayacaktı..''
Hala adamın ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu.Söylediklerinden hiç bir şey anlamamıştı.
''Beni buraya bilmece çözmek için mi çağırdınız ? Üzgünüm ama o yaşımı biraz geçmiş durumdayım.''
''Demek o yaşınızı biraz geçtiniz ? Söylesenize Bayan Tess ? Kaç yaşındasınız ? Yada şöyle soralım.Kaç yaşından beri sevgili büyükbaban Red ile berabersin ?''
Adamın bu söylediği Black i biraz germişti.Hayatıyla ilgili çok şey biliyordu anlaşılan.Kafasını kaldırdı.
''Bu sizi hiç ama hiç ilgilendirmez Bayım.Ayrıca beni konuşarak mı öldürmeyi planlıyorsunuz yoksa kafama bir kurşun mu sıkacaksınız ? Çünkü şuan kurşunu tercih ederim.''
Black in bu söylediği adamın daha çok gülmesine sebeb oldu.Black e biraz daha yaklaştı.Yüzünü incelemeye başladı.
Mırıldanıyordu.
''Nasıl ?? Nasıl olurda o patlamadan sağ çıkarsın ? Hala çözemiyorum bunu Bayan Tess.''
Duyduğu cümle yabancı gelmiyordu Black e.Belki de bütün kanunsuz adamlar bunu merak ediyordu.Cevabını kendisi bile çok zor hatırlıyordu.Kafasını adama doğru yaklaştırdı Black.
''Her şeyin cevabını bildiğinizi sanıyordum Bayım.Bunu da çözmeniz uzun sürmez.Emin olun.''
Arthur ayağa kalktı.Gözlüklerini taktı.Boğazını temizledi.Sonra da Black e baktı.
''Bence bana artık Bayım demeyi kesmeniz gerek.Ah doğru ama resmen tanıştırılmadık.Ben Arthur.Daha da detaya inersek eğer Kardeşlik Çetesinin lideri Bay Boris in tek oğlu.''
Bunu duyduğunda Black in içine bir bıçak saplanmıştı sanki.Duyduğu şey onu o geceki patlamaya götürmüştü.Göz bebekleri iyice açılmıştı.Nefes almakta güçlük çekti.Adamın gözlerine baktı.Konuşmak istiyor ama yapamıyordu.Ailesinin ölümüne,bu hayata sürüklenmesine sebeb olan adam tam karşısında duruyordu.Sinirlerine hakim olmak istemiyordu.Sandelyeden kurtulmaya çalıştı.
Kendini ileri geri sallıyordu.Bağlanmış bir kaplan gibi Arthur a bakıyordu gözleri.Onu alıkoyan demirden kurtulsa onu oracıkta parçalayabilirdi.
''Sen ! Sen benim ailemi öldürdün aşağlık herif ! Seni öldüreceğim ! Öldüreceğim anlıyor musun ? Parçalara ayıracağım !''
Black in Arthur a savurduğu tehtitler depoda yankılanıyordu.Gözleri dolmuştu Black in.Bir an önce bu yerden kurtulup onu öldürmek istiyordu.Ama yapamıyordu.Bay Arthur ise Black in bu çırpınışlarını keyif içinde seyrediyordu.
''Bana tehtitler savurmayı bırakın Bayan Tess.Burada ölmek üzere biri varsa oda sensin.''
Arthur,Black e daha çok yaklaştı.Birbirlerinin nefesini yüzlerinde hissediyorlardı.Arthur konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Fısıltıları ( GxG)
Adventure'Karanlık,hiç bu kadar tehlikeli bir vücuda bürünmemişti.'