Black,gözlerini araladı.Etrafına buğulu gözler ile bakmaya başladı.Kulakları,ani patlamanın verdiği o çınlamadan başka bir şey duymuyordu.Etrafda koşuşturan adamlara bakıyor,neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Aniden arkasında bir şey hissetti.Red,Black in beline sıkıca sarıldı,onu ayağa kaldırdı.Yüzünü avuçları arasına aldı.Red,bir şeyler söylüyordu ama bu çınlama Red in ne söylediğini duymasına engel oluyordu.Dudağını okuyabildiği kadarı ile Red in
''Sen iyimisin ?'' dediğini anladı.
Onaylar şekilde başını salladı Black.Birlikte nefes alacakları bir yere doğru yürümeye başladılar.Ama Black bir eksiklik hissediyordu..Öksürerek dışarı çıktılar.Onları gören Carl hemen yanlarına gitti ve üzerlerine battaniye örtü.Arabanın yanına kadar gelmelerine yardım etti.Black in kulakları yavaşça kendine geliyordu. Carl ve Red in konuşmalarını duymaya başlamıştı.
''Bu nasıl olur Carl ? Bina kontrol edildi biz girmeden.Bu bombada nereden çıktı ?''
''Efendim inanın ki bizde bilmiyoruz.Her şey kontrolümüz dışında gelişti.''
Red ve Carl tartışırken Black aniden kendine geldi.Red e döndü.
''Zoe nerede ? O çıkmadı mı ?''
Red,gözlerini Carl a çevirdi.Carl ise yere bakıyordu.Ama Black sorunun cevabını almakta ısrarlıydı.Üzerinde ki battaniyeyi yere attı.Red e doğru yöneldi.Sesini yükselterek aynı soruyu tekrar sordu.
''Sana söylüyorum Red,Zoe nerede ??!!''
Red boğazını temizledi.Hafif bir nefes aldı.Konuşmak için doğru kelimeyi arıyordu ama bulamıyordu..
''Tatlım,biz sizi almak için girdiğimiz de Bayan Zoe i Arthur aldı.Arka kapıya doğru kaçtılar.''
Black,derin bir nefes aldı.
''Harika,yaşıyorlar demek.Peki arka kapıda bekliyen adamların onları takip etti değil mi ?''
Carl ve Red birbirlerine baktılar.Red,ellerini Black in omuzlarına koydu.Gözlerine doğru baktı.Black in mavi gözleri sorular sormaya devam ediyordu.
''Tess,bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sakin olman gerek..''
Black,bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.Arkasında yanan fabrikaya dönerek tekrar baktı.Kendini sakinleştirmeye çalıştı.Tekrar Red e döndü.Gözleri istemsiz bir şekilde dolmuştu.
''Seni dinliyorum.''
''Tess,senin ellerini çözdüğümüzde sende onların peşinden gitmeye kalktın ama o sırada arka tarafta bu patlama meydana geldi.Çok üzgünüm.''
Black,etrafına bakıyor,anlamaya çalışıyordu.Ellerini saçlarında gezdiriyor.Arkasında yanan fabrikaya bakıyordu.Kafasını toplamaya çalıştı.Ne gördüğünü hatırlamaya çalışıyordu.Ama ani patlama sanki bütün hafızasını silmişti.Hiç birşey hatırlamıyordu.
Tek hissettiği içinde bir yerler de bunu kabul etmeyen bir yanının olduğuydu.Hemen arabaya yöneldi.Red ve Carl ın sorularına yanıt vermiyordu.Bagajı açtı.Eline geçirdiği bir silahı beline taktı.Yanan fabrikaya doğru yürümeye başladı.
Red hemen peşinden gitti.Arkasından Black e sarıldı.Onu bırakmaya niyeti yoktu.
''Tess,tatlım.Lütfen sakin ol.Fabrikaya böyle giremezsin.Çok tehlikeli.''
Black,Red in elinden kurtulmak için çabalıyordu.
''İçeri girmem lazım Red,lütfen bırak beni.O yaşıyor.Onu almam gerek.Geç bile kaldım.Tanrım,bana çok kızacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Fısıltıları ( GxG)
Adventure'Karanlık,hiç bu kadar tehlikeli bir vücuda bürünmemişti.'