2. BÖLÜM

62.4K 2.1K 1K
                                    

Medyaya mutfağın bir fotoğrafını koydum ki İrem'in nereye yapıştığını görün diye ahshshs. Neyse keyifli okumalar.

MEHİR

Anahtar sesi duyduğumda gözlerimi araladım kimin geldiğini biliyordum. Evimin yedek anahtarı sadece onda vardı. O da ısrarla 'başına bir şey gelirse, sana ulaşamazsam' gibi kafasında kurduğu kötü senaryolar nedeniyle yedek anahtar çıkartmıştık.

Eve girdiğini anladığımda yavaşca ayaklandım ve o ayakkabılarını çıkartırken tezgahın arkasında geçip yere eğilipp saklandım.

İrem "Mehir, nerdesin?" diye seslendiğinde sesimi çıkarmadım ve mutfağa gelmesini bekledim. Tezgaha doğru yaklaştığında aniden ayağa kalkıp anlamsız seslerle böğürmüştüm.

İrem'in önce gözleri büyümüş sonra kısılmıştı kopacak kıyameti anladığımda tam kaçacaktım ki İrem "Seni öldüreceğim Mehir bu kaç oldu?" diye bağırırken tezgahın diğer tarafından üzerime atlamaya çalışmıştı fakat yerden bitme arkadaşım benim gibi selvi boylu olmadığı için adeta sümük gibi tezgahın üzerine yapışmıştı.

Önce bir şeyi var mı diye bakıp kıpkırmızı olduğunu gördükten sonra gülmemek için kendimi tutsam da başarılı olamamıştım yere oturmuş anıra anıra gülüyordum. İrem iyice sinirlenip tezgahtaki peçeteliği kafama atmıştı.

Rulo peçeteliğin demir kısmı kaşıma gelince bir acı ve sıcaklık hissinin yanında bir de akışkanlık hissettim. Elimi kaşıma götürünce elime kan bulaşmıştı kafamı yere eğdiğim için İrem henüz görmemişti ve görmemeliydi.
Çünkü biliyordum şakalaşırken olan bir şey için günlerce üzülü duracaktı ben kalkmış giderken İrem de ayaklandı ve kolumu tutup bana çemkireceği sırada kaşımı gördü. Aniden çenesi titremeye başladı, gözlerinde yaşlar belirdi.

Ağzımı açmıştım ki İrem telaşla "Kankam valla çok özür dilerim bilerek olmadı kaşının patlacağını düşünmedim. Allah'ım ben nasıl bir dengesizim. Kardeşim çok özür dilerim acaba kaşını yarmadım da kafa tasını kırmış olabilir miyim ? Kalk hemen hastaneye gidiyoruz bir röntgen çektirelim. Öleceğim şimdi vicdan azabından bir daha da bir şey yaparsam erkekkler yüzüme bakmasın Mehir kime diyorum kalk hadi hast-" derken lafını kesip "Ay yeter İrem bir şey yok alt tarafı küçük bir kaş patlaması valla eve almayacağım seni bir daha sen yemekleri yapmaya başla ben de kaşımı temizleyip geliyorum." diyerek mutfaktan çıktım.

Odamdaki banyoya girip ilk yardım malzemelerinin olduğu sepeti dolaptan çıkartım kaşımı temizleyip yarabanı yapıştırdım.

O sırada mutfaktan paldır küldür sesler geliyordu. İrem inşallah mutfağımın içinden geçmiyosundur diyerek odamdan çıkıp mutfağa geçtim.

Ev zaten 1+1 di yani fazla bir yere de gidemezdim.
İrem'e yardım edip sofrayı kurduğumuzda yemeye başladık. Saçma muhabbet ve şakalardan sonra yemeğimiz bittiğinde çay demlemiştim.

İrem balkonda otururken çaylarımızı doldurup birkaç abur cuburla balkona geçtim.

Balkonumu seviyordum bana huzur veriyordu güzel dekor etmiştim. Övünmek gibi olmasın zevkli kadınımdır.

İrem'e bugün başımdan geçenleri anlattım. İrem hemen kafasında yine senaryolar kurmaya başlamıştı gelin olmuş gidiyordum ve çoluk çocuğa karışmıştım.

Bazen öyle garip şeyleri birbirine bağlıyordu ki şaşırmamak elde değildi ve işi garibi insan artıık bir yerden sonra bu durumu normal karşılıyordu.

Gece yarısına kadar sohbet etmiştik ve İrem'in artık gitmesi gerekiyordu.

"Kankam..." diye bir seslenişte bulundu.

ÖĞRETMEN VE MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin