Bir öğretmen ve bir mafya ? Bir kuralsız kaç kuralı birden yıkabilir ? Aşkın, acının ve heyecan kol gezdiği bir hikaye...
Rüzgar&Mehir aşkına birlikte şahitlik yapalım.
Biraz küfür, biraz +18, biraz aşk, biraz da tutku.
Herkese selam. Umarım herkesin keyfi sağlığı yerindedir.
Keyifli okumalar.
MEHİR
Elimdeki havluyla saçlarımın ıslaklığını alıyorken sessizce çıktım banyodan. Yataktaki kocama ve 1 ayını doldurmuş güzel kızıma baktım.
Rüzgar yan dönmüş bir kolunun arasına kızımızı kafeslemişti. Sabahın erken saatlerinde ikisi de mışıl mışıl uyuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İç geçirerek izledim bir süre, sanki rüyaymış gibi dalıp gittim. Yavaşça yanlarına oturup parmaklarımın tersiyle kızımın yanaklarını okşadım.
Nasıl narin nasıl da güzeldi. Boynuna yaklaşmadan burnuma geldi bebeksi kokusu.
Eğilip minik bir öpücük kondurdum boynuna, doyasıya kokladım onu. Başımı kaldırıp sevdiğimi göz hapsine aldım. Nasıl da huzurlu uyuyordu. Hafifçe onun da yanağından öpüp kokladım ve üzerimi giyinmek için geri çekildim.
Yavaş adımlarla giyinme odasına geçerek siyah bir eşofman ve beyaz bir tişört giydim. Aynanın önüne geçerek saçlarımı tarayıp bakım yaptım. Saçlarımı kurutmaya üşendiğimden örüp arkama attım.
Yeniden yatak odasına dönüp yatağın boş ama onlara en yakın kısmına uzandım. Sağ elimi başımın altında yumruk yapıp yarı yatar pozisyonda onları izlemeye devam ettim.
Sol elim bir bebeğimin yanağını okşuyordu bir de sevdiğimin. Doğumdan sonra korktuğum lohusalık sandığımın aksine çokta kötü geçmedi. Rüzgar bana karşı hep anlayışlıydı, her konuda yardımcı olmaya çalışmıştı. Yetişemediğim, yapamadığım yerde bana destek olmuştu. Kızımız çok uysaldı ve daha küçük olsa da sevilmeye bayıldığını anlamıştık etrafa yaydığı kahkahalarından.
Aradan hatrı sayılır bir vakit geçti, Rüzgar yavaşça gözlerini araladı. Önce kolları arasındaki minik kızını hatırlayıp ona baktı. Eğilip koklayarak öptü boynundan.
Sonra usulca başını kaldırıp beni gördü ve fısıldadı.
"Günaydın güzelliğim."
"Günaydın Rüzgar'ım."
"Yaklaş biraz." Anlamazken hafifçe ona doğru yaklaştım. O da bana biraz yaklaşıp dudağımdan öptü.
"İşte şimdi günaydın." Bu yaptığına gülümseyip yanağını okşadım. Gözleri yüzümü tararken saçlarıma değdi. Islak saçlarımı gördü.
"Sen duşa mı girdin ?" Başımla onayladım. Seray uyanmasın diye fısıltılı bir şekilde konuşuyorduk ve Rüzgar'ın fısıldaması bana o kadar komik geliyordu ki anlatamam.
"Evet." Kaşları çatıldı.
"Hep bensiz duşa giriyorsun, bir dahaki sefer ben de öyle yapacağım." Attığı tribe kısık sesle güldüm. Bu dediğini yapması imkansızdı, her duşa girdiğinde beni de çağırırdı.
