38. BÖLÜM

9.5K 488 259
                                    

Herkese selam, inşallah herkesin keyfi sağlığı yerindedir.

Keyifli okumalaaarr.

RÜZGAR

"Yavrum harap ettin kendini kurbanın olayım ağlama." Karımı sakinleştirmeye çalışırken gözyaşlarını siliyordum.

"Ama..." Sızlanarak dudaklarını büktü ve daha çok ağlamaya başladı.

"Güzel karım, vallahi bilerek açmadım ya özür dilerim senin bir gözyaşına ölürüm ben." Dizlerimin üzerinde otururken göğsüme yaslanmış, içli içli hıçkırıyordu.

"Ona ne olacak şimdi ? Nasıl yaşayacak ki ?" Derin bir nefes alıp içten içe kendime sövmeye devam ettim.

"Bir tanem yapma böyle doğanın kanunu bu."

Televizyonda fillerle ilgili bir belgesel izlerken yavru filler kendi arasında güç gösterisi yapıyorlardı. Bir yavru fil diğer yavru filin hortumunu kopardı. Filin yemek yemesi bile zorlanışırken bunu gören güzel karım ağlama krizine girdi. Götü üç buçuk atan ben, onu ağlattığı için söverek televizyonu kapattım ve dakikalardır karımı teselli etmeye çalışıyorum.

"Çileyman..." Hortumu kopan filin adıydı.

Yüzünü ellerimin arasına alarak göz göze gelmemizi sağladım.

"Bak bakayım bana." Hâlâ sulu sulu duran boncuk gözleriyle gözlerime baktı. Eğilip kızarmış burnuna bir öpücük bıraktım.

"Çileyman şimdi kendine gelmiştir, arkadaşlarıyla bile oynuyodur. Hortumunun koptuğunu bile unutmuştur." Gözleri beklentiyle aralandı.

"Gerçekten mi ?" Dayanamayıp bir kez daha öptüm burnundan.

"Gerçekten tabi hayatımın anlamı. Hem onun ailesi de yanında, onu severek unutturmuşlardır yaşadığını, yaraları da iyileşmiştir."

"İyileşmiştir değil mi ?" Başımla onayladım.

"Evet iyileşmiştir." Aklına bir şey gelmiş olmalı ki gözleri yeniden yaşardı.

"Ya bizim kızımızın da burnunu koparırlarsa." Yeniden feryat figan ağlamaya başladı. Derin bir nefes alıp sakin olmam gerektiğini hatırlattım kendime, hormonları altüst olmuştu ve tepkileri çok normaldi.

"Kimse benim kelebeğime bir şey yapmaya cüret edemez."

"Edemez değil mi ?" Başımı iki yana sallayıp alnından öptüm.

"Edemez tabii. Biz onu her şeyden koruruz." Ellerimi karnına sarıp okşadım. O da ellerini ellerimin üzerine bıraktı.

"Koruruz." Ağlaması durduğunda gülümseyip yanağından öptüm. Birkaç dakika daha göğsümde yattıktan sonra rahatsızca kıpırdandı, aklına bir şey gelmişti.

"Rüzgar..." Çekingen sesi haklı çıktığımın kanıtıydı, zihnini rahatsız eden bir şey vardı. Kollarımı daha sıkı sardım ona.

"Söyle güzelliğimm." Belini okşarken sıkıntısını söylemesini bekliyordum.

"Ben çok çekilmez biri oldum değil mi ?" İstemsizce kaşlarım çatıldı.

"O nerden çıktı öyle ?" Omuz silkti.

"Öyle işte, her şeye ağlıyorum, sürekli arıza çıkartıyorum, çok gerginim bazen çok sinirliyim. Bazen sana çok çatıyorum, hiç huzur vermiyorum." İç çekip saçlarının bir kısmını parmaklarımın arasına aldım.

"Sen benim ne kadar hoşuma gittiğinin farkında mısın ?" Başını kaldırıp gözlerime baktı.

"Hadi ama Rüzgar, yalan söyleme." Boynuna eğilip koklayarak öptüm.

ÖĞRETMEN VE MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin